English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ I ] / Iyi olacak mı

Iyi olacak mı tradutor Português

2,755 parallel translation
O ikisi iyi olacak mı?
- Estes dois ficam bem?
Yalnız başına iyi olacak mısın?
Ficas bem sozinha?
O dünyanın bir parçası olduktan sonra normal hayatına döndüğünde iyi olacak mısın?
Ficas bem depois de fazer parte daquele mundo?
Bunu halk gördüğü zaman Savunma Bakanlığı iyi olacak mı?
O Departamento está de acordo com isto indo a público?
- Bensiz iyi olacak mısın?
Vais ficar bem?
O iyi olacak mı?
Então ela vai ficar bem?
Kapanışı şu soruyla yapacağım : İyi Köpecik-Kötü Köpecik'e yatırım yaptıktan sonra ne olacak kazandığımız onca para?
Na verdade, a única preocupação que vai ter depois de investir no Cão Mau / Cão Bom, é como vai gastar o seu dinheiro.
İyi olacak mı?
Ele vai ficar bem?
Umarım ailesini bulursunuz çünkü iyi bir avukata ihtiyaçları olacak.
Espero que encontrem a família dela, porque vai precisar de um bom advogado.
Yani aslında çok zor olacak ama en iyi arkadaşım için planlarımı iptal edeceğim.
Sabes, vai ser difícil, mas vou tentar cancelar os meus planos, e fazer isto pela minha amiguinha.
Kenarda oturman sanırım daha iyi olacak Ivy.
Acho que vais ter que ficar fora deste, Ivy.
Gitmem iyi olacak sanırım, orada buluşmak ister misin?
Acho que deveria ir, por isso, encontramo-nos lá?
İyi olacak mısın Jenna?
Jenna, vais ficar bem?
İyi olacak mı?
Ela vai ficar bem?
İyi olacak mısın?
O senhor vai ficar bem?
İyi olacak mısın?
Vais ficar bem?
Polisi arasam iyi olacak sanırım.
Muito bem. Acho que vou chamar a merda da Polícia.
Sanırım gitsem iyi olacak.
Acho que devo ir.
Bu her neyse, keyif almadığımdan değil ; ama sanırım buna bir son verseniz iyi olacak.
Força! Ouve, não é que não esteja a gostar disto, seja lá isto o que for, mas se calhar era melhor tentar acabar com isto?
- İyi olacak mısınız?
- Você vai ficar bem?
- Aslında... biz gitsek iyi olacak sanırım.
Sabes, temos que ir embora de qualquer maneira.
Sanırım taksi çağırsam iyi olacak.
Acho que preciso de chamar um táxi.
Bu durumda sanırım en başından başlasam iyi olacak.
Bom, nesse caso, vou tentar começar pelo início.
Her seferinde bir şeyler yapmaya çalıştığımızda, sen, "Bunu kendim yapsam daha iyi olacak." diyorsun.
Sempre que tentamos fazer alguma coisa, tu dizes que é melhor seres tu a fazer.
Sen iyi olacak mısın?
Vais ficar bem?
İyi olacak mısınız, Bayan Reynolds?
Você ficará bem, Srt.ª Reynolds?
Sanırım gitsem iyi olacak.
Acho que é melhor eu ir embora.
Sanırım acele etsek iyi olacak.
Acho que é melhor esquecer.
İçki içtikten sonra, nöbetçilerin yerlerine geçişi sırasında oluşan bir boşluk var. Sanırım, adamların dikkati dağılacağı için bu gece iyi bir fırsat olacak.
Depois de beber, os guardas em seu turno são cada vez mais raros acho que esta noite é uma grande oportunidade, estarão bêbados.
Sanırım sizinle birlikte gelmek iyi bir fikir olacak, Bayan Ramsey.
Acho que pode ser uma boa ideia eu acompanhá-la, Miss Ramsey.
Saygısızlık etmek istemem ama, işler bu durumdayken sanırım burada kalmam daha iyi olacak.
Com o devido respeito, meu coronel, considerando o que está a acontecer, preferia ficar aqui.
Veri aktarımı işini hızlandırsanız iyi olacak.
Talvez queiram acelerar a transferência de dados.
Seni hastaneye götürsek iyi olacak sanırım.
Temos de ir para o hospital.
Yatıştırıcının etkisi geçtiğinde EKO çeksek iyi olacak sanırım.
Devíamos fazer a cardioversão.
- İyi olacak mı?
- Ela vai ficar bem?
Biraz dinlensem iyi olacak sanırım.
Talvez precise de uma pausa.
- Otursan iyi olacak sanırım.
É melhor sentares-te para isto.
Evet.. sanırım gitsen iyi olacak
Portanto, acho que é melhor ires andando.
Yarın Hamburg'daki toplantımı iptal etmem iyi olacak, ne dersin?
É melhor cancelar a minha reunião de amanhã em Hamburgo, não achas?
"Her şey daha iyi olacak." mı?
"As coisas vão melhorar"?
Eğer Sophie hala dışarıda bir yerlerdeyse adam kaçırmaların önüne geçmemizde en iyi şansımız o olacak.
Se a Sophie ainda estiver por aí, é a nossa melhor oportunidade para acabarmos com estes raptos.
Çünkü kızlar bunu sever. Sonra mala vuracağım. Daha iyi bir işim olacak.
"Agrada às miúdas, promove as quecas, permite um melhor emprego..."
Sanırım seni eve bıraksam iyi olacak.
Na altura certa. É melhor irmos para casa.
Her şey iyi olacak canım.
Vai ficar tudo bem, querido.
- İyi olacak mısın? - Evet.
- Vai correr tudo bem?
Ama eminim bu gösteriden çok memnun olacak ve umarım yakında kendini daha iyi hissedecektir.
Mas, estou certa de que ela ia gostar do desfile e esperamos que ela melhore depressa.
Biraz demlensem iyi olacak sanırım.
Acho que preciso de uma bebida.
Bu en iyi sömestırımız olacak.
Este vai ser o melhor semestre de sempre.
Eric, sanırım Bay Chandler'ı barut izi için incelesek iyi olacak.
Eric, penso que seria bom fazer um teste de resíduos de pólvora no Sr. Chandler.
İyi olacak mısın?
Ficas bem?
İyi olacak mısın?
Tu vais ficar bem?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]