Kıskandın mı tradutor Português
480 parallel translation
Neden? Kıskandın mı?
Por quê, está com ciúmes?
Seni hergele.Kıskandın mı, ha?
Seu patife.Invejoso, huh?
- Kıskandın mı?
- És ciumento?
Ne oldu, Othello? Kıskandın mı?
O que é que se passa, Othello, estás com ciúmes?
N'ooldu yoksa kıskandın mı?
O que se passa, estás com ciúmes?
Kıskandın mı?
Estás com ciúmes?
- Ne o, kıskandın mı?
Não estará ciumento, verdade?
Kıskandın mı?
- Ciúmes? Você?
- Kıskandın mı?
- Tem inveja de não ser você?
- Kıskandın mı?
- Estás com ciúmes?
Kıskandın mı?
Está com ciúmes?
Kıskandın mı?
Ciúmes, tu?
Kıskandın mı?
Está com inveja?
Kıskandın mı koca adam?
Com ciúmes, rapazinho?
- Kıskandın mı?
- Morre de inveja.
Kıskandın mı? Hayır.
- Estás com ciúmes?
Kıskandın mı?
- O quê, tens ciúmes?
Kıskandın mı?
Ficaste ciumenta?
Kıskandın mı?
Tiveste ciúmes?
Kıskandın mı?
Tens ciúmes?
Yeni robotu kıskandın mı?
Estás com ciúmes por ser substituído?
- Kıskandın mı? - Olabilir.
- Estás com ciúmes?
Beni kıskandın mı? Ben de seni kıskandım!
Também te invejava!
- Kıskandın mı?
- Ciúmes?
Kıskandın mı?
Tens inveja?
Yoksa kıskandın mı?
Parece que estás com ciúmes.
- Kıskandın mı?
- Vestígios de ciúmes?
Ben sadece senin 19 yaşını kıskandım, ama geçti artık.
Estava com ciúmes dos teus 19 anos mas já passou.
Yaptıklarımın hepsi seni kıskandırmak içindi.
Tudo o que fiz foi para te fazer ciúmes.
Granada'da olanları unuttun mu? Bir adamı kıskandığından mı ne ona bıçak atmıştın hani?
Já esqueceste o que aconteceu em Granada... quando atiraste uma faca a um homem porque tinhas ciúmes de mim?
Kıskandın mı?
A inveja faz falar.
Her durumda dövüşe ne derece istekli olduğumu... ve de... senin beni kıskandığını kanıtladım.
Que tenho ganho liberdade por que estou disposto a lutar. E provei... E provei que tem ciúmes de mim.
Tüm bu zamanlar senin yaptığın işi kıskandım.
Todo esse tempo tive ciúme do seu trabalho.
Buradan Pocatello'ya kadar tüm eksik etek sarışınların ve dar görüşlü tezgâhtarların Oregon Kid'i kıskandıklarını bilmek seni şaşırtır mı?
Surpreenderia saber que o menino do Oregón é a inveja de tudo empregado e menino daqui até o Pocatello?
Seni, o taş canavarın üzerinde güneşte küçük bir oyuncak gibi parıI parıI parlarken Roma'ya ilk kez girerken gördüğüm anda Sezar'ı öyle kıskandım ki.
Desde o primeiro instante em que te vi a entrar em Roma naquele monstro de pedra a brilhar ao sol... ... invejei muito César.
Yaşlı bir denizci çapkını kıskandırmama kim yardım eder?
Qual dos senhores me ajuda a fazer ciúmes ao velho lobo do mar?
Kıskandın mı Isis?
Estás com ciúmes, Isis?
- Siz onu hiç kıskandınız mı?
- Alguma vez teve ciúmes dela?
Aynı dövmeyi onların da poposuna yapmışsın, kıskandım.
Fizeste-lhes as mesmas tatuagens, e eu estou com ciúmes.
- Bayım, Paris'in bütün kızlarını kıskandım
Senhor, serei a inveja de todas as garotas de Paris.
Bailey saçmalığı derken uygar dünyanın kıskandığı muhteşem İngiliz yapımı köprüden bahsettiğini sanıyorum.
Quando se refere à "porcaria da Bailey", Presumo que se refere àquela ponte britânica feita com precisão, que é a inveja do mundo civilizado.
- Kıskandın mı?
- Ciumenta?
Bazen seni kıskandığımı itiraf etmekte bir sakınca görmüyorum. Frank mektuplarından çok zevk alırdı. Yazdığın bazı şeyler onun espri anlayışına çok yakındı.
Não me importo de lhe dizer que cheguei a sentir ciúmes de si, pois o Frank gostava das suas cartas... e elas, ou algumas, eram como o sentido de humor dele.
Sizi kıskandım ve sizin adınıza mutlu oldum.
Eu invejo-o, e congratulo-me.
Her zaman başarımı kıskandın, değil mi?
Sempre me quiseste roubar a glória, não foi?
Kıskandığın için mi kızgınsın, Cris yoksa bitiş çizgisine senden önce vardığım için mi?
Isso chateia-te porque tens ciúmes, Cris? Ou porque cheguei à meta primeiro?
- Oh kaslarını kullan. - Kıskandın mı?
Ciumenta?
Tristan, küçük bir çocukken kıskandığım her adamın büyüdüğünde sıradan bir yaşam sürdüğünü rahatlıkla söyleyebilirim.
Tristan... posso te falar de todos os homens que eu envejava quando era um garoto, tiveram uma vida pouco notável.
- Kıskandınız mı?
- Com inveja?
Korkarım birazcık kıskandın.
Acho que está um pouco ciumento.
daha önce... ah... birisini kıskandınız mı?
Você já, uh... Já alguma vez teve ciúmes?