Korkunç şeyler tradutor Português
1,068 parallel translation
Kadınlara korkunç şeyler yapıyorlarmış.
Ouvi dizer que fazem coisas horríveis às mulheres.
Bu makineler korkunç şeyler.
São abomináveis, estas máquinas.
Korkunç şeyler söylüyorlar ve çocuk onları duyabilir. - Sakin ol canım.
Estão gritando coisas horríveis e as crianças podem ouvir.
Pekala, bana korkunç şeyler oldu ve çocukluğum normal geçmedi, ama...
Bem, coisas terríveis aconteceram e não tive uma infância normal, mas...
- Korkunç şeyler oldu.
- Aconteceu algo horrível.
Hayatımda çok korkunç şeyler yaşadım ve bunları komik şeylere dönüştürdüm.
Eu olho para a minha vida toda... e vejo as coisas terríveis na minha vida... e transformo-as em algo engraçado.
Korkunç şeyler olacak diyorum. Hayal edebileceğinizden çok daha korkunç bir şey.
Algo terrível vai acontecer, mais terrível do que possa imaginar.
Niye böyle korkunç şeyler yapıyorsun?
Porque fazes essas coisas terríveis?
Bebeği sürekli kontrol edip, korkunç şeyler hayal etmek iyi değil.
Não é bom ficar vigiando esse bebé a cada 5 minutos e imaginando coisas terríveis.
Korkunç şeyler hissediyorum. Hislerime kulak vermezsem Tygra'ya kötü şeyler olabilir.
Sentir-me-ía péssimo se não obedecesse aos meus instintos e algo de mal acontecesse com o Tygra.
Bir tür korkunç şeyler :
É uma data de coisas medonhas :
Kısa sürede korkunç şeyler gitmiş olurdu.
Daí a pouco, todos os medos desapareciam.
Sokaklarda çok korkunç şeyler oluyor.
É terrível naquelas ruas.
Bakın, El Salvador'da korkunç şeyler yaşadı.
Ela passou por um inferno em El Salvador, ok.
Korkunç şeyler oldu.
Aconteceu uma coisa terrível.
Onu yarı çıplak bir mankene korkunç şeyler yaparken yakaladım.
Apanhei-o a fazer coisas indescritíveis com aquele boneco semi-despido.
Burada korkunç şeyler oluyor. Bunu sana göstermeye tahammül edemeyeceğim.
O que passou aqui é tão horrível que quase não o consigo mostrar.
Söylediği bütün o korkunç şeyler... doğru değil, değil mi?
Essas coisas horríveis que diz... näo säo verdade, pois näo?
Hakkımda size böyle korkunç şeyler anlatanın kim olduğunu bilseydim...
Se soubesse quem vos deu uma tal ideia a meu respeito...
Ve ona sen olduğumu söylerim ve ona... korkunç şeyler yaparım.
E eu digo-lhe que sou tu... e faço-lhe coisas terríveis.
Ne tür korkunç şeyler?
Que tipo de coisas terríveis?
Korkunç şeyler oldu!
Meu Deus! Algo terrível aconteceu!
Korkunç şeyler oldu.
Aconteceu algo horrível.
Son zamanlarda çok korkunç şeyler düşünüyordum.
Tenho tido pensamentos terríveis, ultimamente.
Başımıza korkunç şeyler gelebilir.
Pode acontecer-nos coisas terríveis.
Bir şey bilmiyorsun. Korkunç şeyler geldi başıma.
Tu não fazes ideia do que me aconteceu.
Gece yarısı... Zamanın birinde... Korkunç şeyler, şeytani...
Meia noite... uma hora... para algo terrível, algo malvado... algo verdadeiro... ou não.
Orada korkunç şeyler oluyor.
Há por Iá muita merda.
Belki korkunç şeyler yapılıyor.
Talvez coisas terríveis possam acontecer.
Korkunç şeyler yapıyor.
Faz coisas más.
Çok korkunç şeyler.
O meu pai odeia-o.
Durumu kontrol altına alamazsam korkunç şeyler olacak.
Será horrível se eu não puder controlar a situação.
Korkunç şeyler oldu.
Isto foi uma coisa terrível que aconteceu.
Gözlerin patlayacak ve başka korkunç şeyler muhtemelen beynin, burnundan akmaya başlayacak.
Os vossos olhos vão rebentar e outras coisas terríveis. Possivelmente os vossos cérebros vão começar a sair pelos vossos narizes.
Beni kullandı korkunç şeyler yaptırdı.
Ele obrigou-me a fazer coisas coisas horríveis.
Tarih boyunca, bu insanlar korkunç şeyler yaşadılar.
- Porquê? Bem, ao longo da História, coisas horríveis aconteceram a este povo.
Korkunç şeyler hayal etmemek çok önemli. İktidarsızlık gibi...
É importante não imaginar coisas terríveis... como que é impotente a partir de agora.
Ben bile! Çünkü pekala ben de korkunç şeyler yapabilirim
E olha que tudo o que faço é muito bem!
Tam Vietnam'ın yılbaşı zamanı ( Tet ) orada olacaktık muhtemelen.. herneyse.. Korkunç şeyler yapmış ya da Kanada'ya gitmeyi bile planlamış, savaştan kaçınmak için evlenecek kadar büyük işlere kalkışmış, benimle aynı okulda bulunan tüm bu insanlar.. Vietnam'a gitmek için can atıyordu.
ou qualquer coisa... que frequentaram a escola comigo para evitar a guerra – nem se importavam... por campos minados.
Ve şimdi, hayalim de korkunç şeyler canlanıyor!
E agora... que horrendo me parece!
Korkunç şeyler!
Coisas terríveis.
Çok korkunç şeyler oldu yıllar geçtikçe.
Há um precipitar de coisas que têm acontecido ao longo dos anos.
Sonsuza kadar inkar ettiğinde işte en korkunç şeyler böyle oluyor.
É assim que acontecem as coisas e depois ficamos cheios de remorsos.
"Korkum şu ki eğer şüphelerim, yanlış bir insanın kulağına giderse korkunç şeyler olabilir."
"Receio que se a pessoa errada souber da minha suspeição, " as consequências sejam terríveis.
Onu sisteme bağlayıp korkunç şeyler yapamazlar mı?
Não podem arranjá-la e fazer coisas terríveis com ela?
Bundan daha korkunç olan şeyler var.
Há coisas piores que isso.
Kötü, korkunç, uğursuz şeyler.
Coisas terríveis, diabólicas e sinistras.
Çok korkunç şeyler yaşadı tabii.
- A pobrezinha sofreu muito.
Her neyse, 17 yaşına geldiğimde... eşyalarımı topladım, korkunç bir şeyler söyledim ve evi terk ettim.
Quando eu tinha 17, fiz a mala, disse algo horrível e fui-me embora.
Bir eşin bu tür şeyler düşünmesi, çok korkunç.
Uma esposa não deve ter pensamentos tão horríveis.
30 Mayıs, Dracula Şatosu.Ağzıma alamayacağım şeyler var, korkunç.
30 de Maio. Castelo Drácula. Penso coisas que não ouso confessar.
şeyler 33
korku 183
korkuyorum 1153
korkunç 714
korkusuz 57
korkuyorsun 140
korkutucu 69
korkuluk 18
korkuyor musun 376
korkuyor 70
korku 183
korkuyorum 1153
korkunç 714
korkusuz 57
korkuyorsun 140
korkutucu 69
korkuluk 18
korkuyor musun 376
korkuyor 70