Kontrol tradutor Português
50,953 parallel translation
Alman halkının seçilmiş temsilcilerinden biriyim ve bu insanlara hizmet edenlerin kişisel hırslarının kontrol altında tutulmasını sağlamak benim işim.
Como representante eleita do povo alemão, cabe-me assegurar que as ambições pessoais de quem serve essas pessoas se mantém sob controlo.
Orada neyi kontrol edeceksiniz?
Não percebi bem o que está a tentar controlar lá.
Oteli odamı kontrol ediyordum. Sonra da arabama gittim.
Eu estava a sair do hotel e ia para o meu carro.
Bunu kontrol sorusu gibi düşün.
Pensa nisto como uma pergunta de controlo.
Herhalde dünyada güzel olmayan şeylere ve kontrol edemediği şeylere karşı kendince açtığı savaştı bu.
Acho que era a maneira dela de lutar contra o que não era bonito no mundo, e coisas que ela simplesmente não podia controlar.
- Bir kontrol edeyim.
- Vamos ver.
Noktalama işaretlerini doğru mu kullanmışım bir kontrol edeyim.
Só quero ver se a minha pontuação está correcta. - Está bem?
İplerini kontrol et.
Verifica as amarras deles.
Hayalet Sürücülerin şimşeği kontrol edebileeceğini hesaba katmamalı mıyız?
Não deviamos assumir que os Cavaleiros Fantasma tem algum tipo de controlo sobre onde eles caiem?
Peki elektriği kontrol edebiliyorlarsa, onlara nasıl engel oluruz?
Então, se eles os controlarem, como é que os detemos?
Anlat bakalım, bu durdurulamaz orduyu nasıl kontrol ederdin?
Diz-me, como irias controlar esse exército imparável?
Lütfen numarayı kontrol edin veya yeniden deneyin.
Por favor verifique o número ou tente de novo.
Lütfen numarayı kontrol edin veya yeniden deneyin. - Scott.
- Por favor verifique...
Ben gidip konuklarımı kontrol edeceğim.
Vou ver dos nossos hóspedes.
Havayı o kontrol ederdi.
Ela controlava o clima.
Bir hortumu öylece kontrol edemezsin.
Não podes simplesmente controlar um tornado.
Siz şimşeği kullanıyorsunuz devleri kontrol ediyorsunuz.
O Feiticeiro domina os relâmpagos e controla os Gigantes.
Devleri kontrol ettiğinizi hiç sanmıyorum.
Acho que nunca controlou os Gigantes.
Devleri kontrol ettiğinizi hiç sanmıyorum.
Com aquilo. Acho que nunca controlou os Gigantes.
Artık onları kontrol edebilirsin.
Já as consegues controlar.
Evi kontrol edip, güvenli olduğundan emin olacağım.
Vou verificar a casa, para certificar-me que está segura.
Orada kontrol edildi...
Vi ali...
Sihiri kontrol edebileceğimi düşündüm, ama sihir kontrol edilemez.
Pensava que podia controlar a magia, mas a magia não pode ser controlada.
Bir şeyi yeterince şiddetli istersem onları kontrol edebilirim.
Consigo controlá-las se eu quiser muito uma coisa.
Karen'i kontrol edeceğim.
Hospital. Ver como está a Karen.
Karen'i kontrol etmeye gittim.
Fui ver como estava a Karen.
Hazır olduğunda, işine geri dönmenden mutluluk duyacaklar ve Karen'i istediğin kadar kontrol edebilirsin.
Bem, quando estiveres pronta, vão ficar satisfeitos por receber-te no trabalho, e podes ver como está a Karen as vezes que quiseres.
Rogers'ın bunu önlemesinin tek yolu, sandığı bulup iade etmek. Sandığı önce biz bulursak, bundan sonra yaşanacakları kontrol edebiliriz.
A única forma do Rogers prevenir que aconteça é encontrar o dinheiro e devolvê-lo, o que significaria que se o encontrássemos primeiro, podíamos exigir o que iria acontecer depois.
Kasabanın küçük bir kısmı hariç her yerini kontrol ediyor.
Ele controla a cidade mas pouco mais.
Çok öfkeliyiz. Öfkemizi kontrol etmek için yardıma ihtiyacımız var.
Temos muita raiva e precisamos de ajuda para a controlar.
Madeline'in öfke kontrol sorunu var.
A Madeline tem problemas de gestão da raiva.
Öfke kontrol sorununu görmek isterseniz ona "minik" deyin.
Querem vê-la irritada? Chamem-lhe "coisinha".
Beni kontrol etmeye çalışman her şeyi zorlaştırıyor.
Quando tentas controlar-me, é sempre difícil.
Minibarı kontrol edebilirim.
Posso ir verificar o bar.
Hayır, endişelendiğini biliyorum tatlım ama beş dakikada bir kontrol etmene gerek yok.
Não. És um amor, mas não precisas de me vir ver de 5 em 5 minutos.
Ona oğlunu kontrol altına alması gerektiğini söylediniz mi?
Disse-lhe o que ela tem de fazer para controlar o filho?
Hikayeyi biz kontrol ediyoruz.
Nós controlamos a história.
Akışı biz kontrol ediyoruz.
Controlamos a corrente.
Bir dahaki sefere Hayvan Kontrol Hizmetleri'ni arayın.
Da próxima vez, liga para Controle de Animais.
Motor fonksiyonlarını kontrol ettiğim için, ben...
Controlarei a função motora, então eu serei...
Neyse, merak etme her şey yakından izleniyor ve kontrol altında tutuluyor.
Enfim, não te devias preocupar, tudo isto é vigiado e controlado de perto.
Oyuncular kadar kontrol altında olmayan insanlara prezervatif kullandırmak zaten oldukça zor.
Só porque é muito difícil levar sequer as pessoas que não são testadas como os atores a usarem preservativos.
Onu kontrol altına alacağım.
Eu vou controlá-lo.
Doğruluğunu kontrol edebilirsin.
Podes precisar de verificar os factos.
Bu aptal, utanç verici şeyleri ne olursa olsun her gün kontrol ediyorum.
São as coisas mais embaraçosas e estúpidas que eu vejo todos os dias, sem falta.
Müdür Yardımcısı Childs herkesin sırt çantalarını kontrol edecek.
A vice-diretora Childs precisa de verificar as vossas mochilas.
Hikâyeyi kontrol edersek yayılmasını önleriz.
Podemos conter isto. Temos de controlar a narrativa.
Hayat öngörülemez ve kontrol sadece bir yanılsamadır.
A vida é imprevisível e o controlo é apenas uma ilusão.
Sadece kafanı kontrol edeceğim.
Vou só ver a tua cabeça.
Havayı kontrol ediyor.
Ela controla o clima.
- İsterseniz kontrol amaçlı tomografi çekip...
- Se quiser, podemos fazer um TAC...