English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ I ] / Izle bak

Izle bak tradutor Português

138 parallel translation
İşte, izle bak.
Pronto, olha.
Çocuk oyuncağı, izle bak.
Canja, olha para isto.
Hey, dostum, izle bak.
Amigo, olha só para isto.
VA Linux Systems izle bak.
Mas vejam a VA Linux Systems.
Zararsiz o, izle bak.
ele é mansinho. Reparem nisto.
Ve izle bak, bir sonraki adımı, anlaşma teklifini geri çekmek olacak.
E repara, o próximo passo dele vai ser retirar a proposta de acordo.
Buna iyi bak. Sen de izle, yapabilecek misin görelim.
"Agora, presta atenção e vê se consegues repetir."
Geçen taksiyi izle, içinde kim var bak.
Sigam esse taxi que acaba de passar e vejam quem está lá dentro.
Evet, onu izle ve nereye gittiğine bak.
Sim, segue-o e vê onde ele vai.
- Peşlerinde kimse var mı bak. - Bull, sen de onları izle.
- Vê se estão a ser seguidas.
İzle bak. Her zamanki eşim değil ama göreceksin.
Não é a minha parceira, mas vai gostar.
Bunu izle, T.J. Bakın burada neler var.
Olha para isto, T.J. Deixa ver o que tenho aqui.
Tamam, bir daha deneyelim. İzle bak.
Este é o Jimmy Stewart.
Biraz olumlu düşün. Şimdi, izle bir bak.
É tudo pensamento positivo.
Bak Henry, şunu izle.
Henry, olha para esta!
Bak, beni izle.
Olha, olha.
- İzle bak!
Repara.
İzle beni bak nasıl aralarına karışıyorum.
Veja como passo despercebido!
İzle bak.
Olha só!
Dur! Bak, Nadya, dikkatlice izle.
Olha, Nadya, olha bem.
Güzel çiçeğini izle, bak.
Estás tão bonita.
Bak! bunlarda izle öde var, işte bu o kutu.
Bem, eles aqui têm televisão pré-paga...
Pekâlâ, bana bak. Şampiyonluk maçının üç K'sini yaparken izle beni.
Certo, repara como executo os três "P" da jogada do campeonato.
İzle bak.
Vê.
Bak izle!
Até logo!
Bak, Teletubbies'i izle.
Aqui. Veja os Teletubbies.
Ne zaman, kendi ya da başka birisinin gözüne herhangi bir şey yaklaşsa kafayı yiyor. Bak izle.
Sempre que se fala em tocar nos olhos dela ou seja de quem for ela, tipo, passa-se.
Bak, izle.
Olha para isto.
İzle şimdi, aşağı bak.
Olhar para baixo.
Şuna bak, gel. Şunu izle.
Anda cá ver isto.
Şimdi izle. Bak.
Olha para mim.
İzle bak.
Olha para eles.
Bi saniye.İzle bak Bunun için evde çalışıyorum.
Espere aí.
Bi saniye.İzle bak Bunun için evde çalışıyorum.
Olhe isso. Eu tenho ensaiado isso em casa.
İzle bak.
Repara nisto!
İzle bak.
Observe isso.
Bak gidip Lizzie ve Steph'le televizyon izle.
Ok, ouve vai para dentro ver um pouco de televisão com a Lizzie e com a Steph.
Bekle bekle, bak, izle izle.
Espera, espera, vê, vê.
İzle bak.
Veja.
"Hayır, hayır, dosyalamayı bırakmak zorunda kaldım." " İzle bak.
Não, tive de parar de arquivar ;
İzle bak, bir daha yapacağım.
Olha, vou fazê-lo de novo.
İzle bak şimdi.
Com isto arranco um tomate...
Şuna bak, izle.
Um camião enorme. Repara nisto.
Bak, bunu izle.
Observa.
İzle bak, kaptan olacağım.
Você vai ver. Eu serei Capitão.
Bak sana gösteriyorum, izle.
Observa.
İzle bak, izle. Sence iki kere kandırabilir miyiz?
Será que conseguimos duas vezes?
- Bunların üzerinden giderek annenin kafatasındaki izle uyuşan biri var mı bakıyoruz.
Estamos a ver se alguma correspondia à marca no crânio da tua mãe.
Bak, sadece bir kez izle. Çok iyi birisi.
Veja-o um bocado, ele é bom rapaz.
İzle şimdi. Bak iri bir kömür parçası buldum ve...
Me assista.
İzle bak!
Olhe agora.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]