English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ O ] / Onu tanıdın mı

Onu tanıdın mı tradutor Português

223 parallel translation
- Onu tanıdın mı?
- Reconhece-o?
Onu tanıdın mı?
Conhece-lo?
- Onu tanıdın mı?
- Reconheceu-o?
Onu tanıdın mı?
Reconhece?
Onu tanıdın mı?
Tu, estas a reconhecê-lo?
Onu tanıdın mı?
Reconheces?
- Onu tanıdın mı?
Desapareceu! - Reconheceste-o?
Onu tanıdın mı?
Reconheceste-o?
- Peki onu tanıdın mı?
Mas conheceu-o?
Onu tanıdın mı?
Reconhece ele?
Onu tanıdın mı?
Reconhece-o?
Ve onu herkesten iyi tanıdıdığınız için, bize yardım etmenizi istiyoruz.
E como você a conhece melhor do que qualquer um, queremos que nos ajude.
Ve onu tanıdığım kadarıyla, kimse bana onun yanlış tek şey yaptığını söyleyemez, çünkü yapmadığını biliyorum.
E, conhecendo ninguém me convencerá de que tem feito algo ruim. Porque sei, entende?
Onu sizin tanıdığınızdan daha iyi tanırım.
Conheço-o melhor que você.
Korkarım onu tanıdığınızı söylerseniz, sorular ahret suallerine dönüşecektir.
Não vão parar de fazer perguntas se disser que conhecia o Bernard.
Bançoların sesinden tanıdım onu.
Reconheci-o ao som do banjo
Şapkasının şeklinden tanıdım onu.
Reconheci-a pelo chapéu.
Manyağın teki tanıdığım bir kızı kaçırmış onu delik deşik etmeye çalışıyordu.
Um maníaco apanhou uma rapariga que eu conhecia. Tentou matá-la.
" Eğer siz onu benim tanıdığım gibi tanısaydınız
Se a conhecessem como eu conheço
Kuşkusuz, onu sizlerin tanıdığınız şekilde tanımıyordum.
Eu não o conhecia como vocês.
Sarı. Gördüğün gibi onu benim tanıdığım kadar tanımıyorsun. Tanıdığını sanıyorsun, ama tanımıyorsun.
Não a conhece tão bem quanto eu, pensa que conhece, mas não.
Onu da tanıdın mı?
Reconheceste ele?
Ama o öyle bir tiptir ki onu tanıyor olsam da, tanıdığımın bilinmesini...
Ele é um sujeitinho que não vale a pena ser conhecido.
Onu tanıdığını mı söylüyorsun?
Quer dizer que o conhece?
Onu tanıdığını mı sanıyorsun?
"O" rapaz da mota.
Onu tanıdığını mı ima ediyorsun?
Quer dizer que o conhece?
Hayatımı bu kıza adadım ve o geliyor ve onu tanıdığını sanıyor.
dediquei-lhe toda a minha vida aparece este julgando conhecê-la.
Onu tanıyordum. Çünkü o, iyi tanıdığım bir adamın sevgilisiydi.
"Conhecia-a, era amante dum homem que eu conhecia bem."
Ajanlarımızdan biri, Tony Maruss, sizin onu tanıdığınızı söylüyor.
Um dos nossos infiltrados, Maruss, conhece-o? - Sim.
Onu ayağının aksamasından tanıdım.
Lembro-me dele pelo coxear.
Polis onu cüzdanından tanıdı. Yetkililerin anlattığı herşeye inanır mısın?
E acreditas no que te dizem?
Tanıdım onu, bu Data'nın şiiri.
São as poesias de Data.
Oda arkadaşım beyaz oyuncuların çektiğim resimlerinden onu tanıdı.
Pelas fotografias que tirei dos jogadores brancos ela identificou-o.
Bilgi kaynaklarımız ve haber alma örgütleri Kanada'nın onu yok etmeye hazırlanıyor olabileceği konusunda duyumları bulunduğunu söylüyorlar. Zaten bu da Kanadalıları ne kadar iyi tanıdığımızı gösteren bir şey olur.
Os nossos serviços de informação especulam que o Canadá planeia acabar com ela o que sem dúvida coincidiria com a atitude habitual dos canadianos.
Onu tanıdınız mı?
Reconhece-lo?
- Onu tanıdınız mı? İngiliz arkadaşınız mı?
Reconhece-o?
Bu kadın hayatında hiçbir defa, onu tanıdığım süre boyunca sütyen giymedi.
Aquela mulher nunca, mas nem uma única vez, nunca, desde que a conheço, pôs um soutien.
Onu tanıdığını sanıyorsun... ama tanımıyorsun.
Pensas que a conheces mas não conheces.
Onu tanıdığım andan itibaren yetenekli bir sidikliden başka bir şey olmadığını düşündüm.
MAC WILKINS Colega de Equipa de Oregon Para ele não havia mais ninguém na equipa.
Biliyor musun onu tanıdığım kadarıyla tecrübelerime dayanarak asla onu bu kadar yeniden yaratıp düşünmedim, ama bu oldukça yakın gözüküyor.
Nunca o julguei capaz de recriar a experiência de o conhecer, mas isto assemelha-se muito.
Düşünce bu, çünkü Truman'la bir kez göz göze geldin onunla flört ettin onunla birkaç dakikalık canlı yayını kaptın kendini ve entrikalarını spotların önüne koydun... Bu onu tanıdığın manasına mı geliyor?
por ter conhecido o Truman, por ter namorado com ele, ter perdido tempo com ele... e ter atingido as luzes da ribalta com a sua política, acha que o conhece?
Kocamı kaybedince babamın yanına geldim, sonra onu da kaybettim. Şu an benim de hiç tanıdığım yok diyebilirim.
Após a morte do meu marido, voltei para a casa do meu pai... que também morreu... e não conheço mais ninguém.
Yattığım her odaya onu götürürdüm ve yatağın kenarına koyardım ve onun sayesinde oda sıcak ve tanıdık hale gelirdi.
Eu a levava para o quarto e a colocava junto à cama... e, não importa onde estivesse, me sentia em casa.
Onu tanıdığını söylediğini sandım.
Pensei que o conhecia.
Onu bulmalıyım. Sesi tanıdın mı?
Reconheceste a voz?
Şu aralar elimde Michelangelo yok sanırım. Ama yakın zamanda birilerinin satmaya çalıştığı... inanılmaz bir Damon Dexter aldım. Onu tanıdığımı zannetmiyorum.
Estou em crer que se me acabaram os Miguel Angelos, mas entrei recentemente na posse de um incrível Damon Dexter que estão a tentar vender.
Onu iyi tanırım. Evet, yüzeyde çok tatlıdır. Ama birini, sabah çayını içermiş gibi kolayca öldürebilir.
Ela é muitíssimo meiga à superfície, mas mataria com o à-vontade com que bebe o chá da manhã.
Onu iyi tanırım. Evet, yüzeyde çok tatlıdır. Ama birini, sabah çayını içermiş gibi kolayca öldürebilir.
É muitíssimo meiga à superfície, mas mataria com o à-vontade com que bebe o chá da manhã.
Bir kadına onu tanıdığını mı göstermek istiyorsun. Ona küçük bir hediye alacaksın.
Se queres mostrar a uma mulher que a conheces, tens de lhe comprar uma coisinha especial.
Onu tanıdığınızı mı iddia ediyorsunuz?
- Você a conhece?
- Onu tanıdınız mı?
- Reconhece-lo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]