Sen kalıyorsun tradutor Português
512 parallel translation
Sen kalıyorsun ve o buna inanmıyor.
Vai ficar e ele não acredita.
Sen kalıyorsun, ben gidiyorum.
Tu ficas. Eu vou ao castelo e é tudo.
Geriye sen kalıyorsun.
E há você.
Rocco, sen kalıyorsun.
Rocco, você fica.
Sen kalıyorsun.
Você fica.
Geriye sen kalıyorsun.
Você é o próximo.
- Sen kalıyorsun.
- O meu, não.
Sen burada kalıyorsun.
Você espera aqui.
Hayır, sen burada kalıyorsun, Andy, sana ihtiyacı var.
Não, Andy, ela precisa de si.
- Sen bir yere gitmiyorsun, burada kalıyorsun!
Não vais a lado nenhum, tu ficas aqui!
O şey soğuyana kadar sen burada kalıyorsun ahbap.
- Ficarás até que arrefeça.
Sen burada mı kalıyorsun?
- Quer ficar aqui sózinho?
Sen, hiçbir şey yapamıyorsun, ve görünüşe göre bu iş bize kalıyor.
Você não pode fazer nada e o nosso dever é fazer alguma coisa.
- Sen burada kalıyorsun ufaklık.
- Ficará aqui, pequeno.
John, sen burada kalıyorsun.
fica aqui.
Doinel, sen kalıyorsun.
Doinel, tu ficas.
Sen de soluk soluğa kalıyorsun.
E estás a tentar recuperar o fôlego.
Yoksa 60'ı sen alıyorsun, kırk bana mı kalıyor, ha?
Quer 60 para você e 40 para mim.
Sen burada kalıyorsun.
Vou ao médico.
"Sen, neden üzüntülerimi kalıntılara taşıyorsun?"
Porque fazes voltar as minhas recordações?
Sen nasıl bizimle kalıyorsun, marshal?
Como é fica aqui connosco, Delegado?
Ama sen gideceksin ve sen burada kalıyorsun.
Mas você vai embora e você fica aqui.
- Sen niye hep arkamda kalıyorsun?
- Por que andas sempre atrás de mim?
- Sen teknede kalıyorsun.
Tu ficas no barco.
O kuşlar gidiyor Mingo, ama sen burada kalıyorsun.
Os galos vão, Mingo, mas tu ficas aqui.
Derek, sen benle kalıyorsun.
Derek fica aqui!
- O yüzden sen de kalıyorsun.
- É por isso que vai ficar.
Sen Bernie'yle mi kalıyorsun?
Esse Bernie, você mora com ele?
Değişiklik yok. Sen de kalıyorsun, Werner.
Não há substituto, Você fica também, Werner,
Sen burada kalıyorsun ve hiç kıpırdamıyorsun.
Tu ficas aqui. Não sais daqui.
Sen, ihtiyar olanı, burda kalıyorsun.
Você e a velha ficam aqui -
Sen burada benimle kalıyorsun.
- Oldsen, ficas aqui comigo.
Sen burada kalıyorsun.
Ficas aqui.
- Neler olduğunu öğrenmeden bir yere gitmem! - Sen burada kalıyorsun.
Ficas aqui.
Sen burada kalıyorsun.
Você fica aqui.
- Sen orada mı kalıyorsun?
- E ficas lá?
Jack, sen burada kalıyorsun.
Jack, espere aqui.
Bana kalırsa sen burada dostluğu, başka birşeyle karıştırıyorsun ALF.
Creio que confundes a amizade com algo mais.
Ve sen, seni küçük baş belası sen burada kalıyorsun.
E você... Você fica aqui.
Sen bir süre burada kalıyorsun?
Fica aqui um tempo?
Yahut sen de kalıyorsun.
Senão, ficas tu também.
Sen de kalıyorsun, Werner.
Você fica também, Werner.
Sen burada kalıyorsun.
- Mãe, chamamos alguém?
Sen burada kalıyorsun.
Tu ficas aqui.
Ortada bir ölüm kalım meselesi varken sen bir aşk hikayesi mi anlatıyorsun?
Estamos a falar de vida e morte e você está a cantar.
Sen de mi burada kalıyorsun?
Também vive aqui?
Sen onun hayatının kalıcı bir parçası değilsin,... onun dikkatini dağıtıyorsun.
Não és uma parte permanente da sua vida. És uma distracção.
Sen hep kısa kalıyorsun.
Está sempre menos que todos.
Ve sen eve otobüsle dönmek zorunda kalıyorsun Ne mezuniyet balosu ama?
E temos de voltar para casa de autocarro!
Sen nede kalıyorsun?
Qual é o seu?
Sen burada kalıyorsun.
Quieta.
kalıyorsun 17
sen kimsin 1268
sen kaç yaşındasın 49
sen kaybettin 44
sen kimsin ki 21
sen kaybedersin 20
sen karar ver 57
sen ki 17
sen kal 82
sen kötüsün 25
sen kimsin 1268
sen kaç yaşındasın 49
sen kaybettin 44
sen kimsin ki 21
sen kaybedersin 20
sen karar ver 57
sen ki 17
sen kal 82
sen kötüsün 25
sen kullan 51
sen keyfine bak 22
sen kes sesini 31
sen kendini ne sanıyorsun 49
sen konuşuyorsun 18
sen kendine bak 48
sen konuş 32
sen kazandın 332
sen kapa çeneni 61
sen kim oluyorsun 19
sen keyfine bak 22
sen kes sesini 31
sen kendini ne sanıyorsun 49
sen konuşuyorsun 18
sen kendine bak 48
sen konuş 32
sen kazandın 332
sen kapa çeneni 61
sen kim oluyorsun 19