Işte bu yüzden tradutor Português
5,789 parallel translation
Ben onunla benim bir hikayemi düşünüyorum, işte bu yüzden görüşmeyi kabul eder.
Bem, é exactamente por causa da minha história com ela que ela vai concordar em ver-me.
- Hadi gidelim. - İşte bu yüzden geldim... Çünkü suçu senin üzerine atacak.
Foi por isso que vim cá.
İşte bu yüzden buradasın.
É por isso que estás aqui.
Bu yüzden taşınıyor işte.
É por isso que se vai mudar.
- İşte bu yüzden bu kadar dikkatliydin.
- Sou um homem casado. - E, por isso, foi cuidadoso.
İşte bu yüzden ihtiyacım olan son şey bu.
É por isso que isto é a última coisa de que preciso.
İşte bu yüzden doğruca çalışanların soyunma odasına gidecekler.
E é por isso que elas tem de ir direitas aos balneários dos funcionários.
Henüz tam manasiyla bir teorim yok iste bu yüzden arastirmaliyiz.
Bem, ainda não tenho nenhuma e é por isso que precisamos de o investigar.
İşte bu yüzden araştırmaya devam ediyoruz.
Bem, é por isso que continuamos à procura.
- İşte bu yüzden oraya gitmemiz lazım.
O que foi? É por essa razão que temos de ir lá.
İşte bu yüzden en iyiyi seçtiler.
Bem, é por isso que escolhem os melhores.
İşte bu yüzden Neal sürecin işleyişini yavaşlatacak birinden yardım istedi.
Foi por isso que o Neal recrutou alguém para arrefecer o programa.
İşte bu yüzden paranın hepsini alıyorum.
É por isso que vou levar o dinheiro todo.
İnandığın şeyin bu olduğunu biliyorum. İşte bu yüzden şimdi buradasın.
Sei que é nisso que acreditas, e é precisamente por isso que estás aqui.
İşte bu yüzden başın belaya girecek çünkü serbest kaldığım zaman New Orleans'taki tüm vampirlerin kökünü kazıyana kadar durmayacağım. Onlara destek olmaya cüret eden hiçkimseye merhamet etmeyeceğim.
- E esse é o teu perigo, porque quando estiver livre, não vou parar até que cada vampiro de Nova Orleães deixe de existir, e não vou ser misericordioso com quem se atrever a ficar do lado deles.
İşte ben bu yüzden kuralları fazla takmıyorum.
É por isso que eu não dou muita importância às leis.
İşte bu yüzden fedakârlık oluyor ya. İncitici.
- É isso que faz um sacrifício.
Sen işte busun, bu yüzden ayrıldım.
É assim que tu és, e foi por isso que eu me fui embora.
İşte bu yüzden satış yok.
É por isso que não há venda.
İşte bu yüzden tarafsızlığınıza saygı duyuyorum.
Foi por isso que respeitei a vossa neutralidade.
İşte bu yüzden hastalarıma telefon numaramı vermiyorum.
É por isso que não dou o meu número de telemóvel aos pacientes.
İşte bu yüzden acele etmeliyiz.
É por essa razão que temos de apressar-nos.
İşte bu yüzden kocasının yanında olmalı. Çocuk gibi anne babasına kaçmamalı!
Por isso, deve estar com o marido e não com os pais, como uma criança!
Üzgünüm tatlım ama senin, Tex'in ve Meksikalı arkadaşımızın bulaştığı bu küçük gereksiz işte benim kellemin de gidebileceğini görüyorum o yüzden kısa keseceğim.
Lamento querida, mas... como estou a dar a cara pela negociata sua, do Tex e do nosso amigo mexicano, vou direto ao assunto.
İşte bu yüzden ölecek.
E é por isso... É por isso que ele vai morrer.
İşte bu yüzden size söylemedim. - Babamın bakış şekli yüzünden.
Não vos disse por causa do olhar do pai.
İşte bu yüzden işini yaptırmak için dışarıdan eleman almayacak kendi adamlarını kullanacaksın.
É por estas que usa os seus homens e não recruta no exterior.
Ben de, bu yüzden endişeleniyorum işte.
Por isso estou preocupada.
- İşte ben bu yüzden bir gün kala planları değiştirme diyorum.
Tudo o que estou a dizer é que não se muda o plano, um dia antes.
- Nerede peki? Bu yüzden çocuğum yok işte.
É por estas e por outras que não tenho filhos.
Bu yüzden takım kaptanısın işte.
É por isso que tu és capitão de equipa.
Bu yüzden Alfa'sın işte.
É por isso que és o Alfa.
İşte bu yüzden GPS'i icat ettiler.
Foi por isso que inventaram o GPS.
İşte bu yüzden inciyi en kısa sürede size teslim edeceğiz.
É por isso que vamos recuperar a pérola o mais depressa possível. - Não é, Coronel Baird?
İşte bu yüzden seni severim Bohannon.
É isso que eu aprecio em ti, Bohannon.
İşte tam bu yüzden onun evindeyken onunla konuşmalıydık.
É por isso que deveríamos ter falado com ela na casa dela ontem à noite.
İşte bu yüzden biliyorum.
É como me lembro.
İşte bu yüzden mikrofon gerekiyor.
Entendeu porque é que precisamos de microfones?
- İşte bu yüzden Cabe'i bekleyemeyiz.
- Por isso não esperamos pelo Cabe.
İşte bu yüzden onları bulmak zorundayız.
- Por isso devemos encontrá-los.
İşte bu yüzden gitmelisiniz.
É por isso que têm de ir embora.
Tariq bu yüzden var işte.
É para isso que tenho o Tariq.
- İşte bu yüzden bunu yapmalısınız.
- É por isso que o deve fazer.
İşte bu yüzden alacaksın. Orospu çocuğu.
- É por isso que vais aceitá-lo.
Sana kızgın değilim ama bu yüzden benim için zor oluyor işte.
Não estou zangado contigo. Mas é por isso que me custa tanto. Entendes?
İşte bu yüzden kelimeler gelmiyor.
É por isso que as palavras não vem.
Okul bu yüzden çok önemli işte.
É por isso que a escola é tão importante.
İşte bu yüzden kumar oynuyorum.
Vês, é por isso que jogo.
İşte bu yüzden gelmeni istedim.
É precisamente por isto que eu precisava que viesses.
İşte bu yüzden her zaman hemen güncellemelisiniz.
É por isso que se deve actualizá-lo logo.
İşte tam da bu yüzden direk Polis Merkezi'ne gitmenizi söylemiştim.
Foi exactamente por isso que te disse para ires para a esquadra.
işte bu yüzden buradayım 17
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte buradayım 238
işte bu kadar 490
işte burdayım 25
işte bu güzel 23
işte burası 350
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte buradayım 238
işte bu kadar 490
işte burdayım 25
işte bu güzel 23
işte burası 350
işte buyrun 44
işte buradasın 421
işte bu o 68
işte budur 84
işte burdayız 23
işte buldum 50
işte burda 115
işte buyur 31
işte bu harika 123
işte buradayız 137
işte buradasın 421
işte bu o 68
işte budur 84
işte burdayız 23
işte buldum 50
işte burda 115
işte buyur 31
işte bu harika 123
işte buradayız 137