Hallettik tradutor Português
1,011 parallel translation
- Kesinlikle hallettik Marshall.
- Certamente, melhorou.
Her şeyi hallettik, bir şeyler içelim.
Já resolvemos tudo. Vamos buscar uma bebida.
- O zaman hallettik değil mi?
- Então, está tudo combinado.
Bu ikisini hallettik, diğerleri ne olacak?
Bem, já são dois a menos. Mas, e os outros?
Şimdi hallettik.
Está feito.
- Ama bunu hallettik. - Ben...
- Mas a situação está resolvida.
Biz zaten onları Rotterdam Hayvanat Bahçesine gönderme işlerini hallettik.
Já arranjámos alguém para mandá-las para o jardim Zoológico de Rotterdam.
- Tereyağından kıl çeker gibi hallettik!
- Agora é que vai ser.
Şey, bunu da böylece hallettik.
Que maravilha!
Çabucak hallettik, oldu bitti.
Divorciei-me rapidamente.
Güvenlik, ben Lipton. Durumu hallettik.
Segurança, aqui é o sargento Lipton, e estamos todos atentos aqui em baixo.
Bunu da hallettik.
E pronto.
İşi güzelce hallettik, Ferguson.
Foi um bom trabalho para si, Ferguson.
- Herşeyi hallettik.
- Está tudo resolvido.
İşte hallettik, Reverend.
Acabamos aqui, Reverendo.
İşte nazikçe hallettik!
Assim é que é!
Kafanızı kurcalayan bir meseleyi de hallettik.
Parece-me que é mais uma ponta solta que se ata, como o senhor diz.
Sanırım şu ana dek yarısını hallettik ve geri kalan yarısını düşünmeliyiz.
Pelas minhas contas, Liquidámos metade. Mataram metade dos nossos.
- Hayır, ama meseleyi hallettik.
- Não, mas resolvemos tudo.
Sağ ol Basil, o işi hallettik.
- Obrigado, Basil, já tratámos disso.
Tüm sorunları karınızla hallettik.
- Bom... Resolvemos tudo com a sua mulher.
Oldukça iyi hallettik bu işi sanırım.
- Creio que tudo correu bem.
Hepsini hallettik mi?
Cometemos tudo? Porque se não,,
Şu taşeron olayını hallettik mi? - Hayır.
Está definido aquele assunto da sub-licença?
Bunu aramızda hallettik.
Mas já esclarecemos isso. Devia orgulhar-se do Gillom.
Sonunda bu işi koca bir gün boyunca kavga etmeden hallettik.
Finalmente conseguimos chegar ao fim de um dia sem discutirmos.
Dolapları hallettik, sen duvarları yapıyorsun... Terry filtreleri yapıyor, buzdolabını halletti...
Já tratámos dos armários, estás a tratar das paredes, o Terry, dos filtros, já vimos o frigorífico...
Dolapları hallettik mi?
Já trataram dos armários? - Está tudo feito.
Olayı hallettik.
Já está tudo resolvido.
Evet, hallettik Komiserim.
Sim, já fizémos isso tenente.
Bu işi 12,95'e hallettik.
Só doze noventa e cinco.
Hallettik mi?
Será que os destruimos?
O konuyu çoktan hallettik.
Já tratámos disso.
Ve bitirmesine fırsat bırakmadan onu hallettik.
Não teve tempo de acabar.
Çok kolay hallettik.
As coisas estão a compor-se.
Zırh levhası ve ilaçlama uçağını hallettik.
Já temos a blindagem e o avião de pulverização.
Sonuçta en azından casusluk sorunlarını hallettik.
Pelo menos, eliminámos os problemas de espionagem.
Bu gece taslak bir anlaşma yapmış olmalıyız. O zaman, hallettik gibi?
Devemos ter um acordo de rascunho amanhã.
- Geldik, gördük ve işini hallettik.
- Chegámos, vimos e arriámos-lhe!
Sanırım hallettik! Evet.
- Acho que conseguimos.
Hey, adaların yedide altısını hallettik.
Nós já temos seis de sete ilhas.
Öğle yemeği sorunumzu hallettik.
Bem, já não é preciso ir procurar almoço.
- O işi hallettik.
- Já revistamos.
Biz hallettik.
Nós tratámos disso.
Sanırım her şeyi hallettik.
Acho que estamos bem preparados.
Bugünün kotasını tamamlıyoruz, dostum, hayır sağol ama biz hallettik.
Preenchemos a quota hoje, não foi graças a ti, cão, mas nós fizemos isso.
onu hallettik biz.
Achamos o modo de saber qual é.
Tamam, hallettik.
- Tudo bem! Conseguimos!
Bunu hallettik sanıyordum.
Acho que já lhe dissemos.
Hallettik sayılır.
Já está.
Hallettik.
- É!
hallelujah 92
hallederiz 84
hallet 25
hallettim 108
halledeceğiz 34
halledeceğim 67
hallediyorum 27
hallederim 113
halledebilirim 49
hallettin mi 27
hallederiz 84
hallet 25
hallettim 108
halledeceğiz 34
halledeceğim 67
hallediyorum 27
hallederim 113
halledebilirim 49
hallettin mi 27