English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ G ] / Gitmek zorundasın

Gitmek zorundasın tradutor Português

665 parallel translation
Pilot gözlüğüm yok. Jerry, gitmek zorundasın. Bizi bekliyor.
Umajovem amiga dela vai visitá-la e parece-me que há qualquer coisa no ar.
Marceau, sen de gitmek zorundasın.
Marceau? Bom Marceau, vejo-me obrigado a pedir-te também para ires embora.
- Hayır. - Tarzan, gitmek zorundasın.
- Tarzan, deves ir.
Ama Çocuğa bir şey olursa kendimizi hiç affedemeyiz. Tatlım, beni seviyorsan... Çocuğu seviyorsan gitmek zorundasın.
Querido, se me amas.... se amas o Boy, deves ir.
- Gitmek zorundasın.
- Sam, ainda não fui ao médico. - Mas precisas ir ao médico.
Neden uç noktalara gitmek zorundasın, Tess?
Porque tens sempre que ir aos extremos, Tess?
Çünkü zafer sizindi 20 yıl önce dersinizi almayı unuttunuz ve şimdi yeniden okula gitmek zorundasınız.
Ganharam a guerra e esqueceram... da lição de 20 anos atrás. E agora têm que pagar tudo de novo.
Pete, sen gitmek zorundasın.
Pete, tens que ser tu a ir.
Jesse, buradan gitmek zorundasın.
Jesse, você tem que sair daqui.
Ve hemen gitmek zorundasın.
Deve fazê-lo depressa.
Neden gitmek zorundasın?
por que vai?
Gitmek zorundasın.
Mas tens que ir.
- Neden gitmek zorundasın?
Por que tem de ir?
Gitmek zorundasın.
Deve ir.
Brax, gitmek zorundasın.
Brax, você deve ir.
Senatoya gideceğine dair söz verdin, öyleyse gitmek zorundasın.
Comprometeste-te com o senado, agora tens de ir.
Mahalle çetesine katılmak istersen onların yolundan gitmek zorundasın.
Quando te queres juntar a um gangue, tens de andar com eles.
Siz de onlarla gitmek zorundasınız ve gözlerini kızlardan ayırmayın.
Acompanha-os e não perca de vista às garotas.
- Irene, gitmek zorundasın.
Você tem que ir.
Jack. Gitmek zorundasın, biliyorum.
Jack tens que ir, eu sei.
- Buradan gitmek zorundasın!
- Tem que fugir.
- Gitmek zorundasın.
- Tens de ir!
Yani uzağa gitmek zorundasın?
Então você deve partir? Sim.
Üç gün içinde evlerinizi satıp buradan gitmek zorundasınız diyor.
Vocês devem vender a casa e sair em três dias. Três dias! É impossível!
- Evet. - Akşam maması için... Gleneagles'a gitmek zorundasınız.
Hoje terão de ir ao Gleaneagles para a vossa paparoca.
Üzgünüm gitmek zorundasınız.
Têm de sair. Houve um engano.
Üzgünüm ama gitmek zorundasınız.
Lamento, mas vão ter de sair.
- İşe mi gitmek zorundasın?
- Tem que ir trabalhar?
Gitmek zorundasın. - Gitmek zorunda mıyım?
Você precisa sair.
Üzgünüm beyaz, o kalabilir ama sen gitmek zorundasın.
Desculpa, branquinho. Ela pode ficar, mas tu põe-te a andar.
Gitmek zorundasınız.
Tem de sair já.
Gitmek zorundasınız.
Tem de ir.
- Neden hep paranın peşinden gitmek zorundasınız ki?
- Porque têm ser sempre dinheiro?
Oraya gitmek zorundasın. Mistik bir şey yap. O konuda çok iyisin.
Vai à residência real, faz uma coisa qualquer...
- Gitmek zorundasınız. - Frank, haydi.
Frank, vamos.
Batıya gitmek zorundasın.
Tem que ir lá para o Oeste.
- Gitmek zorundasın.
- Tens de ir.
Artık gitmek zorundasın!
Agora, tens de ir.
- Gitmek zorundasın!
Disse para parar!
Gitmek zorundasın! Hasta olacağımdan eminim.
- De certeza que vou adoecer.
Hemen gitmek zorundasın.
Agora tens de ir.
Ama Chichen ltza'ya yalnız gitmek zorundasın, tamam mı?
Mas tens de ir para Chichén Itzá sozinha, está bem?
Bu yüzden hafızanın o bölümüne gitmek zorundasın.
Mas agora tem de penetrar nessa parte da sua memória.
Oraya gitmek zorundasın.
É por ali que tens de entrar.
Üniversiteye gitmek zorundasın.
Tens que ir para a universidade.
-... o zaman gitmek zorundasın.
- então vais ter que partir.
Dışarı gitmek zorundasın.
Eles têm que ir.
Yalnız mı gitmek zorundasın?
Tens que ir sozinha?
Gitmek zorundasın He-Man.
Tens que ir.
- Gitmek zorundasınız.
Tem de ir.
Bensiz gitmek zorundasın Pelle.
Tens que ir sem mim, Pelle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]