English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ N ] / Nefes alın

Nefes alın tradutor Português

998 parallel translation
Şimdi derin nefes alın ve gelin!
Agora respire fundo e acompanhe-me!
- Derin bir nefes alın.
- Respirem fundo.
Rahat bir nefes alın.
Respire apenas normalmente.
Şimdi, siz ikiniz orada durun, sessizce. Burnunuzdan nefes alın.
Agora, vocês dois fiquem aí bem quietos... e respirem pelo nariz.
Derin nefes alın.
- Respire fundo...
Nefes alın.
Respire.
Nefes alın. Derin derin içinize çekin.
Comendador, respire, respire fundo.
- Oturun ve derin nefes alın.
- Sente-se e respire fundo.
Bildiğim kadarıyla dakikada bir kez nefes alınıyor.
Se percebi bem, só se respira uma vez por minuto.
Bir nefes alın. Nefretinizden vazgeçin.
Abram mão do ódio!
Mümkün olduğunca hızlı nefes alın.
Respirem o mais rápido possível.
Ama nasıl nefes alındığını öğrenmek zorundayız.
Temos que aprender a respirar,
Derin nefes alın.
Respire fundo.
Sakin olmaya çalışın. Derin nefes alın.
Tente relaxar e respire fundo.
Şimdi derin bir nefes alın.
Respirar fundo.
Yavaş nefes alın, sakince yürüyün.
Com cuidado, caminhem devagar...
Tamam, derin bir nefes alın.
Respire fundo. Muito bem, aguente.
- Şimdi derin nefes alın.
- Agora respire fundo.
Derin nefes alın. Rahatlamaya çalışın.
Respire profundamente e tente relaxar.
Derin nefes alın.
- Ainda bem.
Gevşeyin ve nefes alın.
Relaxem e respirem.
Millet, hakemler puanları toplarken bir nefes alın.
Asslm qie os rapazes estiverem prontos, começaremos.
Birbirinize yakın olun, az nefes alın ve nefesinize konsantre olun.
Inalem pouco ar, concentrem-se na respiração.
Nefes alın.
Inspire.
Nefes alın.
Inale.
Derin nefes alın Bay Valentine.
Respire fundo, Sr. Valentine.
Derin nefes alın bayım.
Senhor, respire bem fundo.
Nefes alıp vermenin bir fonksiyonu olduğunu görüyoruz, kanın oksijen ihtiyacını gideriyor.
Vemos então que a função da respiração é fornecer oxigénio ao sangue.
Bunu yaptıktan sonra, derin bir nefes alırsın ve ortaya şu çıkar...
Depois, respira-se fundo, abre-se a garganta e depois sai...
Ama benim yaşımdayken, o umut nefes bile alıyorsa şanslısın.
Porém na minha idade terá sorte se a brasa não se apaga.
Nefes alışını bozmak istemezsin, değil mi?
Não quer arruinar a sua respiração, pois não?
Bir nefes daha al ve Musa ya da herhangi bir Mısırlı'nın İbranileri neden kurtaracağını söyle?
Respira uma vez mais e diz-me porque Moisés ou qualquer outro egípcio salvaria os hebreus?
Yaşlı adam uykudaydı, delikanlı nefes alışını duyabiliyordu.
O velho estava dormindo, e o rapaz | viu que ele estava respirando.
Nefes alışını dinliyordum sadece.
Estava só a ouvir-te respirar.
İnsanın nefes alıp vermesini zorlaştıracak bir şey istemiyorum.
Não devemos levar roupas que dificultem a respiração.
Nefes alışımda bir şeye dikkat etmiş olmalısın.
Deves ter percebido isso na forma como respiro.
Nefes alışını duydum.
Só ouvi a respiração.
Konsantre olun ve her nefes alışınızda meditasyon yapın.
Penetrem em vós mesmos. Meditem enquanto respiram.
Bu nefes alışını etkiler mi?
Isso afectava a respiração dele?
Derin bir nefes alın.
Respirem fundo algumas vezes.
Ağzınızdan nefes alın.
Respire pela boca.
Michael'ın 2.000'e inmesini sağladım. Belki biraz nefes alırsın.
Pedi ao Michael para baixar para 2 mil e facilitar-te a vida.
Hala nefes alışını hissediyorum.
Sinto que ainda respira.
Şimdi benim için yavaşça nefes alır mısınız?
Agora quer respirar devagarinho?
Zahmet olmazsa, siz doğru yönde nefes alıp verirsiniz... ben de tütsülenmiş... ringa balığını küçük lokmalar halinde ağzınıza atarım!
Vou despejando arenque com manteiga à medida que for inspirando, se isso não o incomodar.
Birkaç kez daha yaptın mı çok iyi nefes alıyor olacaksın.
Mais umas quantas vezes a fazer disto e ficas a respirar como deve ser.
Döndüğünüzde hala nefes alıyor olacaksınız.
Que estejas a respirar quando voltares.
# Şimdi de sıra "Karga" adını verdiğimiz nefes alıp verme alıştırmasında.
E agora, respiração "corvo".
Nefes alması güçleşirse... Baxby Eczanesine gider bir oksijen tüpü alırsınız.
Se a respiração dele se tornar difícil, podes ir à Farmácia Baxby e trazer-lhe uma botija de oxigénio.
Hala nefes alıyor, ama kötü bir yumruk yemiş. Üzgünüm, hanımefendi. Elinden geleni yaptın, John.
Ele ainda respira, mas levou uma pancada valente.
Bu Mendez. Hareket et, hatta nefes al, ve ölü bir adamsın.
Se te mexeres, se respirares, és um homem morto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]