English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ H ] / Heyecanlanmayın

Heyecanlanmayın tradutor Português

83 parallel translation
Hemen heyecanlanmayın. Hizmetçiyi çıkartacağım.
Não se exalte, eu tiro de lá a empregada.
Heyecanlanmayın.
Tenha calma.
Lütfen heyecanlanmayın.
Agora, por favor, não fique excitado.
- Heyecanlanmayın.
- Não se exalte.
- Pekala efendim heyecanlanmayın.
Tudo bem, Sir, não se excite.
- Bayan Simmons, sakin olun, heyecanlanmayın!
- Sra Simmons fique calma, não se enerve!
Hemen heyecanlanmayın. Bazı şartlarım var.
Não te animes muito, há algumas condições.
Heyecanlanmayın, Bay Farnsworth.
Não se enerve, S.r Farnsworth.
Heyecanlanmayın öyle hemen.
Não aja precipitadamente.
Bayım, heyecanlanmayın. Bizi rehin olarak alabilirsiniz.
Oiça, não se excite, pode ficar connosco como reféns.
- Lütfen heyecanlanmayın.
- Por favor, não se enerve.
- Heyecanlanmayın.
- Não estejas nervoso.
- Heyecanlanmayın.
Não te entusiasmes!
Pekala heyecanlanmayın.
Tenha calma.
Heyecanlanmayın, Komutan. Daha iyi misiniz?
Não fique nervoso, Comendador.
- Ama hazır olacaklar diye söz vermiştin! - Heyecanlanmayın, söz vermedim.
Mas prometeste que estariam prontas hoje.
- Lütfen heyecanlanmayın.
- Por favor, não se excite.
Heyecanlanmayın.
Não fiquem excitados!
Heyecanlanmayın.
Não se exalte.
Lütfen heyecanlanmayın.
Por favor, mantenham-se calmos.
Heyecanlanmayın.
Não se enerve.
Brillhoffer'ın notlarını görene kadar çok fazla heyecanlanmayın.
Não te entusiasmes até vermos as notas.
Daha Baba mezara Konmamışken çok heyecanlanmayın.
Há mais acção se fizermos parada em frente ao Túmulo de Grant.
Heyecanlanmayın!
Não há razão para ficar nervosa.
Heyecanlanmayın bayım.
Senhor, dai-vos paz.
Hemen heyecanlanmayın.
Não vamos colocar o carro diante dos bois.
Fazla heyecanlanmayın beyler.
Não se excitem demais, rapazes.
- Sakın heyecanlanmayın. Ne olursa olsun ateş sönmesin.
Não tenham medo, mantenham as caldeiras acesas.
Hey, beyler, hemen heyecanlanmayın.
- Deixem o mau humor, cavalheiros.
Heyecanlanmayın.
Calma. Relaxem.
Bu kadar heyecanlanmayın.
Olhem para aquilo. Evelyn, és uma criatura espectacular.
- Heyecanlanmayın.
Não vamos nos entusiasmar demais..
İçeri gelin, Mr Griffin.Heyecanlanmayın.
- Entre, Sr. Griffin. Não esteja nervoso.
Boş yere heyecanlanmayın.
Não te excites tanto.
Tamam, baskı yok, heyecanlanmayın.
Muito bem, sem pressões, certo? Não se enervem.
Fazla heyecanlanmayın.
Não fiques animada.
Heyecanlanmayın, evdebir yabancı var.
não estejas alarmado, temos um estranho em casa.
Heyecanlanmayın çocuklar, bu sınav sadece hayatınızın geri kalanını ve mezara girdikten sonraki kısmını ilgilendiriyor.
Não se sintam pressionados. GRANDE TESTE FINAL HOJE! O resultado deste teste segui-los-á para o resto da vida e até na morte.
Heyecanlanmayın.
Não estejam.
Ama fazla heyecanlanmayın çünkü bu ikinci dereceden bir kanıt.
Não fique muito animado... é tudo circunstancial.
Tamam, tamam, heyecanlanmayın.
Está tudo bem, tenha calma. Acalme-se.
Heyecanlanmayın çocuklar, hikaye buradan sonra ciddileşiyor.
Não se entusiasmem, rapazes, a história a partir daqui é sempre a descer.
Aşırı heyecanlanmayın.
Não se excitem demasiado.
Heyecanlanmayın.
Não fiquem nervosos.
Fazla heyecanlanmayın yarışçılar.
Não fiquem demasiado contentes, corredores.
Fazla heyecanlanmayın.
O nosso porto de abrigo. Não fiquem demasiado excitados...
Heyecanlanmayın, yarım akıllılar, bu psikolojik terörizm beyinlerin biyolojik savaşına benzer.
Acalmen-se, lunáticos. Isso é terrorismo psicológico. Uma guerra bacteriológica de cérebros.
- Heyecanlanmayın.
- Nâo se assuste.
Heyecanlanmayın.
- Não se entusiasme.
Heyecanlanmayın.
É assim mesmo, Peg.
- Pekala, heyecanlanmayın.
Calma.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]