Heyecanlandım tradutor Português
1,131 parallel translation
O kadar heyecanlandım, kafa yordum.
Estás a ver? ! Fiquei uma pilha de nervos, chateei-me...
- Adamım, heyecanlandım.
- Meu, estou pedrado
Çok heyecanlandım.
Isto é muito excitante.
İkimiz de hoşlanıyorduk, ve bugün "yalnız konuşabilir miyiz?" dedi ben de çok heyecanlandım.
Gostávamos ambas dele, mas hoje... perguntou se podíamos falar a sós e eu fiquei toda entusiasmada.
Çok heyecanlandım.
Fico bem. Estou tão entusiasmada!
Yetişkinlerle geçirilecek bir akşam düşüncesiyle heyecanlandım. - Alınma dostum.
Deixei-me entusiasmar com ideia de uma noite entre adultos.
Sanırım biz yani ben biraz fazla heyecanlandım.
Suponho que nós... Eu... estava um pouco entusiasmado.
Sürüklenmek kötü kaçtı belki ama seninle bir çocuk yapmak, bu hiç kötü değil. Yani... demek istediğim şey çok heyecanlandım. Senin baban olmak istiyorum.
O que disse antes foi disparate, mas... ter um bebé contigo não é disparate, quero dizer... isto não, o que quero dizer é que... estou emocionado, quero ser pai.
Çok heyecanlandım.
Quanto mais, melhor.
- Çok heyecanlandım.
Acabei de ficar muito excitado.
Evet, mutluyum, heyecanlandım.
Sim, estou contente, extasiado.
Heyecanlandım. Bir ara buluşmalıyız.
Estou muito excitado e divertido.
Çok heyecanlandım, çok eğlendim.
Estava entusiasmado, totalmente extasiado.
Senin adına çok heyecanlandım.
Estou felicíssimo.
- Hayır, demek istediğim biraz heyecanlandım herhalde.
- Não, sinto-me um pouco excitado. - Eu também.
Elbette heyecanlandım.
Claro que estou!
Bakın, sabahlık için özür dilerim. Ben sadece burada olduğum için çok heyecanlandım, bu yüzden...
Olhe, peço desculpa pelo robe... eu estava completamente emocionada por estar aqui, que...
- Şey heyecanlandım.
- Estou entusiasmado.
Heyecanlandım biraz.
Isto deixa uma menina apaixonada.
sen yemekten bahsederken çok heyecanlandım.
Gosto tanto quando falas sobre comida.
- Heyecanlandım.
Eu sou uma brasa.
- Ben çok heyecanlandım.
- Eu estou muito excitado.
Tanrım, çok heyecanlandım. Sonunda ona nasıl davranması gerektiğini bilen biriyle karşılaştı.
Meu Deus, estou tão feliz em ver que ela achou alguém que sabe como ela merece ser tratada.
Çok heyecanlandım.
Estou excitadíssimo.
Heyecanlandım.
Estou entusiasmada.
Heyecanlandım.
Daí estar tão entusiasmada.
Ben heyecanlandım.
Estou excitado.
Çok heyecanlandım.
Que emoção!
Bu senin silahın mı, yoksa heyecanlandın mı dostum?
Isso é a pistola ou excitaste-te?
Gizem seni heyecanlandırmaz mı?
O mistério não o excita?
Hadi biraz heyecanlandıralım.
Vamos tornar isto interessante.
- Heyecanlandın mı?
- Estás entusiasmado?
Şirket tarafından geri çağırılınca ne kadar heyecanlandığımı hayal et.
Imagina a minha excitação por ter sido chamada de novo pela Corporação.
Heyecanlandın mı?
Estava excitado?
Seni heyecanlandırdı mı?
Foi bom trepar com ele?
İlk sahneye çıktığında heyecanlandın mı? - Hayır ben çok rahattım.
Quando subiste ao palco pela primeira vez, ficaste nervoso?
Pardon, üzgünüm ahbap, biraz heyecanlandım.
A vez de Orgazmo e Choda Boy.
Ve kızlar burada.. Wow! ... Çiçeklerle seni heyecanlandıracağım
Estas meninas, vão deitar tantas flores por cima de si que você vai parecer um bouquet!
Sanırım, birazcık heyecanlandırıcı yapabilirim.
Acho que posso fazer isto ficar bem excitante.
Heyecanlandırıcı mı buluyorsun?
Acha isso excitante?
Bilirsin heyecanlandığımda, her türlü sesi çıkarırım.
Saem todo o tipo de sons.
Çok heyecanlandım. Ben çok heye- -
Estou emocionado, tão emocionado...
Benim yiğit tavrım ve duruşum kesinlikle onu çok heyecanlandırır
* Esta virilidade E o meu modo de falar * Chegam para a entusiasmar
Herkesi heyecanlandırıyorsun birşeyleri uçuracağım diye... ve şu haline bak seni korkak götlü İngiliz.
Vá lá! Todos à espera de uma explosão e olhem para o mariquinhas do inglês!
Beni o kadar heyecanlandırıyor ki, kalktığım zaman koltuğu tazyikli buharla temizlemeleri gerekiyor.
Excitam-me tanto que têm de me limpar o lugar quando saio.
Çok heyecanlandım.
Estou muito entusiasmado.
Hemen hoplayıp zıplamaya başlama, diğer hastalarımı da heyecanlandıracaksın.
Não salte de alegria ou vai pôr o resto dos pacientes excitados.
Bu seni heyecanlandırmadı mı?
Um Buick! Não estás emocionada?
Onu heyecanlandırdı mı?
Ele veio-se?
Heyecanlandın mı?
Estás entusiasmada com trabalho?
Yoldan aldığım bir adam beni hiç heyecanlandırmaz.
Os homens que engato nas ruas deixam-me exactamente na mesma.