Hiç şansımız yok tradutor Português
144 parallel translation
Ne biçim yağıyor. Hiç şansımız yok.
Olha bem quanto chove.
Hiç şansımız yok, efendim.
Nada. Ficou estragado.
Pidge'in bile. Hiç şansımız yok.
Nenhum de nós conta, nem mesmo o Perce.
- Hiç şansımız yok.
- É impossível.
Geronimo, hiç şansımız yok.
Gerónimo, não temos hipótese.
Hiç şansımız yok.
Não temos hipóteses.
Eğer bu olduysa hiç şansımız yok!
Se isso acontecesse, não teríamos hipóteses!
Hiç şansımız yok.
Não temos a menor hipótese. Calma.
Terry, girmek için hiç şansımız yok mu?
Terry, há uma chance de sair?
Engellemek için hiç şansımız yok mu?
Alguma chance de passar por eles?
Silahlı çatışmada hiç şansımız yok.
Perderíamos, num tiroteio.
- Aptalca bir plan. Hiç şansımız yok.
É um plano estúpido.
Hiç şansımız yok, efendim.
Nem pensar.
Hiç şansımız yok.
Não temos hipótese.
Bu üstü açık jiple, hiç şansımız yok.
Neste jipe aberto, não temos chance.
O zaman hiç şansımız yok mu?
Então não há qualquer hipótese?
Hiç şansımız yok.
Não teríamos hipóteses.
Bu konuyu daha önce onunla konuştum. Hiç şansımız yok. - Bunu bilmiyordum.
Já falei com ele sobre isso, e Deus sabe quanto gostaria de o fazer, mas não temos hipóteses.
- Zaten hiç şansımız yok ki.
- Não temos nenhuma chance, mesmo.
Senin yardımın olmadan hiç şansımız yok.
Não temos esperança nenhuma sem a tua ajuda.
Her halükarda, bütün bu SS'lerle bizim hiç şansımız yok.
Mas de qualquer maneira, com todos estes SS, não temos nenhumas hipóteses.
Hiç şansımız yok!
Não temos hipótese!
Bir aradayken hiç şansımız yok.
Não temos hipótese juntos.
Payne olmadan hiç şansımız yok.
Não temos hipóteses sem o Payne.
Hiç şansımız yok, biliyorsunuz, değil mi?
Estamos sem sorte.
Üç yüz ağır süvariye karşı hiç şansımız yok.
300 cavalos. Não temos hipótese.
Okubo gibi birisine karşı hiç şansımız yok!
Se enfrentarmos alguém tão importante como Okubo, não nos bastarão nove vidas!
Yarına hiç şansımız yok, değil mi?
Amanhã não temos hipóteses.
Ama birlikte olmazsak hiç şansımız yok.
Mas, se não estivermos juntos, não temos hipótese.
Nazik olmazsak hiç şansımız yok.
É assim que se faz, redondamente.
Bence bu münazarada hiç şansımız yok, çünkü diğer grubun lideri Wendy.
) Acho que não temos hipótese neste debate, pois é a Wendy que lidera a oposição.
Hiç şansımız yok yoldaşlar. Geri çekilin!
Não tem jeito, amigos!
- Hiç şansımız yok. Her tarafta manyetik alan var.
- Nada, há muitas interferências.
- Hiç şansımız yok. Ve tek sorunumuz bu değil.
Nem pensar, esse nao e o nosso único problema.
Uygarlıktan binlerce kilometre uzaktayız. Buradan sağ kurtulma şansımız hiç yok.
Estamos a milhas da civilização... sem hipóteses de sairmos daqui vivos.
Hiç şansımız yok.
Não terá essa sorte.
- Hiç şansımız yok baba.
Não temos nenhuma chance, pai. Cale-se.
Hiç şansımız yok. Kes şunu.
Você um homem doente, está louco.
Hiç bir şansımız yok. Hiç bir şans.
Não temos a menor hipótese!
Hiç bir şansımız yok.
- Não temos alternativa.
Korkarım arkadaşınızın geriye dönmesi için hiç şans yok.
Temo que os teus amigos não têm hipótese de alguma vez regressarem.
Atlamazsak şansımız yok hem de hiç!
Se não formos, não teremos nenhuma hipótese!
- Hiç mi şansımız yok?
A Belinda está a tentar.
Hiç şansınız yok! Lee takımı diskalifiye edildi.
Equipa Lee foi desclassificada.
Hiç kahrolasıca şansımız yok, haksızlık bu!
Não temos qualquer hipótese! Isto não é justo!
Bankalarından parayı alma şansımız hiç yok.
Primeiro, não há jeito de quebrar o banco dos Vaillars.
Ama sen ve kız kardeşlerin olmadan bu iblise karşı hiç bir şansım yok.
Mas sem ti e as tuas irmãs, não tenho hipótese contra este demónio em particular.
- Onlara karşı hiç şansımız yok.
Parece um bocado visto.
Apophis'in elinde bulunan güce karşı hiç bir şansımız yok, Goa'uld'ları yenmemiz imkansız gibi.
Com o poder que o Apophis tem, estamos à beira de perder a oportunidade de vencer os Goa'uid.
Rock yıldızı olmaya çok yakındım ama bunun bir daha olması için hiç şansım yok.
Estive tão perto de ser uma estrela do rock, mas, agora, há a possibilidade de isso não acontecer.
Belki de haklı. Belki de hiç kazanma şansımız yok.
Se calhar ela tem razão e é uma batalha perdida.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65