Hiç şaşırmam tradutor Português
170 parallel translation
Hiç şaşırmam.
Não me surpreenderia nem um pouco.
Bu arkadaş bizden hoşlanmadıysa buna hiç şaşırmam efendim.
Ele poderia nos odiar.
Şu kızılderili kız birgün bu kovboyların birçoğunun canına okursa hiç şaşırmam.
Não me espantaria nada que aquela índia... os massacrasse a todos.
- Kazanırsan hiç şaşırmam.
- Não me admirava nada.
Onları sen öldürmüşsen buna hiç mi hiç şaşırmam.
Não me admiraria nada que os tivesses assassinado todos.
Öyle ise hiç şaşırmam.
A sério, "Extraordinária", não me surpreenderia nada.
İngilizler gözetliyorsa hiç şaşırmam.
Os britânicos podem estar a vigiá-la.
Hiç şaşırmam.
Não ficariasurpreso.
Sabahın bu saatinde uyuyakalmışsa hiç şaşırmam.
Não me surpreenderia | que estivessem dormindo essa hora da manhã.
Buralarda olursa hiç şaşırmam.
Algo assim nao me surpreenderia.
Genellikle hedeflerimi hiç şaşırmam. - Merhaba.
Geralmente, sou fantástica a acertar no alvo.
Buna hiç şaşırmam.
Não me surpreende.
Buna hiç şaşırmam.
Não me admirava.
Akrabanız olduğunu söyleyecekseniz, buna hiç şaşırmam!
Não estranharia nada se fosse parente seu!
Öyleyse hiç şaşırmam.
Não me admiraria.
İnsanlar aile hayatını, aile kurumlarını hiçe saymaya başladı, ve biz farkına bile varmadan, zenci ile beyazın evlendiği günler gelirse hiç şaşırmam.
Se as pessoas desdenham da vida em família, e das instituições familiares, não tardará nada em termos casamentos entre negros e brancos!
Gece biraz yağmur yağarsa... hiç şaşırmam.
E não me admirava nada se chovesse esta noite.
- Hiç şaşırmam. Kan görmeye dayanamıyorsa nasıl olur ki?
Como mataria tanta gente se não pode ver sangue?
Eşini Yorkshire'da bırakmak için bir mazeret uydurursa hiç şaşırmam. Eve erken döner, ve yeni yıl da bir yaygara ile başlar.
Não me admirava se arranjasse uma desculpa para deixar a mulher em Yorkshire, e começar o Ano Novo em grande!
Ve çoğunlukla olduğu gibi, burada da evlilik didişmesinin kaynağı parasal nedenlerse hiç şaşırmam.
E como é costume, não me admirava que a origem da fricção conjugal fosse financeira.
Ona bu şekilde ulaşmışlarsa, hiç şaşırmam.
Não me admirava que a tivessem levado assim.
Yakılmış. Evraklar da birlikte yakılmışsa hiç şaşırmam.
Não me admirava se os documentos tivessem sido também queimados.
Ancak bir olaya hiç şaşırmam.
Mas digo-lhe o que não me surpreenderia :
Buraya gelmişse hiç şaşırmam.
Tunner ; não me admirava que cá estivesse.
- Buna hiç şaşırmam.
Não me admirava.
Billy onların hepsine sex ameliyatı iin başvurmuş ve reddedilmişse, hiç şaşırmam.
Não me surpreende que o Billy tentasse uma mudança de sexo em todos eles e esta lhe tivesse sido negada.
Sonunda liderliğe oynarsan inan hiç şaşırmam.
Ainda vai chegar a líder.
Birkaç ay içinde içinizden bazıları zengin olursa hiç şaşırmam.
Diabos, nuns poucos meses, eu podia vê-los nos lugares de chefia!
Tüm istasyon kilitlendiyse hiç şaşırmam.
Não me admiraria que toda a estação estivesse trancada.
Sendeki bu metabolizmayla hiç şaşırmam.
Com o teu tipo de metabolismo, isso não me surpreende.
Bize hemen ateş etmeye başlarlarsa, hiç şaşırmam.
Eu não ficaria surpreso se começassem a atirar em nós imediatamente.
Hiç şaşırmamış görünüyorsunuz.
- Não ficou surpreso.
Beni böyle bir şeye bulaştırmaya çalışıyorsa hiç şaşırmam.
Não me admirava que tentasse envolver-me nisso.
Artık başka bir istasyon tarafından işe alınabilirsin. Belki. - Buna hiç şaşırmam.
Pode vir a ser contratada por outra estação de televisão.
Eğer Dr. Fraiser kendi yetiştirmek isterse hiç şaşırmam.
Não me surpreendia se a Dr. Fraiser ficasse com ela.
Birini bile bulamazlarsa, hiç şaşırmam.
Não fico surpreendido se não os encontrarem.
- Evet, o da var, hiç şaşırmam.
- Também foi uma desilusão para mim.
Tekrar uğrarsa hiç şaşırmam.
Não me surpreenderia se ele aparecesse de novo.
Ve seninle gelmemi istiyorsun. Ne kadar da düşüncelisin. Beni bir daha görmek istemezsen buna hiç şaşırmam ama bu benim için gerçekten çok önemli.
Não ficaria surpreendido se não me quisesses voltar a ver, mas significaria muito para mim voltar a estar contigo.
Moset normal yaşantısına dönmüşse, buna hiç şaşırmam.
Não me surpreenderia que o verdadeiro. Moset continue vivendo uma vida normal.
Bildiklerini kıza o okuduysa hiç şaşırmam.
Não me espantava se fosse ele o delator.
Buna hiç şaşırmam.
Não me admirava nada.
Bir sene sonra okuldan ayrıldığım zaman hiç şaşırmamıştı.
Quando desisti uma ano mais tarde ele nao se surpreendeu. Quoyle!
Eğer White bu işin peşine düşmüşse hiç şaşırmam.
Não seria surpresa o White já saber disto.
Voyager buraya gelmek üzere çoktan yola çıktıysa, hiç şaşırmam.
Não me surpreenderia, se a Voyager já se encontrasse em rumo para cá.
Bir kadın, benim anne olmaya uygun olmadığımı, söyledi. Şu mermi olayının altından da sen çıkarsan hiç şaşırmam.
- Não me admirava se tivesses sido tu a provocar aquilo das bombinhas.
Hayatımda hiç bu kadar şaşırmamıştım.
Foi a maior surpresa da minha vida.
Hiç bu kadar şaşırmamıştım.
Nunca fiquei tão surpreendida.
Çılgın bir aşığın işlediği suç ise hiç şaşırmam.
Não me surpreenderia se fosse obra de um amante enlouquecido.
Bütün meraklılar burada daha önce hiç böyle şaşırmamıştım.
De toda a curiosidade que já testemunhei, nenhuma se compara à sua...
Büyük bir şeylerin kokusunu alıyorum. Bütün bunların gerçek olduğu ispatlanırsa hiç şaşırmam.
Pressinto algo de grande aqui.