English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ N ] / Nefes al

Nefes al tradutor Português

7,859 parallel translation
Nefes al James.
- Respire, James!
Nefes al.
Respire.
Buna rağmen orada oturuyor, gülümsüyor, nefes alıyor.
Mas continua ali. A sorrir e a respirar.
Sadece nefes al-ver, bebeğim.
Sim, respira, querida.
Hadi nefes al.
Vá lá, respira.
Nefes alıyor ama uyandıramıyorum, ona yardım eder misin?
Está a respirar, mas, não consigo acordá-la, podes ajudá-la?
- Sorun yok. Breena iyi. Nefes al.
Está tudo bem, A Breena está bem, respira.
Bir saniye, nefes alıyorsun, değil mi?
Mas estás a respirar, não estás?
Şimdi derin nefes al o mısırı elinden bırak ve sonra...
Nós ainda não temos certezas de nada, por isso respira fundo pousa as pipocas e...
Hâlâ bana dokunulmasına dayanamıyorum... hatta yakınımda bir erkeğin nefes alışı bile...
Ainda não suporto ser tocada. Nem mesmo a respiração de um homem.
Dayanamadım. Yanımda bir erkeğin nefes alıp verişi.
O som da respiração de um homem perto de mim.
Sadece derin bir nefes alın, mırıldanır gibi makineye üfleyin.
Respire fundo e sopre.
En azından hâlâ nefes alıyorlar.
Ao menos, ainda respiram.
- Nefes al.
- Respira. Vamos lá.
Burada nefes alış verişini duyuyordum.
Poupa-me. Eu ouvi-te a respirar lá em cima.
Nabız alıyorum. Nefes alıyor.
Tenho pulso, ele está a respirar.
Nefes alıp verişini duymam lazım.
- Preciso de ouvir-lhe a respiração.
- İyi gidiyorsun. Nefes al.
Vais bem, respira.
Nefes alıyor ama kan kaybediyor.
Está a respirar. Mas perdeu muito sangue.
Doğal nefes alıp verin.
Respirem naturalmente.
- Korktum ama nefes alıyorum.
- Aterrorizado, mas a respirar.
- Nefes alıyorum.
A respirar.
Sıcak havayı çekip soğuk havayı bırakıyor, nefes alıyormuş gibi.
Ele junta o ar quente e distribui o ar frio, como se estivesse a respirar.
Durun, nefes alıyorsa onu öldürebilir miyiz?
Se ele respira, não podemos matá-lo?
Derin bir nefes al, ver.
Respire fundo. Inspire, e respire.
Nefes al. Şimdi!
- Respira, agora.
Annen nefes alıyor mu?
- Está bem. - A tua mãe está a respirar?
Nefes alışını. Nefes aldığını duyuyor musun?
Ouves a respiração?
Nefes alıyor, duydum!
- Ela está a respirar! Estou a ouvir.
Tamam. Sadece... derin bir... derin bir nefes al.
Apenas respire fundo.
Belki burnundan nefes alıp veriyordu.
Podia estar a cheirar droga.
Nefes alır mısın Max?
Podes respirar para mim, Max?
Pekâlâ hayatım, senden derin bir nefes alıp geriye doğru saymanı istiyorum.
Tudo bem, minha querida. Quero que respire fundo e faça uma contagem regressiva.
Benim için nefes al.
Estás pronta?
Nefes al, Charlie.
Continua a respirar, Charlie. Olha para mim!
Tamam derin bir nefes al ufaklık.
Respira fundo, miúda.
Nefes alıp almadığını söyleyebilir misiniz?
Ela ainda respira?
Sadece nefes al tamam mı?
Apenas precisas de respirar, sim?
"Derin bir nefes al ve muma bak."
"Inspira profundamente e olha para a vela".
" Derin bir nefes al ve muma bak.
"Inspira profundamente e olha para a vela".
Nefes al bebeğim.
Vamos. Respira, amor.
Nefes al.
Respira.
Nefes al biraz, panpa.
Dá um trago, cara.
Derin nefes alın. Derin, derin.
Respire fundo, algumas vezes.
Sen yeteri kadar güçlenip kendi başına nefes alıncaya kadar orada kalacak. Onu rahat bırak.
Ele vai deixa-lo forte para respirar sozinho.
Onun nefes alıyor olması bile gururumu incitiyor.
Irrita-me saber que ele ainda está a respirar.
Nefes al sadece.
Agora, respire.
Ve Stone'un koruyucu elbisenin içindeki oksijen seviyesini o kadar düşük... -... tutuyor ki adam zorla nefes alıyor.
E ele está a manter o nível de oxigénio no traje Hazmat tão baixo, que o Stone mal pode respirar.
Onun tipi olmadığını söylese de ben "Sonuçta erkek ve nefes alıyor" demiştim.
"Ele é homem, respira..."
Nefes al, nefes al, nefes.
Respira, respira, respira.
Nefes al.
Continua a respirar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]