Işe yaramıyor tradutor Português
2,944 parallel translation
- Schmidt, ağlıyor musun sen? - Çünkü hiçbir işe yaramıyor.
- Estás a chorar, Schmidt?
O şekilde işe yaramıyor Randall.
Dessa forma não resulta, Randall.
Neden hiçbir şey işe yaramıyor?
Por favor. - Porque é que nada funciona?
Sende işe yaramıyor.
- Não está a resultar.
Son zamanlarda pek işe yaramıyor da.
Parece que raramente funciona.
Millet, bu işe yaramıyor.
Meninos, isto não está a ajudar.
Geçmişte yaptığın her şeyi yapıyorsun ama bu kez işe yaramıyor.
Fizeste o que podias, mas, desta vez, não resultou.
GED sınavı bugünlerde pek bir işe yaramıyor maalesef.
Receio que o diploma não te leve muito longe, actualmente.
Büyü işe yaramıyor.
O feitiço não está a funcionar.
Bu arada daima 8'leri ayırma taktiğin, krupiye 10 gösterince işe yaramıyor.
Já agora, a tua dica sobre partir sempre os oitos não resulta quando o dealer está a mostrar um dez.
- Neden işe yaramıyor?
- Por que não está funcionando?
Kendimi iyi hissetmem için söylüyorsanız işe yaramıyor.
Se estás a tentar fazer-me sentir melhor, só fazes com que me sinta pior.
- Elmaslar pek bir işe yaramıyor.
Pois... eu não posso fazer nada com os diamantes.
- Ama bu işe yaramıyor değil mi, Butters?
- Mas isso não chega, pois não? - Não, não chega.
Bu telefon bir işe yaramıyor.
- Este telemóvel é uma porcaria.
Zaten bir işe yaramıyor.
De qualquer forma há qualquer coisa errada com isto.
Kaç kez söyledik, işe yaramıyor.
Quantas vezes dissemos isso? Não resulta.
Of, artık kahve bir işe yaramıyor sanki.
Céus, é como se o café já não funcionasse.
Ama işe yaramıyor!
Não serve de nada!
Yapacağına değecektir de diyemem ancak şunu söyleyebilirim ki şuan yaptığın neyse bir işe yaramıyor.
Mas eu posso dizer que... O que está fazendo agora não está funcionando.
Speltzer paçayı kurtardı diye sistem işe yaramıyor diyemeyiz.
Só porque o Speltzer escapou, não significa que não funcione.
Anahtar işe yaramıyor.
O cartão não funciona.
Nasıl olsa Kara Kutular'a bağlı tetikleyici artık işe yaramıyor.
O seu dispositivo é inútil.
Kısıtlama emirleri işe yaramıyor.
Ordens de restrição não funcionam.
Bu işe yaramıyor. Ama hala hayatta olduğunu biliyorum çünkü erkekliği kadınlığımda kıpırdıyor.
Não está a resultar, mas sei que ainda está vivo, a masculinidade dele bateu à porta da minha menina.
Eller pek işe yaramıyor.
As mãos não estão a ajudar.
Ama yasa bu tarafta işe yaramıyor.
Mas, eu não trabalho deste lado da lei.
Güneş artık nem oranını ayarlamada işe yaramıyor.
A luz não reflecte na humidade como era normal.
Ses, radyo, ışık kodu. İşe yaramıyor.
Voz, rádio, até código de luz.
İşe yaramıyor mu?
Não resultou?
İşe yaramıyor mu?
Não funciona?
- İşe yaramıyor.
Isto não está a resultar.
İşe yaramıyor.
Não está a funcionar.
İşe yaramıyor.
Não resulta.
İşe yaramıyor.
Não está funcionando.
İşe yaramıyor.
Não está a resultar.
Antibiyotikler işe yaramıyor.
Ethan, eu disse-te, temos de esperar e ver.
Bu, bir işe yaramıyor.
Isto não está funcionando para mim.
Ancak artık işe yaramıyor.
Mas já não está a funcionar.
İşe yaramıyor.
Isto não está a resultar.
İşe yaramıyor. Neden olmasın?
Não vai funcionar.
İşe yaramıyor Dr. Miller.
Não funciona, Dr. Miller.
İşe yaramıyor mu? Durumu kötüye mi gitmiş?
Não resulta, ele está a piorar?
Sana hiç yakışmadığı gibi işe de yaramıyor.
És superior a isso e não vale a pena.
İşe yaramıyor.
Não está a ajudar.
Bir işe yaramıyor o.
- Ter uma licenciatura não importa.
İşe yaramıyor.
Isto não funciona.
İşe yaramıyor.
Não funciona.
Her kombinasyonu denedim. İşe yaramıyor.
Tentei todas as combinações.
İşe yaramıyor.
Sem sorte.
Antibiyotikler işe yaramıyor.
Os antibióticos não resultam.
işe yaradı 291
işe yaramaz 340
işe yarar 73
işe yarar mı 34
işe yaramazlar 21
işe yaramayacak 101
işe yarıyor 218
işe yaramadı 112
işe yarayacak mı 29
işe yararsa 16
işe yaramaz 340
işe yarar 73
işe yarar mı 34
işe yaramazlar 21
işe yaramayacak 101
işe yarıyor 218
işe yaramadı 112
işe yarayacak mı 29
işe yararsa 16