English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ M ] / Meraklanmayın

Meraklanmayın tradutor Português

106 parallel translation
Meraklanmayın, İngilizler diplomasi alanında bir numaradır.
Como disse que se chamava?
Meraklanmayın.
Não se preocupem.
"Meraklanmayın." Bu komik işte.
"Não se preocupem." Essa é para rir.
Meraklanmayın.
Bom, não se preocupe.
Meraklanmayın, dedi.
Ele disse para não se preocuparem.
Meraklanmayın, yakında iyileşeceksiniz.
Não se preocupe, depressa vamos tê-la boa, novamente.
Meraklanmayın, çünkü ben sizin için tekrar yayacağım.
Não se preocupe, porque vou tirá-las por si. Pode ser?
Meraklanmayın, en fazla caz dinleyeceksiniz.
Não se preocupe, irá ouvir jazz.
Meraklanmayın.
Não se preocupe.
Hiç meraklanmayın bayanlar ve baylar.
Não precisam de se preocupar, senhoras e senhores.
Ama meraklanmayın. Ben alışığım.
Mas não se preocupe, estou habituado.
Yüzünüzde hafif bir endişe fark ettim ama meraklanmayın.
Reparei em alguma ansiedade na sua expressão, mas não se preocupe.
Meraklanmayın bakanım.
Não se preocupe.
Meraklanmayın.
Não se preocupe com isso, senhor.
Meraklanmayın, dostlar arasındasınız.
Não se preocupe, senhor, está entre amigos.
Hiç meraklanmayın.
E não se preocupe.
Meraklanmayın, böyle bir şey benim başıma gelmeyecek.
Descanse que não vai acontecer comigo.
- Hey, siz Alf için meraklanmayın! - Kanal 9 da'Psycho'var.
Não se preocupem com o ALF, o canal 9 vai passar o Psycho.
Meraklanmayın, burada da kalmıyorum.
- Mas também não vou ficar.
Meraklanmayın. Affedersiniz.
Baixem as armas.
Ayrıca meraklanmayın, burada sizi bekleyeceğiz.
Não se preocupem, esperaremos por vocês.
- Meraklanmayın ben polisim.
- Está tudo bem, eu sou um policial.
Meraklanmayın.
Não te preocupes.
Bay Simpson, meraklanmayın.
Simpson, não se preocupe.
Meraklanmayın çocuklar.
Não se preocupem.
Meraklanmayın, babam lavabodan çıktığında, parayı öder. Tamam.
O meu pai paga quando sair da casa de banho.
Meraklanmayın, babam lavabodan çıktığında, parayı öder. Tamam.
Não faz mal, o meu pai paga quando sair da casa de banho.
Meraklanmayın. İyileşeceksiniz.
Não precisa de se preocupar.
Size gelince, meraklanmayın.
Em relação ao vosso caso, não se preocupem.
Oldu mu? Sözleştiğimiz gibi sizi köprüde bulurum ve gerisi için meraklanmayın.
- Encontramo-nos na ponte, como combinado e não se preocupe com o resto.
Bebek mutlaka bulunacaktır, meraklanmayın.
Encontraremos o menino, não se preocupe.
- Meraklanmayın.
- Não se preocupe.
- Meraklanmayın Dr. Benton.
- Não se preocupe, Dr. Benton.
Meraklanmayın, o tümörü çıkarır çıkarmaz istediğiniz kadar şeker yiyebilirsiniz.
Não se preocupe. Vai poder comer os doces que quiser assim que lhe tirarmos esse tumor.
- Meraklanmayın, steroit almıyorum.
- Não se preocupe, não tomo esteróides.
- Meraklanmayın, yararı çoktur.
- Tenha calma, é bastante benéfica.
Meraklanmayın.
Não foi nada.
Meraklanmayın, acımayacak.
Não se preocupe, não vai doer.
- Meraklanmayın. Bize müsaade edin.
- Não se rale, mas dê-nos espaço.
Meraklanmayın Bay Cliffe.
Não se preocupe, Mr. Cliffe.
Meraklanmayın, paranızı ben öderim.
Não se preocupem com a conta.
Meraklanmayın.
Esteja tranquila.
Kurtulma çansınız çok yüksek. % 30 olasılık var diyebilirim. Bu yüzden meraklanmayın.
Há uma boa hipótese de você sobreviver, eu diria 30 %, assim, tente não se preocupar.
.. ancak meraklanmayın Memur Bey.
Mas não se preocupe, Oficial Karl.
Meraklanmayın profesör.
Não se preocupe, Professor.
Bakarız, meraklanmayın.
Depois vê-se, por isso não se preocupem.
- Meraklanmayın.
- Não se preocupem.
Meraklanmayın, doktor. İhtiyacınız olan yardımı görmenizi sağlayacağız.
Não se preocupe, doutora, vamos trazer-lhe a ajuda de que precisa.
Meraklanmayı bırakın.
Pare de se preocupe.
Yapacağım, meraklanmayın.
Estão quase a localizar o teu aparelho.
Meraklanmayın?
Não foi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]