Inanıyorum tradutor Português
11,345 parallel translation
Hep sana inanıyorum.
Vou acreditar sempre em ti.
Ben o delik beni istiyor çünkü Rab seni buraya getirdi inanıyorum.
Acho que o Senhor vos pôs aqui, porque quer que eu desabafe algo.
Inanıyorum ve ben yapmadım, sana güveniyorum, ve üzgünüm gerekir.
Devia ter acreditado em ti, confiado em ti e não o fiz. Desculpa por isso. Ouve.
Yazıya dökülmüş karakterlerin yanımızda olduklarındakinden daha gerçekçi hale geldiğine inanıyorum.
Acredito que as personagens que lemos acabam por ser mais reais do que as pessoas ao nosso lado.
Hâlâ biraz sırıtmaya ihtiyacımız olduğuna inanıyorum.
Acho que precisamos um pouco mais em termos de retroalimentação.
Birkaç haftalık düzgün bakımın büyük fayda sağlayacağına inanıyorum... Kariyerine.
Acho que algumas semanas de cuidado trarão benefícios... para sua carreira.
Ben kuşlarla domuzların dost olması gerektiğine inanıyorum.
Acredito que pássaros e porcos nasceram para ser amigos.
Fakat tüm anlaşmazlıklara ve şüphelere rağmen son dönemde inanıyorum ki Rusya ekonomisinin gücü...
Mas para todos os desacordos e as suspeitas dos últimos tempos,
Doktor Renney'nin ikinci eşi Theresa ile ilgili eşleşme bulduğunuza inanıyorum.
Estou em crer que descobriram uma correspondência relativa à falecida esposa do Doutor Renney, Theresa.
Onun var olduğuna inanıyorum.
Eu acredito que ela existe.
Bu kitaba her insan kadar ben de inanıyorum.
Acredito tanto neste livro como qualquer homem.
Ve o kurallara oğlum gibi ben de inanıyorum.
E acredito nelas, tal como ele.
Inanıyorum ı Eğer Alice, geri dönmek zamanıdır.
Eu acredito que está na hora de voltares, Alice.
- Evet, sana inanıyorum.
Sim, eu acredito.
Evet, sana inanıyorum.
Sim, eu acredito em ti.
Ve anlamadığım nedenlerden dolayı siz iki sapıkla dünyanın en derin çukurunun dibine inmedikçe o hayatın yaşanmamış olacağına inanıyorum.
E por motivos que eu própria não compreendo, acredito agora que essa vida não será preenchida a menos que eu vá ao fundo do buraco mais profundo do mundo, com vocês, seus tarados.
Ve gerçekten inanıyorum ki biz...
E eu acredito verdadeiramente que nós...
Senin aktif görevden alınman için, katı gerekçeler olduğuna inanıyorum.
Creio haver motivos sólidos para o tirar do exército.
"Sorma, Söyleme" Ben buna tamamen inanıyorum.
"Não Perguntes, Não Digas," comigo é assim.
Hepimizde silah olduğuna inanıyorum.
Sinto que foram dadas armas a todos nós.
- Tabii ki inanıyorum.
Claro que sim.
Sana inanıyorum.
Eu acredito em ti.
Methiye niyetiyle söylenmiş elbette bu ama ben bir lanet olduğuna inanıyorum.
Isso é considerado um elogio... mas eu acho que é uma maldição.
Prensip, görev, onur... Savaşmaya değecek şeyler olduğuna inanıyorum.
Lealdade, dever, honra, acredito que há coisas pelas quais vale a pena lutar.
Tuğamiral Paris'le toplantının iyi geçtiğine inanıyorum.
Espero que a sua conversa com a Comodoro Paris tenha corrido bem.
- Peki. Ben inandığım her şeyi satabilirim ve senin ürününe inanıyorum.
E eu consigo vender tudo em que acredite e eu acredito no teu produto.
Bu işe işte bu kadar inanıyorum.
Para veres como acredito nisto.
Bay Meacham, ben size inanıyorum.
Mr. Meacham, eu acredito em si.
- Sana inanıyorum, köpek.
- Acredito em ti.
Sana inanıyorum köpek.
Eu acredito em ti, pá.
♪ Ama bir milyon yıl önce hiç düşünmedim ♪ ♪ Hemen yürüdüğüne inanıyorum ♪
Mas jamais imaginei num milhão de anos que chegaria até ti
Sana inanıyorum.
Acredito em si.
İnanmaktan vazgeçme Kit, çünkü ben sana inanıyorum.
Continua a acreditar, Kit, porque eu acredito em ti.
Hayatımızın her alanında bu şükran ve sadakat ilkesini uygulamamız gerektiğine inanıyorum.
Eu acredito que se deve aplicar este sentimento de gratidão e lealdade em cada aspecto das nossas vidas.
Ama ben inanıyorum ki bu karar babasını ziyaret ettiği gece verildi.
Porém eu acredito que a decisão foi tomada na noite em que visitou seu pai.
"Endişelenirsen iki defa acı çekersin" felsefesine inanıyorum.
A minha filosofia é que preocupar-nos significa o dobro do sofrimento.
Yaşasaydı, inanıyorum ki Yeşua sizi kardeş gibi bağrına basardı.
Se tivesse vivido acredito que Yeshua te teria abraçado como a um irmão.
Nasıl olur da elinde kanıtı olmayan böyle bir şeye inanırsın anlamıyorum.
Não percebo porque acreditas nessas cenas todas das quais não tens quaisquer provas.
Sana inanıyorum
Eu acredito em ti.
Bu adamı o kadar tanımıyorum ama inanılmaz güvenilir duruyor. Aynen, aynen.
Não o conheço, mas confio nele.
Izdırabını anlıyorum, inan bana!
Entendo a tua tristeza, acredita em mim.
İnanıyorum ki, politikaya girmeden önce patronum olan Aubrey Longrigg ona MI6'da sıkıntı çıkarttığımdan ötürü, itibarımı zedelemek için polise ihbarda bulundu.
Eu acredito que o Aubrey Longrigg, que era o meu chefe antes de entrar na política, disse a polícia para me desacreditar, quando eu estava a lhe causar problemas no serviço secreto.
Tabii, anlıyorum. Biz tamamen dürüst olmaya inanıyoruz.
Eu compreendo, e nós acreditamos numa total transparência.
İnan, söylediklerinden zerre anlamıyorum.
Não se ¡ do que estás a falar.
Natalie Jones'u takip ediyorum. İnanıyorum ki...
Estou a seguir a Natalie Jones que tenho boa razão para acreditar...
Şu anda seni yargılamıyorum, inan bana.
E não estou a julgar ninguém, juro.
İnanıyorum ki sonraki keşiflerimizde Wu nehri- -
Acredito que futuras expedições ao longo do rio Wu...
İnanıyorum.
Eu acredito.
İnanıyorum o ve bu jaguar... Vahşileştiler efendim.
Acredito que ele e este jaguar, eles... ficaram selvagens, Sr.
Neden benimle olan bağının senin itibarını zedeleyeceğine inanıyor, anlamıyorum.
Não sei por que é que ele acredita que a relação comigo nublaria a sua reputação.
İnanıyorum ki, her şey bu adamlara bağlı.
Acredito que ele está com estes homens.
inanıyorum ki 68
inanılmaz 1325
inanırım 48
inanın 122
inanılmazsın 87
inanılmazdı 150
inanılmazdın 22
inanılmaz bir şey 125
inanın bana 383
inanılmaz biri 32
inanılmaz 1325
inanırım 48
inanın 122
inanılmazsın 87
inanılmazdı 150
inanılmazdın 22
inanılmaz bir şey 125
inanın bana 383
inanılmaz biri 32