Gitmek tradutor Português
30,793 parallel translation
Çünkü gitmek zorundaydım.
- Porque tinha de ir.
Buradan gitmek zorunda kalacak olan benim.
Sou eu que vou ter de ir embora em breve.
Gitmek istiyorsan git.
Se quiseres ir embora, vai.
Çünkü sana yalan söyledim,... toplantılara gitmek ve içki içmek konusunda ve şimdi, bu psikopat o her kimse o benimle uğraşıyor.
Porque te menti sobre ir aos encontros, sobre as bebidas, e agora este psicopata, quem quer que ele seja, está a mexer comigo.
Bir ara çifte randevuya gitmek falan ister misiniz...
Então, querem sair num encontro duplo qualquer hora ou...
Tahoe Gölü Caz ve Miras Festivali'ne gitmek ister misin diye soracaktım.
Gostava de perguntar-te se gostavas de ir ao Festival "Lake Tahoe Jazz e Património".
Öğrenmenin tek yolu Ponder Creek Çiftliğine gitmek.
O único modo de sabermos é se formos a Ponder Creek Farm.
Hala gitmek istiyorsan yola çıksak iyi olacak.
Se ainda quiseres ir, devíamos meter-nos à estrada.
İhtiyacımız olan veriyi almak, lahit için en uygun yeri bulmak ve sonra buradan çekip gitmek. Tamam.
Precisamos dos dados, descobrir a melhor posição para o sarcófago, e, depois, saímos daqui.
Yani sana Tahoe Gölü Caz ve Miras Festivali'ne gitmek ister misin diye soracaktım.
Então, queria... Perguntar se gostavas de ir ao... Festival "Lake Tahoe Jazz e Heritage."
Tamam, kim eve gitmek istiyor?
Muito bem, quem é que quer ir para casa?
Stockman bir an önce gitmek istiyor.
O Stockman está ansioso para arrancar.
- Kapıyı ben beklerim! - Danny, git. - Gitmek istemiyorum!
- Danny, segurarei a porta!
Acile gitmek zorunda kalmıştık.
Tivemos de a levar às urgências.
Peru'ya gitmek üzereydim, bu yüzden doktora göründüm.
Estava prestes a ir ao Peru, por isso fui ao médico.
Gitmek zorunda kalmak istemiyorum.
Eu não quero ter de sair.
- Nereye gitmek istiyorsun?
- Para onde queres ir? - Universidade de Nova Iorque.
Bir gün, o gün neden gitmek zorunda olduğumu sana söyleyebilirim ama şu an söyleyemem.
Um dia poderei dizer onde fui essa noite, mas agora não.
Gitmek istiyorsan, şimdi git.
Se quiseres partir, vai agora.
Bu şehirden gitmek istiyorum.
Gostaria de me pôr a andar desta cidade.
Penny, madem sen gideceksin ben de gitmek zorunda mıyım?
- Penny, já que vais ao aeroporto, eu tenho de ir?
Benimle alışverişe gitmek istemiyorsa neden direkt söylemedi?
Se ele não queria fazer compras comigo, porque não disse logo?
Buradan gitmek ister misin?
- Queres ir embora?
Buradan sonra San Diego'ya gitmek beş saatimizi alır.
Daqui, são cinco horas até San Diego.
San Diego'ya gitmek, Nathan James ile bir araya gelmek için başka bir neden daha.
Mais um motivo para chegarmos a San Diego, e nos encontrarmos com o "James".
Bu akşam gitmek zorundayım.
Nem pensar!
Sen ameliyattan çıkana kadar gitmek istemedi.
Ele recusou-se a ir embora até que soubesse que saíste da cirurgia.
Rüyam gerçek olacak! Afrika'ya gitmek istemiyorum.
Não quero ir para África.
Mutlu bir çocuğun olduğu bir eve gitmek çok güzel.
É bom voltar para casa para uma criança feliz.
Vedalaştım ve işe gitmek için ayrıldım.
Eu despedi-me e fui trabalhar.
Aramız böyleyken gitmek istemiyorum.
Não me quero ir embora enquanto nós estamos assim.
Beraber gitmek istiyor musun?
Queres ir para lá juntos?
Ama bu bana ne kadar ileri gitmek istediğimi düşünmem için zaman veriyor.
Mas deu-me tempo para considerar até onde estou dispostos a ir.
Yarın gelinlik alışverişine gitmek istiyor.
Ela quer comprar o vestido de noiva amanhã.
Gitmek istemiyorum ve sebep açıklayasım gelmedi.
Eu não quero ir, e não queria explicar.
Bu yeniden buluşmanın gerçek olduğunu varsayarsak, neden gitmek istemiyorsun?
Assumindo que seja verdade, porque não queres ir?
- Hayır, gitmek zorundayız.
- Não, nós temos que ir.
Hastahaneye gitmek zorundayız.
Nós temos que ir para o hospital.
Ama... şu anda bıraktığı mesajı söylemek ve gitmek istiyorum.
Mas agora quero que leve a sua mensagem e saia.
Bazen... ileri gitmek için geriye bir adım atıp hataları düzeltmek gerekir.
Às vezes para podermos ir em frente temos que dar um passo para trás e consertar o seu erro.
'O bir cadı ruhu istiyor...''... ve alana kadar da gitmek istemiyor.'
Aquela bruxa quer uma alma e ela não vai deixá-lo até conseguir uma.
Dünyanın enerji krizini çözmek istediğini söyledin... -... ama kaçıp gitmek istiyorsun.
Dizes que queres resolver a crise mundial de energia, mas só queres fugir.
Pekala bu gece mi gitmek istersin yoksa yarın mı?
Queres ir hoje ou amanhã?
Bowlinge gitmek için on dakikam vardı ki ben bowlingi hiç sevmem. Herneyse, kapı çaldı. Ve ben açtım.
Estou a 10 minutos de ir jogar bowling e nem sequer gosto de bowling, mas, enfim, alguém bateu à porta.
Buradan Tokyo'da üç kez gidiş-dönüş gitmek gibi.
É como fazer 3 viagens daqui até Tóquio.
Adımınıza dikkat edin ama gitmek zorundayız.
Temos que ir.
Gitmek zorundayım.
Tenho que ir.
Tamam, gitmek zorundayız.
Muito bem, temos que ir.
Ben de üstüne gitmek istedim.
E não quis insistir.
- Gitmek isterseniz söyleyin.
- Avisem-me se quiserem ir.
O yüzden gitmek zorundayım.
Então, eu tenho que ir.
gitmek istiyorum 180
gitmek istemiyorum 210
gitmek istiyorsun 19
gitmek mi 131
gitmek ister misin 53
gitmek zorundayım 240
gitmek mi istiyorsun 40
gitmek istiyor musun 41
gitmek zorunda 17
gitmek zorundayız 79
gitmek istemiyorum 210
gitmek istiyorsun 19
gitmek mi 131
gitmek ister misin 53
gitmek zorundayım 240
gitmek mi istiyorsun 40
gitmek istiyor musun 41
gitmek zorunda 17
gitmek zorundayız 79
gitmek zorundasın 43
gitmek zorunda değilsin 35
gitmekte özgürsünüz 33
gitmek zorunda mısın 34
gitmekte özgürsün 24
gitmemi mi istiyorsun 48
gitme 1049
gitmedim 39
gitmelisin 203
gitmem lazım 361
gitmek zorunda değilsin 35
gitmekte özgürsünüz 33
gitmek zorunda mısın 34
gitmekte özgürsün 24
gitmemi mi istiyorsun 48
gitme 1049
gitmedim 39
gitmelisin 203
gitmem lazım 361
gitmeyeceğim 167
gitmem gerek 808
gitmem gerekiyor 305
gitmedi 39
gitmen gerekiyor 24
gitmem 53
gitmeni istemiyorum 71
gitmeliyim 1495
gitme zamanı geldi 35
gitmeden önce 102
gitmem gerek 808
gitmem gerekiyor 305
gitmedi 39
gitmen gerekiyor 24
gitmem 53
gitmeni istemiyorum 71
gitmeliyim 1495
gitme zamanı geldi 35
gitmeden önce 102