Kural yok tradutor Português
594 parallel translation
Korkaklardan iyi yazar çıkmaz diye bir kural yok.
Só um covarde pode ser um grande escritor.
Onlara hayran olmamı yasaklayan bir kural yok ki.
Afinal, olhar para elas não é contra as regras.
Ama düzenlemelerde bir subay kızının üzerinde gecelikle verandada kart kabul etmesini gerektiren bir kural yok.
Mas não há nenhuns regulamentos que digam que a filha dum Oficial... deva receber esses cartões no alpendre das traseiras em camisa de noite. Bolas.
Ona özel kural yok.
Não há regras especiais para ele.
Burası oraya göre buz gibi. Orası capcanlı, kural yok.
Comparado com lá, este rochedo é um frigorífico.
Kadın yarışamaz diye bir kural yok.
Não há razão para que uma fêmea não possa competir.
Sana dağıtılan ya da kaybetmeye... dayanamayacağın her eli... oynamak zorundasın diye bir kural yok.
Não há nenhuma lei que diga... que tens de jogar todas as mãos que te dão... ou uma mão que não possas perder...
- Hayır, böyle bir kural yok ama...
- Não, mas compreende-se...
Kural yok demiştin, Albay.
Voce disse que não havia regras
İşimizde kadınlar için koyduğumuz bir kural yok ama bir hata yaparsan bunu ödersin, yani başka hata yapma.
Não temos regras para mulheres no nosso ramo, mas também paga pelos seus erros, por isso, não cometa mais nenhum.
Elin ortasında masadan kalkılmayacak diye bir kural yok.
Não há nada nas regras sobre se ausentar no meio de uma mão.
Kural yok.
Não há regras.
Kazan yada kaybet, kural yok.
Seja o que for, vale tudo.
"Kural yok."
- Com os punhos em alto!
Bunda kural yok. Kazananın kim olduğu hariç.
Não há regras para isso, excepto quem ganha.
Burada boyle bir kural yok!
Não há nenhuma regra!
Bu yarışta hiç kural yok.
As regras são : não há regras.
Karşılık vermemen için bir kural yok! Ne kadar incindin?
Cristo, eles não querem um mariconço...
Bir erkeğin oturamayacağına dair hiçbir kural yok.
Não há qualquer regra que diga que um homem não se pode sentar.
Kesinlikle kural yok!
Sem regras.
Kuralları çiğnemeyeceğinizden eminim. Çünkü hiç bir kural yok.
Não desobedecerão às regras porque não há regras.
Kural yok!
Não há regras!
Ona bunları, yaşatma hakkı verebilecek hiçbir kural yok. Bu cehennem. Ben...
Não há regra nenhuma que diga que ele precisa de passar por isto, por este inferno.
Hayır. Burada kural yok.
Não, não há regras aqui.
Moskova'da kural yok.
É o vale-tudo aqui em Moscovo.
Sorun değil. Burada yemek yemekle ilgili bir kural yok.
Não há problema quanto a comer aqui.
Buraya gelip bir tane de sen al. NASCAR'da bu kural yok mu yoksa?
Podes vir buscar um, mas acho que a NASCAR não ia gostar.
Kural yok!
Sem leis?
Sınır yok! Kural yok!
Sem leis, sem limites!
Kuralımız yok.
Não temos regras.
Kural şu, beş arabadan azına eskort yok.
A ordem é nada de escolta para menos de cinco carroças.
Gırtlağımızı sıkmaya karşı bir kuralı yok muydu?
Ele näo tem uma regra contra agir contra nós?
Eğer bir manastırın kutsal kuralı yok edilirse... böylesine kusursuz bir rahibenin davranışları incelenerek yeniden düzene sokulabilir derler.
- Dizem que se a regra sagrada de um convento fosse destruída... - ela podia ser recuperada por estudar o comportamento de uma tal freira perfeita.
Kural bir, mineral veya sebze yok.
Regra número um : Nem minerais nem vegetais, apenas animais!
Kural iki, pembe ejderhalar gibi gerçek olmayan hiçbir şey yok.
Nada de coisas a fingir, tal como dragões cor-de-rosa.
Kural üç, ortadan kaybolmak yok.
Regra número três : Não vale desaparecer!
Kural dört, hile yok.
Não vale fazer batota.
İnsanoğlunda olmamasını gerektiren bilinen bir kural da yok.
Não há nenhuma lei pela qual não aconteça no homem.
Romantizme karşı bir kuralımız yok.
Não há regulamentos contra o romance.
Kural altı, kural altı yok!
Regra seis, não há regra seis.
Hayır bizim için gerek yok. Biz kuralı kanıtlayan bir istisnayız.
Nós somos a exceção à regra.
Kural yok!
Com os punhos em alto!
Bunun kuralı yok.
Omoro, não há regras.
Kural falan yok.
Não são regras.
Böyle bir kural yok!
- Essa norma não existe!
- Kural yok!
Sem regras.
Ayrıca o kural, "hiçbirşeyi çiğnemek yok" şeklindeydi.
E a regra era que não podes dar voltas em electrodoméstico nenhum!
Yeni kural - - Cam ile hokkabazlık yapmak yok
não se faz malabarismo com copos.
Kural koyma amaçları, bilinci yok etme altında yatıyor.
A sua intenção de governar reside na aniquilação da consciência.
Hey, hey, hey. Andy, kural iki, evde koşmak yok.
Andy, regra número dois, não se corre em casa.
Koma görgü kuralı falan yok.
Não há regras de etiqueta do coma.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65