English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ I ] / Iyi olacaksınız

Iyi olacaksınız tradutor Português

325 parallel translation
Belki siz ikiniz iyi olacaksınız. Ama Fergie...
- Não lhe gosto, isso é tudo.
Ona aldırmayın, çok iyi olacaksınız.
Sai! Não lhe liguem, porque vão-se sair todos bem.
Cehenneme yada tövbe edip, iyi olacaksınız
Irão para o Inferno? Arrependam-se Ou façam boa viagem
yada tövbe edip, iyi olacaksınız. İyi olacaksınız!
Arrependam-se Ou façam boa viagem
Bu gece iyi olacaksınız.
Voces foram bem hoje.
Bay Schwartz, iyi olacaksınız.
Mr. Schwartz, vai ficar bem.
Hepiniz iyi olacaksınız.
Vais ficar bem.
Biraz uyuyun, sabaha daha iyi olacaksınız.
Durma um pouco. De manhã será melhor.
İkiniz de iyi olacaksınız.
Vão ficar ambos bem.
Bakın, iyi olacaksınız, haydi neşelenin bakalım, tamam mı?
Vai correr tudo bem, anime-se, está bem?
Sen ve Jennifer, ikiniz de iyi olacaksınız.
- Não. Tu e a Jennifer estão lindamente.
Sen ve Jennifer, ikiniz de iyi olacaksınız.
Tu e a Jennifer safam-se bem.
Ben tamamiyle bir hatayım, ve bensiz daha iyi olacaksınız.
Sou um grande falhado, e vocês passam melhor sem mim.
Daha iyi olacaksınız.
Vai sentir-se melhor.
- İki günde eskisinden iyi olacaksınız.
- Dois dias e fica como novo.
Benim için hep iyi bir hanım olacaksınız, çünkü sizi seviyorum.
Para mim, sempre será a minha boa senhora, porque eu a amo.
Bir sabah uyandığında, kapıcının kızının çok güzel gözleri olduğunu farkedeceksin. İyi olacaksın. Uyanmak için önce uyumak gerekir.
Um dia acordas, reparas nos lindos olhos da filha da porteira, e estás curado!
Tabi. Altı aydan kısa bir süre içinde, iyi durumunuz ve alın terinizle, sarı çizgili pantalonları giyiyor olacaksınız.
Em menos de seis meses, com bom comportamento e trabalho árduo, usarão divisas amarelas nas vossas calças.
- İyi bir oyuncu olacaksınız.
- Dará uma excelente actriz.
İyi bir rahibe olacaksınız, Rahibe Luke.
- Será uma boa freira, Irmã Luke.
Eminim siz de, günün birinde iyi bir koca olacaksınız.
Um dia também vai fazer uma mulher muito feliz.
Bu iyi eski Blanche Hudson filmini yarıda kestiğim için üzgünüm millet Fakat hemen burada bende olanı gördüğünüzde yaptığımdan memnun olacaksınız...
Sinto interrompero filme de Blanche Hudson... mas agradecerão quando virem o que tenho para o seu cachorro.
İyi olacaksınız.
Vai ficar bem.
İyi olacaksınız.
Conseguirão.
İyi olacaksınız.
Ficará bem.
Ama sen iyi bir kız olacaksın, değil mi?
Mas tu vais ser boa, certo?
İyi bir hırsız olacaksın.
Vais sair-te bem a roubar gado.
Birkaç yıl uzaklarda olacaksın, sen gitmeden bunu bir sonuca bağlamamız iyi olur.
Se vais emigrar, é melhor falarmos agora.
Sen de bir gün annen gibi koca bir kız olacaksın ve iyi, genç ve yakışıklı bir adam arayacaksın...
Algum dia serão maiores como suas mamães, e procurarão um bom homem jovem e atrativo...
İyi olacaksınız hanımefendi. Sonra görüşürüz.
Vou ver o Cornish.
İyi olacaksınız.
Vais ficar bem, companheiro.
İyi olacaksınız.
Estara bem.
Düşündüğünüzden çok daha iyi askerler olacaksınız.
Parecem mais hipopótamos prenhas do que soldados.
Ne kötü! İyi olacaksınız, gelin size yardımcı olayım.
Coitado, você vai ficar bem.
İyi mi yoksa kötü bir başkan mı olacaksınız?
"Vai ser um bom ou mau presidente?"
Ona ayak basar basmaz, şu andakinden çok daha iyi durumda olacaksınız.
E assim que as pisarem estarão melhor do que estão agora.
Tam olarak 11 dakika 7 saniye sonra, bir inekten çıkarılmış en iyi köfteleri dişliyor olacaksınız.
Dentro de exactamente 11 minutos e sete segundos, vão enterrar os dentes no melhor hambúrguer que já sacaram a uma vaca.
İyi olacaksınız.
Tu vais ficar bem.
Siz ikiniz iyi olacaksınız.
Vocês dois vão ficar bem.
İyi arkadaş olacaksınız.
Vocês vão ser bons amigos.
İyi olacaksınız Bay Grafton.
Vai ficar bem, Sr. Grafton.
Bu kampın en iyi kısmı, Krusty kampına geldiğinizde bütün yaz benimle olacaksınız!
E a melhor parte é, quando vens para o Acampamento do Krusty... vais passar o verão comigo!
İyi olacaksınız.
Vão ficar bem.
Ama iyi de olacaksınız.
Mas também ficarão aptos.
İyi olacaksınız.
Vais ficar bem.
- İyi olacaksınız.
Vai tudo correr bem.
İyi olacaksınız.
Vai ficar bem!
İyi olacaksınız.
- Vai correr bem.
İyi olacaksınız.
Ele vai ficar bem.
Yani, 15. buluşmanızda ilişkiniz ilerlemiş olacak. Bağlanmış olacaksınız. Ya işler iyi gitmezse ne olacak?
No 15º encontro, já se está num lugar "relacionamentoso".
İyi olacaksınız.
Você ficará bem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]