English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ I ] / Işıkları yakın

Işıkları yakın tradutor Português

30 parallel translation
Işıkları yakın.
Acendam a luz.
Işıkları yakın.
Acendam.
Işıkları yakın.
Liguem a luz outra vez!
Işıkları yakın. Acele edin.
Ascendam os faróis das viaturas.
- Işıkları yakın.
- Acendam as vossas luzes.
- Işıkları yakın!
- Acendam as luzes!
Işıkları yakın!
Apaga as luzes!
Işıkları yakın!
- Aí em cima, ligue as luzes!
Işıkları yakın!
Acendam as luzes!
Işıkları yakın!
Luzes! Acendam as luzes!
Işıkları yakın lütfen.
Liguem as luzes, se faz favor.
Işıkları yakın!
Liguem as luzes!
Işıkları yakın.
Aponta-lhe a luz.
Işıkları yakın.
Ligue as luzes.
- Evet, evet. - Işıkları yakın.
- Acende as luzes.
Işıkları yakın lütfen.
Luzes, por favor!
- Işıkları yakın!
- Liga a luz!
Işıkları yakın!
Atirem!
Işıkları yakın!
Voltem a ligar as luzes!
Burası çayırlıklar ülkesi. Her dakikanın hesabını yapıp iş çıkarmalıyız yakında tepeliklere varacağız ve her tür sorunla karşılaşabiliriz.
Estamos nas pradarias e temos que aproveitar cada segundo porque logo chegaremos às colinas e é provável que encontremos problemas.
Işıklarını da yakıp, söndür de Noel için başka neler yapacağını görelim?
Acende os faróis também, para mostrares como o teu carro é bom!
Işıkları yakın.
- Montfleury, Bellerose... - Acendam os lustres!
Işıkları yakın!
Saiam.
Işıklarını yakıp Avatar durumunda birkaç yumruk mu indireceksin?
Vais ligar o teu brilho e atingi-lo com um pouco de acção do Estado Avatar?
Işıkların gittiğini görecek kadar yakın oluyorsun.
Estamos muito perto para ver alguém morrer.
Yani, beraber iş yaptıklarımdan olmuştu ama hiç hiç yakın olduğum birisini kaybetmemiştim.
Quer dizer, as pessoas com quem trabalhava sim, mas ninguém... ninguém próximo.
Işıklarınızı yakın da nereye dönerseniz dönün, bize gösterin!
Entrem no barracão e acendam as luzes, exibicionistas.
Bu şeyin adı Kriyokonit. İhtiva ettiği şeyler ise, Orta Asya'nın çöllerinden esip gelen doğal tozun küçük karbon parçacıklarıyla karışımı, kömür yakıtlı termik santraller, dizel atıklar ile büyük yangınlardan kalma is partikülleri.
Esta crioconite é feita de uma combinação de pó natural, que é arrastado dos desertos da Ásia Central, misturado com pequenos flocos de carbono.
Önümüzdeki iki gün en yakın tanıdıklarınızla ve iş arkadaşlarınızla görüşmeler yapacağız. Daha sonra son kez ifadenizi almak için sizi tekrar çağıracağız. Bu arada Ajan Burke de tavsiyesini kurula iletecek.
Nos próximos dois dias, vamos ouvir alguns dos seus conhecidos e colegas mais próximos, depois vemo-nos novamente para fazer um declaração final, na qual o Agente Burke fará uma recomendação resumida.
Işıkları açık en yakın eve koştum.
Corri para a casa mais próxima.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]