Parayı aldın mı tradutor Português
153 parallel translation
Parayı aldın mı?
Você pegou o dinheiro?
Parayı aldın mı?
Conseguiste o dinheiro?
Parayı aldın mı? Evet, aldım.
Recebi, sim.
- Parayı aldın mı? - Hayır.
- Lembraste-te do dinheiro?
Yolladığım parayı aldın mı?
Recebeu o dinheiro?
Parayı aldın mı?
Tens o dinheiro?
- Parayı aldın mı Murdock?
- Conseguiste o dinheiro, Murdock?
- Parayı aldın mı?
Conseguiram o dinheiro?
O parayı aldın mı?
Apropriaste-te desse dinheiro?
Parayı aldın mı, Buzz?
Tens o dinheiro, Buzz?
Parayı aldın mı?
Já o tem?
Sharon'dan parayı aldın mı?
Recebeu o dinheiro da Sharon?
- Parayı aldın mı?
- Tens o dinheiro?
Parayı aldın mı almadın mı?
Tens o dinheiro?
Pekala Jerry, yeterince oyalandım, parayı aldın mı?
Chega de merdas, Jerry. Estou farto.
- Benny'den parayı aldın mı?
- O Benny já te pagou?
- Parayı aldın mı?
Tem o dinheiro?
Parayı aldın mı?
Então trouxeste o dinheiro?
- Gönderdiğim parayı aldın mı?
- Recebeste o dinheiro que mandei?
- Parayı aldın mı?
- Trouxeste o dinheiro?
- Ne şakası? Parayı aldın mı?
- Já tens dois milhões!
Tamam. Parayı aldın mı?
Arranjaste o dinheiro?
- Parayı aldın mı?
- Recebeste o dinheiro?
Parayı aldın mı?
- Tem o dinheiro?
Parayı aldın mı?
- Conseguiu o dinheiro?
- Sana gönderdiğim parayı aldın mı?
Recebeu o dinheiro que lhe mandei?
- Masters'dan aldın mı o parayı?
- Recebeste a grana do Masters?
Eğer bu parayı tanımadığınız birinden aldıysanız o kişi aradığımız kişi olabilir.
Sabe, se obteve este dinheiro de alguém que não conhecia, essa pode ser a pessoa que procuramos.
Kazandığım tüm parayı aldınız.
Levaram cada centavo.
Parayı aldınız mı Bayan?
Conseguiu o dinheiro, Sra?
Parayı ben almadım ve kimin aldığını da bilmiyorum!
Eu não peguei esse dinheiro e não sei quem o fez!
Parayı kimin aldığını bulmak için katıldım. Tekrar temize çıkmak için.
Mas queria encontrar a quem o roubou, para limpar meu nome.
Bu dükkanı para verip aldım. Parayı verir vermez kışın son karları çatının üstüne inip çökertti.
Paguei, e assim que caíram as primeiras neves, o tecto acabou por ceder.
Satın alacak parayı kazanmam, üç yılımı aldı.
Comprei-a com o dinheiro de 3 anos de trabalho.
Herkes elindeki tüm parayı verdi ama yardımınıza rağmen, aldıklarımız hastalara bile yetmedi.
Todos contribuíram com o pouco que tinham, mas mesmo com a vossa ajuda não foi suficiente para alimentar aqueles que mais sofriam.
Bay Thornton, ben Viking... Otogarda beni tuzağa düşürme çabalarınıza rağmen parayı aldım.
Apesar dos seus esforços para me ludibriar, já tenho o dinheiro.
Evden ayrılıp oğluma bir şey almak ve yol ücretini ödemek için parayı aldığımda, hâlâ ailesini geçindiremeyen Allah'ın belası bir yerde yaşayan fakir birisi olduğumu hatırladım.
Quando saí daquela casa e aceitei o dinheiro para comprar algo para o meu filho e comprar uma passagem para voltar para casa, eu me dei conta de que eu ainda era um pobre que não tinha como sustentar a família. Tinha de continuar aceitando meu destino de ser uma pessoa sem recursos.
Bir matbaadan da davalının mesela kâğıt dağıtımından aldığı parayı teslim etmeyerek zimmetine para geçirdiğini söyleyen bir telefon aldım.
Recebi também o telefonema de uma estamparia. Disseram que o réu foi acusado de má administração. Não detalharam, mas era algo como receber carregamentos e não pagar.
Neyse, parayı aldım. Kıçımı kurtardığın için sağ ol. Artık Carlos da peşimi bırakır.
Recebi o dinheiro e o Carlos agora deixa de me chatear.
Bugün Çin mahallesinden alman gereken parayı aldın mı?
Provocou um grave problema de tesouraria. Recebeste dinheiro do Bairro Chinês?
Bart, canım parayı kimin aldığını biliyor musun?
Bart, querido, sabes quem é que roubou o dinheiro?
Parayı aldım... ve ayrıca hiçbir sigorta dosyasını, hiç kimseyle konuşmayacağıma dair bir yazıyı da imzaladım.
Aceitei o dinheiro e assinei uma carta dizendo que não falaria sobre quaisquer pedidos.
- Önce parayı aldığımızdan... emin olalım. Ne zaman yapacaksın?
- Quando vai ser?
- Parayı aldınız mı? - Hayır.
- Conseguiu arranjar o dinheiro?
O parayı, o evlerden birinden mı aldın?
Arranjou aquele dinheiro a assaltar casas, ou quê?
Parayı aldın mı?
- Tens o dinheiro?
Parayı aldın mı?
- Já tens o dinheiro?
Parayı aldınız mı?
- Não. Tem o dinheiro?
O parayı aldın mı?
Levaste aquele dinheiro?
Parayı aldın mı Mack?
Tens o dinheiro, Mack?
Parayı aldım. İşi karıştırmasaydınız rüşveti ödeyecektim.
Eu peguei no dinheiro. la pagar o suborno, antes que estragassem tudo.