English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ H ] / Hiç şüphe yok ki

Hiç şüphe yok ki tradutor Português

127 parallel translation
Hiç şüphe yok ki kardeşin sana benim öykümü anlatmıştır.
Penso que o teu irmão já te contou algo sobre a minha história.
Leydi Henrietta hiç şüphe yok ki sizin için yaptıklarından dolayı mutlusunuzdur. Artık buradan gider misiniz?
Lady Henrietta, está por certo satisfeita que eu a tenha ajudado, importa-se agora de se retirar?
Hiç şüphe yok ki selefinin ölümüne tüm kalbiyle ağlıyor.
Sem dúvida, que a morte violenta do seu antecessor lhe parte o coração.
Hiç şüphe yok ki bu kulübede...
Sem dúvida estás na estalagem.
Hiç şüphe yok ki bu adam, yani Nathaniel Benton, ülkemize sözümona dostça bir bilimsel araştırma için gelmiş gözükürken gerçekte maaşlı bir sabotajcıydı.
Assim, não há dúvidas de que este homem... Nathaniel Benton, que veio a nosso país, supostamente... em uma missão científica amiga... é, na verdade, um sabotador mercenário.
Hiç şüphe yok ki bu hayatın yoludur.
É a estrada da vida Sem investida
Hiç şüphe yok ki -
Eu não tenho nenhuma dúvida...
Hiç şüphe yok ki Elmyr gibi bir sahtekar... nereden baksanız 22 yıl hapis cezası yerdi.
Não é nenhum milagre que um falsificador como Elmyr, possa ter escapado por 22 anos.
Hiç şüphe yok ki bu olay Rupert Pupkin'in bütün evlerde tanınmasına yol açtı.
O incidente tornou "Rupert Pupkin" num nome familiar.
Ama hiç şüphe yok ki Gestapo.
Embora seja sem sombra de dúvidas da Gestapo.
Ve hiç şüphe yok ki Haram bir gün Narin'e aşık olacaktır.
E treinou Haram para ser um guerreiro celestial. E ficaram surpresos, não imaginavam, que um dia, Haram se apaixonaria por Narin.
Hiç şüphe yok ki ben de sizi hayal kırıklığına uğratacağım.
Não há dúvida de que eu o desapontarei também.
Peki Woodley? Ne yazık, hiç şüphe yok ki yaşayacak.
- Infelizmente, vai sobreviver.
Öyle göründüğüne hiç şüphe yok ki, bu evrak dün akşam 7.30 ile 11.30 arasında alındı, peki ya şimdi nerede olabilir?
Já sabemos que a carta foi furtada ontem, entre as 19h30 e as 23h30. Para onde terá sido levada?
Watson, sen İsviçre'de iken Moran, Moriarty ile birlikte bizi takip etti. Ve hiç şüphe yok ki
Quando estivemos na Suiça, o Moran seguiu-nos, com o Moriarty, e foi ele que me atormentou naqueles cinco minutos, nas Cataratas,
Hiç şüphe yok ki benden, diğer uşaklarının üzerine yıkamadığı küçültücü ve lüzumsuz bir iyilik istemeye geliyordur.
Ele sem dúvida deve vir para perguntar alguma coisa humilhante, um favor braçal que ele não conseguiu impingir a outro idiota.
Hiç şüphe yok ki bu olabilir.
Não pode haver hesitação.
Hiç şüphe yok ki, size randevu verip, sizi dinleyecek.
Ela vai admiti-lo em sua casa e vai ouvi-lo com toda a atenção.
Böyle adamların kanatları olsa, hiç şüphe yok ki, gökyüzünden gelip cennetin bomboş olduğunu anlatırlar!
Se o homem tivesse asas, sem dúvida que regressaria do céu para nos dizer que o paraíso está vazio.
Dick melekler korosunu görecek, Harry melekler korosunu duyacak, ve hiç şüphe yok ki, Tom herkese bunu zehir edecek.
Pois o Dick vai ver o coro dos Anjos o Harry vai ouvir o coro dos Anjos e sem dúvida, o Tom vai estragar tudo.
Hiç şüphe yok ki, bunu suikasti yapan kişinin suratından kaptı.
Não há dúvida de que as lunetas foram arrancados da cara ou da pessoa do assassino.
Hiç şüphe yok ki Müfettiş içinde bulunduğunuz durumu size açıkladı ve sizde bulunduğunuz pozisyonun ciddiyetini biliyorsunuz.
Deve já ter sido informada sobre a situação pelo inspector. Está ciente da gravidade da sua posição?
Hiç şüphe yok ki, aynı sebepten Profesörde yediğinden daha fazlasını mutfağa geri gönderdi.
Por essa mesma razão, creio que o Professor devolve à cozinha mais comida do que come.
Hiç şüphe yok ki burada kendi başınıza olsaydınız, Mr. Holmes, farklı bir çözüm uygulardınız.
Certamente se tivesse vindo sozinho, Sr. Holmes, teria arranjado uma solução diferente.
Hiç şüphe yok ki, sizin gibi cesur bir adamı tehdit etmek, aptalcaydı.
Sem dúvida foi tolice ameaçar alguém corajoso como o senhor.
Hiç şüphe yok ki bunlar hayatınızda aldığınız en mahrem, en kişisel, en zor kararlar olacak.
E entendo que essa decisão será provavelmente a decisão... mais íntima, pessoal e difícil que tomarão na vossa vida.
Hiç şüphe yok ki, onun sadakatini kazanmak için, hayatını bağışlamış.
Tieran poupou a vida dele, sem dúvida para conseguir a lealdade dele.
Bay Hunt, efendim,... o araştırmaları ben de duydum ve hiç şüphe yok ki, hepsi doğru.
Senhor Hunt, ouvi falar desses relatórios e não duvido que estejam correctos.
Ama hiç şüphe yok ki, bay ve bayan jüri üyeleri bugün artık sizinkilerde.
Mas não há dúvida, senhores jurados, hoje ele está nas vossas.
Hiç şüphe yok ki, bütün haypospreylerin üzerinde yağlı kalıntılarınızı, ve bütün konsolların üzerinde deri parçalarınızı bırakmışsınızdır.
Sem dúvida, você deixou seus resíduos de suor em cada hipospray... suas secreções largadas em cada console.
Hiç şüphe yok ki, Steve bazen alçağın teki olabiliyordu.
O Steve é um belo filho da mãe, não há dúvida.
Ama kazananlar için bu, hiç şüphe yok ki hayatlarını ebediyen değiştiren bir olay oluyor.
Mas para os vencedores, é um evento... que mudará as suas vidas para sempre.
Kendine geldiğinde, hiç şüphe yok ki, bu olayı rapor edecek.
Quando ele recuperar a consciência ele irá sem dúvida querer reportar este incidente.
Şimdi, bu yeniden canlandırmamızdan haberiniz olduğuna göre, hiç şüphe yok ki, Federasyon'u uyarmışsınızdır.
Agora que vocês sabem sobre nossa recriação, vocês sem dúvida alertaram a Federação.
Hiç şüphe yok ki, gemide bulunan dronlarda aynı belirtileri yaşamışlardır.
Sem duvida, os drones a bordo experimentaram sintomas similares aos meus.
Hiç şüphe yok ki, Voyager ile birlikte bağ'a önemli derecede zarar verebilirsiniz.
logicamente poderia causar numerosos danos a Voyager e ao link.
Hiç şüphe yok ki, bir sürü sorunla karşılaşacağım.
Sem lugar a duvidas havera muitos sinais de problemas.
Hiç şüphe yok ki onu üzecek bir şeyler söylemişsin. Onu üzen şey, senin şu Kardasyalı Doktor arkadaşın.
O que a incomodou Doc, é seu amigo, o cardassiano.
Hiç şüphe yok ki, başka kurbanlarında asimile edilmesine şahit oldun.
Sem dúvida você testemunhou indubitávelmente outras vítimas serem assimiladas.
Hiç şüphe yok ki deneyecek.
Não há dúvida que vai tentar.
Böylece sabotajı uyguladın ve hiç şüphe yok ki o da bu işin içinde.
então recorre a sabotagem, sem dúvida envolvendo-o
Hiç şüphe yok ki, sizin en büyük hayranınızım.
Sou, sem dúvida, a sua maior fã.
Hiç şüphe yok ki Nick çok meraklanmış olmalı.
Nao admira que o Nick ficasse tao fascinado...
Hiç şüphe yok ki, perişan bayan Croft'tan kurtulmanın fırsatını değerlendirecektir.
Ela vai aproveitar a oportunidade para se livrar da Sra. Croft.
- Bu demek ki, cinayeti Flack ve Lopez işledi. - Bundan hiç şüphe yok, evlat
Agora ja sabemos que foram López e Flack que o mataram.
Komiser bunda hiç bir şüphe yok. Şunu bilmelisiniz ki Mr.Denver ve ben... başkalarıyla düşüp kalkan... hafif insanlar değiliz...
E caso haja alguma dúvida nisso, Tenente... penso que devia saber que o Sr. Denver e eu... não fazemos parte dos frequentadores de clubes noturnos... que andam à procura de relações casuais com os outros membros do grupo.
Buna hiç şüphe yok ki...
Não há qualquer dúvida.
Ama şüphe yok ki bunlar hiç kimseye.
Mas estes, sem dúvida nenhuma... nunca foram.
Hiç süphe yok ki General Merville tarafından kızı Violet ile evliliğimi engellemek için tutuldunuz?
Por certo terá sido contratado pelo General Merville para impedir o meu casamento com a sua filha, Violet.
Ki bir göğsü olsa şu anda bu yakanın içinden görünüyor olurdu. Kelly, Hiç şüphe yok, beş alacaksın.
Kelly, vais ter um Muito Bom, de certeza.
Buna hiç şüphe yok, tabii ki deneyecek. Asıl soru annem buna izin verecek mi?
resta saber é se ela deixa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]