Kural tradutor Português
8,549 parallel translation
5. Seviye kural ihlali.
Quebra de contenção no piso 5.
Kural ihlali.
Quebra de contenção.
Törenden önce birbirimizi göremeyiz diye bir kural yok değil mi?
Não há nenhuma regra sobre vermo-nos antes do ritual, pois não?
Çiğnediğimi düşündüğü bir ahlak kuralı var.
Ele tem um próprio Código de Honra que ele sente que foi violentado.
John... - Evin kural neydi?
John, qual é a regra da casa?
Ve kural ihlallerinin nasıl sonuçlandığını bilirsin?
E sabes quem acaba por se quebrar?
Ama bir göz atacağım ve belki... Kural yedi.
Mas eu posso dar uma espreitadela e talvez...
Hiçbir kuralı ihlal etmediğimizi açıkça söyle.
Deixa claro que não violámos quaisquer regras.
Birinin canını alma konusunda katı bir kuralın vardı ve bu kuralı çiğnedin.
Tinha uma regra estrita sobre matar e quebrou-a.
Üniversiteye gidilecek diye bir kural yok.
Não há nenhuma regra que diz que tens de ir para a Universidade.
Kural diye bir şey yok ki.
Não há regras, entende?
Hadi eve gidelim ve onları kuralım.
Vamos para casa pendurá-las.
Genel kural maske giyen adamlar bir şeyler gizler ve genellikle iyi şeyler değildir.
Regra geral, os tipos de máscara têm algo a esconder e, normalmente, não é bom.
Bu kural nerede yazıyor?
Onde está isso escrito?
Bu kural.
- Isto é simples.
Başka insanlar için bu bir kural.
É simples para outras pessoas.
Altı ay için beladan uzak kalmak bir kural,
Simples para ti seria manteres-te seis meses livre de problemas.
Güzel bir gömlek satın almak, ilk günü işe gitmek senin için bir kural.
Simples seria comprares uma camisa decente e ires trabalhar no primeiro dia do emprego.
- Gizli kimliğinin olmasındaki birinci kuralın süper kıyafetle, masken takılı değilken resim çekinmemek olduğuna adım gibi eminim.
Precisamos de uma fotografia. Acho que a primeira regra para ter uma identidade secreta é não tirares fotos tuas no teu superfato e sem máscara.
Bu düşmanlar kural tanımıyor.
Não há acordos com este inimigo.
Bay Queensberry'nin kural ve disiplininin hâlâ izi görülüyor.
Não, senhor. " És o senhor regras e disciplina.
Coulson'la pek çok şey atlattık. İyi bir sebebi olmadan kural dışı davranmaz.
Já passei por muito com o Coulson.
Kural dışına çıkıyoruz.
Vamos contornar as regras.
- Kuralımız başlamadan önce Walker'ı beklemek.
O procedimento padrão é esperar pelo Walker.
Çok basit bir kural bu kızlar.
Uma simples regra, raparigas.
İlk kural, sinsi sinsi gezip bela aramak yok.
Primeira regra, nada de andar por aí a pedir para levarem porrada.
Peki, ikinci kural ne?
E qual é a segunda regra?
- Bu da Kural # 2 olsun.
- Estou a fazer a segunda regra.
Hukuk ve savaşın en basit ortak kuralı, düşmanını tanıdır.
O princípio básico do direito e da guerra : conhece o teu inimigo.
Matt ve ben.. bu kanunu öğrendik nasıl kuralına göre oynanacağını da...
Eu e o Matt aprendemos a lei, aprendemos a seguir as regras.
"Göze göz, dişe diş" diye bir kural vardır eğer masumsan yaşadığın bu tatsızlık haricinde gitmene izin verilecek...
Há uma lei chamada "olho por olho, dente por dente". Se fores inocente, ficarás em liberdade e não passará de um susto.
Koruması gereken tek kural, Tanrı ve ailesiydi ve O, hiç birini yapmadı.
A única lei que ele tinha de proteger era a de Deus e a da família. E não fez isso.
Kural bu.
São as regras.
Ne zamandan beri böyle bir kural var?
Desde quando existe essa regra?
Böyle bir kural yoktu hiç.
Nunca houve uma regra.
Ramse ile ben kendimize kural koymuştuk.
O Ramse e eu, nós... tínhamos as nossas regras.
Goines olarak büyümenin ilk kuralı.
Primeira regra a crescer como uma Goines...
- Makine mühendisliğinin ilk kuralı dostum.
É a primeira regra da engenharia mecânica, bacano.
İş yapmanın ilk kuralı :
Primeira regra :
Kuralım şudur ki hep jüriye güvenirim.
A minha regra é confiar sempre no júri.
Bozmadığı Mu Theta kuralı yoktu.
Não havia uma regra da Mu Theta que ela não tivesse violado.
Ana kuralımız neydi?
Qual é a nossa principal regra?
O zamana kadar, tek bir kuralım var :
Até lá, tenho uma regra :
Kişisel güvenliğin ilk kuralı müşterilerini gizli tutmaktır.
A primeira regra da segurança pessoal é manter segredo quanto aos clientes.
Eh, kural kitabında buna karşı bir kural yok.
Bem, não há nada no livro de regras contra isso.
Çünkü kural kitabının birinci sayfasısındasın!
- Está na página um do livro!
Yeni kuralımız. Dördüncü kural.
A nossa nova regra, lembras-te?
Zoso, ikinci kuralı hatırla.
Zoso, lembra-te da regra número 2.
Beşinci kural : Bana Zoso deme.
Regra número 5, nunca me chames de Zoso.
İkinci kuralı untma Claire.
Não te esqueças da regra 2, Claire.
Tamam, kuralı çiğne.
Esquece os limites, faz.