Hemen mi tradutor Português
1,592 parallel translation
Hemen mi gidiyorsun?
Já te vais embora?
"Hemen mi?" diyerek mızmızlanmaya başladı.
Então ele começa a choramingar : "Já vais dormir?".
Hemen... Hemen mi?
Agora, agora mesmo?
Hemen mi?
Agora?
Hemen mi başlamak istiyorsun?
- Querias começar agora?
ne, hemen mi? biraz meşgulüm de.
Eu estou um pouco ocupado?
- Hemen mi?
- Agora?
Hemen mi gideceksiniz?
Já tens de ir embora? Quer dizer, como já é muito tarde...
Hayır, yani hemen mi ölmüş, gece mi ölmüş, son nefesini ne zaman vermiş?
Não, quero dizer, foi logo ali ou durante a noite, ou quando é que foi?
Hemen mi... Evet, evet.
- Será que posso...
Gerçekten, hemen mi?
A sério?
- Peki bunu hemen şimdi mi yapmalıyız?
- Isto é algo que tem que ser feito agora?
Bana buz getirmeyi mi öneriyorsun? Galiba bu öneriye hemen atlamalıyım.
Oh, estás a oferecer-me gelo, devia ficar radiante com isso.
Kurşun kalem mi dedin? Kapının hemen üstünde.
Por isso pus também uma mina de carvão num sítio.
Korwin seninle mi? - Hemen Tıp Merkezi'ne gelin.
venham centro medico, agora!
Onu hemen bir ameliyasaneye alalim mi?
Devíamos levá-lo para um B.O.
Bunu hemen yapabiliriz, değil mi?
Podemos fazer isso, certo?
Hemen şimdi mi?
Agora?
Kesinlikle söyleyeceğim, yoksa hemen gidip söyleyeyim mi?
Claro. Queres que o avise já?
söylerim. Kesinlikle söyleyeceğim, yoksa hemen gidip söyleyeyim mi?
Eu só, sabes, no geral, eu nem sempre... absolutamente, eu vou...
Hemen yenisini mi buldun hızlı çocuk?
Já? Ainda bem para ti.
12 yıl sonra hapisten çıkan çoğu kişinin neredeyse hemen tekrar içeri girdiğini biliyorsunuz değil mi? Constance Griffiths
Sabe que a maioria dos homens que saem da cadeia, depois de 12 anos, acabam por voltar.
"İkamet edenler taşındıktan hemen sonra bodrum kattan inşaat sesleri geldi mi?"
Havia ruídos de construção provenientes do porão logo após a ocupação da casa?
Hemen şimdi mi?
Neste instante?
Eee, sınavlardan hemen sonra eve mi gidiyorsun?
Então, a seguir aos exames vais logo para casa?
Öyle mi? Sen ve ben hemen dışarı çıkalım.
- Comporta-te... ou magoo-te.
Eğer o kolu hemen şimdi kesmezsek, göğsüne de yayılmış olacak ve bizim onu kesip almamız mümkün olmaz, değil mi?
Agora, se não cortarmos o braço, vai-te chegar ao peito, e isso não podemos cortar, pois não?
Bu dünyaya hemen veda etmek istemezsin, değil mi?
Quero que fiques comigo um pouco mais. Entendes?
Anlıyorum, ama biz hemen vazgeçemeyiz, değil mi?
Eu percebo, mas não podemos simplesmente rendermo-nos, agora, não é?
Yeteri kadar alınırsa, hemen bir direnç oluşabilir mi?
Muito bem, se arranjares suficientes, conseguirás desenvolver uma resistência rapidamente?
Bu sen hastalanmadan hemen önceydi, değil mi?
Isso foi mesmo antes de te começarem a sentires doente, certo?
Ne? Sterling hemen yetisti mi?
O Sterling veio em seu auxílio?
- Hemen şimdi mi?
- Agora mesmo?
Oregon aksanı hemen belli oluyor, değil mi?
É difícil o sotaque passar despercebido no Oregon.
Hemen kaçıp... yabani atlar grubuna katılmadı, değil mi?
Não terá fugido com um bando de cavalos selvagens?
Oo, hemen mi?
Já?
Ama bana yapmalarına hemen izin veriyorsun değil mi?
Por que você não deixou fazerem isso comigo?
Ne yapıyorsun? Hemen şimdi mi yapman gerekiyor?
Tens de fazer isto agora?
Aslında hemen o sokağa gidip, orda mı, değil mi bir bakayım.
Aliás, é melhor voltar ao beco, ver se ele ainda lá está a dormir.
Bay Turnblad, hemen gelin. - Ben mi? - Haydi.
Sr. Turnblad, venha!
Benimle hemen mi evleneceksin?
Casarás comigo agora?
Karını bulmadan hemen önce seninle konuştuğunu söylemiştin, değil mi?
Disseste que a tua mulher te falou pouco antes de a encontrares, certo?
Hemen pes mi ediyorsun?
Já está a desistir?
Demek fotoğraflarından öyle çok etkilenmişlerdi ki hemen sana geldiler ve onların çıplak resimlerini çekip daha sonra internette yayınlaman için sana yalvardılar, öyle mi?
Então, ficavam tão arrebatadas pelas tuas fotografias que vinham implorar-te que as fotografasses nuas e depois colocasses as fotos na Net?
Annen için hemen bir fondü yapıvereyim mi?
Hey, devo fazer um fondue para a Mãe?
Bir restorana girdim mi boş yer yoksa hemen yeni bir masa hazırlarlardı!
Entrava em restaurantes cheios, e arranjavam-me logo mesa!
Bu benim MTV şeker mi şeker on altıncı yaş partim. Herkes hemen grubuna ait masaya dönsün!
Voltem imediatamente para as vossas mesas, imediatamente!
- Onu hemen eve mi getirdin? - Evet.
- Trouxeste-o logo para casa?
İnsanlar iyi mi kötü mü hemen anlarlar.
Sabem reconhecer as boas pessoas.
Kızların nasıl hemen iğrendiğini biliyorsunuz, değil mi?
Entendem como uma miúda cresce escrupulosa, certo?
Hemen kaytarmaya başladın, değil mi?
Temos pouca roupa, não?