English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ S ] / Sen bana

Sen bana tradutor Português

13,593 parallel translation
Ama sonra sen bana bir şey gösterdin.
Mas então mostraste-me algo.
Çünkü sen bana onurumu geri verdin. Özgürlüğümü de.
Por me teres devolvido a minha dignidade e a minha liberdade.
Şimdi de sen bana güvenmelisin.
Agora, preciso que confies em mim.
Sana üç hikaye anlatacağım ve hikayeler bittiğinde sen bana dördüncüyü anlatacaksın.
Vou contar-te três histórias. Quando terminar as minhas histórias, tu vais contar-me a quarta.
Ve sonra sen bana hikayeni anlatacaksın, Conor O'Malley.
Depois, vais contar-me a tua história, Conor O'Malley.
Sen bana aitsin.
Pertences-me a mim.
Sen bana doğruyu söylemedin.
Você não me disse a verdade.
Kalbimde ismin yazılı ve sen bana yaklaşamıyorsun bile.
Tenho o teu nome no meu coração e tu nem consegues aproximar-te de mim?
Demek sen bana ait olanı alıp... ortadan kaybolabileceğini düşünen hergelesin.
- Então, tu és o brincalhão que pensa que pode pegar nas minhas coisas e fazê-las desaparecer.
Yapamam... Sen bana bakarken işeyemem!
Não consigo fazer chichi contigo a olhar.
Sen bana lazımsın, Saroo.
Preciso de ti, Saroo.
Sen bana ne dedin öyle?
Que raio me estás a dizer?
İstersen bana Allan diyebilirsin. Ya da Doktor Pascal, sen nasıl istersen.
Podes chamar-me de Allan, ou Dr. Pascal, como quiseres.
- Tanrım sen bana akıl ver.
- Jesus Cristo...
Sen bana bir cosmo daha yapsana.
Porque não prefere preparar-me outro Cosmo?
Bulunca sen bana söyleyeceksin.
Quando descobrires, diz-me.
Sen bana köpek mi diyorsun?
Estás a chamar-me cadela?
Ve sen de bana hiçbir şey bilmediğini mi söylüyorsun?
E tu dizes-me que não sabes nada sobre isso?
Onları bana ver, Alix sen babam gibisin.
Dá-me isso. Alix, és igual ao meu pai.
Sen de ister misin, evlat? Bana evlat demeyi kes.
Quero que deixes de me chamar "miúdo".
- Sen ne dedin, bana?
- O que queres dizer com foder?
- O şansı da bana sen verdin.
e tu deste-me a oportunidade.
Sen tedavi konusunda aramadan hemen önce bana iki tane mektup göndermişti.
Mesmo antes de ligares sobre arranjar o tratamento para ela, ela enviou-me duas cartas.
Bana ne diyordun sen?
O que me estavas a dizer?
Sen de kalkmış bana hamile olduğunu söylüyorsun.
E tu decidiste que esta era uma boa altura para me dizeres que estás grávida?
Karın cuma gecesi bana vurdu. - Neden bahsediyorsun sen?
A tua mulher bateu-me na sexta-feira à noite.
Sen de bana, siktir git dedin.
Mandou-me foder. Então, eu fui.
Evliliğimizde bunu bana sen yaptın.
Fizeste isto no nosso casamento.
Hayır, az önce bana ne dedin sen?
O que é que acabaste de dizer?
Ve sen bunu bana söylemedin çünkü...
E não me disseste, porque...
Bana bak, Shondeep! Ne yapıyorsun sen?
Shondeep, o que estás a fazer?
Ben de şey düşündüm. Hani sen şimdi aşırı zengin ve ünlüsün ya, belki yurdu satın alıp bana verebilirsin.
E pensei, como agora és famoso e rico, que talvez a pudesses comprar, e dar-ma.
- Sen de bana.
- E tu puxas o meu.
Sen kulübede bana bakacaksın ben de doktor arayacağım.
Vais vigiar por mim a cabana e eu vou procurar um médico.
"En azından söyle bana, sen kimsin?"
Diga-me ao menos quem és tu para mim
Eğer değildin sen', orada bana olacak çekme vardı?
Ias sacar a arma para mim, não ias?
Çünkü sen ve kankan Dr. Stockman bana ait olan bir şeyi buldunuz.
Porque tu e o teu amigo Dr. Stockman encontraram uma coisa minha.
Sen o kaplumbağa şeylerin nereden geldiğini bana söyleyinceye kadar kimseye bir şey borçlu değilim.
Não devo nada a ninguém, enquanto não me disserem de onde vieram aquelas tartarugas.
Dedi ki "Sen de bana öyle vur" Anlayamadım metaforu ama
Ela disse : "Gostamos disso" Mas não topei a metáfora
Rupert'a verdiğim sözü duydun. Hem sen de Randall'ın hayatını kurtarmak için bana söz vermiştin.
Ouviste-me a dar a minha palavra ao Rupert e prometeste-me poupar a vida do Randall.
Neden bana sen söylemiyorsun?
Por que não me dizes?
O yüzden sen bana oku.
Então, lê!
Sen de bana yap.
Faz-me a mim também.
Hiç olmazsa sen kendi hikâyeni bana anlat.
Você deveria pelo menos contar-me a sua história.
Camdan aşağı atlamak isteseydim sen ve peynir renden bana engel olamazdı.
Se eu decidisse saltar pela janela, nem tu nem o teu ralador de queijo me poderiam impedir
Sen vurmadan bana ulaşmaları mümkün değil.
Não chegariam junto a mim antes de atacardes.
Bana kalırsa sen bu savaşta çok büyük bir rol oynayacaksın George.
Eu creio que está destinado a desempenhar um papel enorme nesta guerra, George.
"Sen nereye gidersen, ben de oraya gideceğim." Bana böyle demiştin.
"Para onde forem, eu vou também." Foi o que disseste.
Sen gerçekten iyi bir adamsın ve inan bana başaracaksın.
És um tipo mesmo, mesmo bom e vais conseguir. - Prometo. - Está bem.
Sen şimdi bana Rolling Stone kapağındaki, gözünü bana dikmiş bakan bu yarı çıplak, seksi saçlı Lisa Bonet'nin...
Estás a dizer que esta capa da Rolling Stone com a Lisa Bonet, o cabelo, a nudez, os olhos dela em mim...
Bunu bana söyleyen tek kişi sen misin sanıyorsun?
Achas que és a primeira pessoa a dizer-me isso?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]