English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ I ] / Işe bak

Işe bak tradutor Português

2,980 parallel translation
Yani, şu işe bak be.
Quero dizer, caraças!
Sonra işe bakın bir gece Stanford Lineer Hızlandırıcı Merkezi'ndeydik. Teknik kütüphanelerinin derinlerine inmiştik. Ta en dipte köşedeki en alt bölmenin son rafında bir ATT teknik dergisi bulduk.
E, na verdade, uma noite, estávamos no Centro do Acelerador Linear de Stanford, e nos confins da biblioteca técnica, mesmo na última estante, na prateleira do canto inferior, encontrámos uma revista especializada da ATT que explicava tudo.
Şu işe bak.
Muito chique.
Biz burada oturmuş ölümü bekliyoruz, o ise gelmiş otlara bakıyor işe bak lan.
Estamos aqui à espera da morte e ele preocupa-se com a merda das ervas.
Şu işe bak.
Olha...
Şu işe bak.
Isto é tão louco.
- Şu işe bak yahu. Hamilton Lisesi?
Quem diria?
Şu işe bak Barty, görünüşe göre yeteneğimizi geri kazandık.
Bem, Barty, parece que recuperámos o nosso vigor.
Şu işe bak.
- Vê só.
Fakat işe bak ki, şerefsizin teki dairesine gizlice girip Hannah hakkındaki tüm belgeleri ortadan kaldırmış.
Mas um idiota entrou no apartamento dele e fez desaparecer todos os ficheiros sobre a Hannah.
Bak... ... bu işe yaramıyor.
Olha, isto não está a dar resultado.
Niye masa başından yeni dönen bir adama bakıcılık etmek gibi boktan bir işe düştün?
Porque andas a fazer de "babysitting" a um gajo que regressou ao serviço?
Bak işe yaradı.
Estás a ver? Resultou.
Bak sen şu işe.
Olhem bem para ti.
Bak, jestler parmak uçlarına kadar gidiyor, sonra ise çene geliyor.
O movimento vai até a ponta dos dedos e só então, o queixo sobe.
İşe bak ya.
Muito engraçado.
Bak, bak. Ya İkiz katili ise?
Ouça, e se foi o "Assassino dos Gémeos"?
Pekala bak, beni işe al ben de maaşımın yarısını seninle paylaşayım.
Você aceita-me e até divido os meus ganhos consigo.
Aramaya devam edeceğim tüm aile bu işe bakıyor.
Vou continuar a procurar, até pedi também a todos da família.
ise bak.
Olha-me só para isto...
Ulusal düzenli bakım birimi yasadışı olarak uzaylıları işe alıyor. Gerçekten, elimizde olanlar bu kadar mı?
Uma instituição de assistência médica está contratando alienígenas ilegais.
Pis bir işe girişerek değişiklik yapmışsın bakıyorum.
Para variar, pelo menos puseste as mãos na massa.
Bak işe yarar şeyler biliyormuşsun.
Viste, sabe alguma coisa de útil.
İşe bak!
Bem, fode-me!
Beni başvurduğu bir işe yönlendirdi, ben de orada aldıkları parmak izine bakıp geçmişini taradım.
Ela indicou o local onde ele trabalha, fiz uma pesquisa e consegui as impressões digitais dele.
Bak, bence sen bu işe burnunu sokma, tamam mı canım?
Eu sugiro que não se meta nisto, está bem?
Bak, % 75 ihtimalle radyasyon tek başına işe yarayacaktır.
Há mais de 75 % de hipóteses da radiação correr bem.
- Bak sen şu işe.
- Boa!
Bak, daha fazla bu işe bulaşmanı istemiyorum.
Ouve, não quero que interpretes mal.
Bakım evinden kaçıp işe başladığında 16 yaşındaydı.
Foi directamente da assistência social para a prostituição aos 16 anos.
Bakın, işe yarıyor.
Vejam, está a resultar!
Bak sen şu işe ki, biz farkında olmadan Peter ile kel adamın arasında geçenleri de kaydetmiş.
Para minha surpresa, gravou por acaso o evento entre o Peter e o nosso careca no laboratório.
Bak, bu işe karışmak haddime değil ama...
Olha, estou muito fora da minha zona de conforto aqui, mas...
Bakın şu işe...
Meu Deus...
Bak asker, bu işe karışmak istemezdim ama günlüğü okudum.
Olhe soldado, eu não deveria me meter nisso, mas eu já estou envolvido agora
İşe iyi yanından bak, teçhizat daha hafif.
Pois é, linha prateada... Material mais leve.
İşe bak. İşte bu şey Volstead Yasası'nın ihlâl ettiğini kanıtlıyor.
Diria que isto é uma violação à Lei Volstead.
İşe bak.
Tem piada.
Şimdi ise kendine bak... Amerika'da büyük bir kariyere sahipsin... 2 kızına da tek başına sahip çıktın
E olha para ti agora... tens uma grande carreira aqui na América... criaste 2 raparigas sozinha
İşe bak sen.
Que conveniente...
- Bak Dana daha çok kadını işe almak isterdim ama taşra hastanelerine eleman bulmanın ne kadar zor olduğunu biliyor musun? - Neden?
- Olhe Dana, amava contratar mais mulheres, mas não faz ideia de como é difícil contratar num hospital rural?
- Bak şu işe.
- Olha.
- Evet, işe bak.
- É esquisito.
Bak sen şu işe. Aynı Gelecek Endüstrileri'nin forklifti gibi.
Quem diria, apenas uma boleia das Industrias Futuro.
1 / 3'ü Frank Randall'ın karısına verilecek kalanı ise büyüyene kadar bakılması şartı ile çocuklarına.
Um terço para a viúva Randall e o resto num fundo para os filhos.
Bak sen şu işe. Havuz temizleyici adam geldi.
Olha, é o homem que limpa a piscina.
Bak sen şu işe.
Eu que o diga.
İşe bak.
Caraças!
- Bak işe yaradı.
Vê, funcionou.
Bak, eski bir suçluyu işe almamız utanç verici mi?
É embaraçoso ter contratado um ex-prisioneiro?
Bak, bunun işe yaramasının tek yolu, temiz bir sayfa ile başlamamızdan geçiyor.
O único jeito de isso funcionar é começarmos sem mágoas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]