Silah mı tradutor Português
11,333 parallel translation
Torpido gözünde silah mı var?
Têm uma arma?
Silah taşımıyorum. Ben...
Não ando armado.
Seni uyaracağım... Silahım var.
Vou avisar-te, estou armada.
Peki, Wemlinger'ın ne tür bir silah kullandığına dair fikrin var mı?
Tens alguma ideia do tipo de arma que o Wemlinger usou?
- Silahımı bulamıyorum!
Não encontro a minha arma! Não interessa!
Kalkanlar hem savunmamız hem de silahımız.
São a nossa defesa e a nossa arma!
Heisenberg Silahı'nı geliştirmedeki başarısızlığımızın bizi Nazi İmparatorluğu karşısında stratejik bir kayba soktuğunun farkındasınız.
Sabe que o nosso fracasso em desenvolver o dispositivo de Heisenberg colocou-nos em desvantagem contra o Império Nazista.
Kendi silahımızı yapmak için gereken teknik bilgileri içeriyordu.
Continha as informações técnicas necessárias para construir o nosso próprio dispositivo.
Kendi silahımızı yaparsak, Nazilerle eşit duruma gelebiliriz.
Se desenvolvermos a nossa arma, estaremos no nível dos nazis.
BM kimyasal silah kullanımını yasaklayınca herkesin 2007'ye kadar stoklarını yok etmesi gerekiyordu.
Depois da ONU banir o uso de armas químicas, todos deviam supostamente destruir os seus stocks em 2007.
Bizim silahımız o.
Essa é a nossa arma.
- Silahınız ağzınız mı yani?
- A sua arma é a vossa boca?
Cinayet silahımızın bir parçasını bulmuş olmalısın.
Provavelmente encontrou uma parte da nossa arma do crime.
Silahını indir, tamam mı?
Baixa a arma, pode ser?
- Yukarıda bulundurmamam gereken birkaç silahım olabilir ama her havacıda var.
Certo, está bem. - O quê? - Pronto, tenho algumas armas lá em cima que talvez não devia ter, mas mostre-me um aviador que não as tenha.
Telsizim ya da silahım olsaydı...
Se tivesse um rádio ou uma arma...
Eğer bir silahım olsaydı...
Se tivesse uma arma, eu...
En azından yüzüne silah tutulmasını gerektirecek bir yanlış yapmadım.
Pelo menos, não do tipo que nos leva a ter uma arma apontada. Eu explico.
Eğer hemen silahımı verirsen seni vurmayabilirim.
Se me entregar agora a minha arma, talvez não o mate.
Silahını almayacağım.
Não vou levar-lhe a pistola.
Ayrıca Brian bana iyi bir istihbarat verdi ve silahımı da bıraktı.
O Brian deu-me boas informações e deixou-me a minha arma.
- Silahımı almış.
- Ele tirou-me a arma!
Bırak silahını canım.
Larga a arma, querido.
- Hayır Nolan, silahımız yok.
- Não, Nolan, não temos armas.
Tek seçeneğimiz var : kolumu örten bir ceketle o binaya giriş yapacağım Zoric'in sırtına bir silah dayamış ve onu defteri bize vermeye zorlar bir şekilde.
Única opção, entro no prédio com um casaco no braço, aponto uma arma ao Zoric e forço-o a dar-me o registo.
Silahımı verin!
A minha arma!
Silahı alsaydı daha mı güvende olacaktık?
Acha que seria mais seguro se ele estivesse armado?
Ajan Miller silahınızı teslim etmenizi istemek zorundayım.
Agente Miller, vou ter de pedir-lhe para entregar a sua arma.
- Silah mı?
- Arma?
Silahım da yok.
- Sem faca. Sem armadura.
Gizli silahım, koruyucu meleğimsin.
Minha arma secreta, meu anjo da guarda.
O silahı indirmenin sakıncası var mı?
Importa-se de baixar essa arma?
Gümrükte sorun çıkabilir diye silahını yanına alamadın sanmıştım ; silahsız ne yapabilirsin ki?
Pensei que tinhas deixado a arma em casa por causa da alfândega. O que é que podes fazer sem uma arma?
- Silahımız yok. Sadece sakin ol.
- Não temos armas.
Silah tüccarlarımız dostlar Kazak devletindeki nüfuslarını kullandılar.
Os nossos amigos traficantes de armas? Uniram forças com o governo do Kazaquistão.
Gizli silahın mı?
Que arma secreta?
- Silahım var.
- Tenho uma arma.
Çünkü silahımı aldınız.
Porque você tirou-me a minha arma.
Silah benim Memur Bey. Kendi şahsi silahım.
É a minha arma pessoal.
Al şu silahı da beni vur bakalım.
Pega na arma e alveja-me.
Hem bizim silahımız yok ki.
E não temos armas.
Çok tehlikeli insanların derin internette silah kaçırmasına yardım ettin.
Ajudaste pessoas muito más a vender armas na Net Obscura.
Bana bir silah verirsen konsolosluğa canlı ulaşma şansımız iki katına çıkar.
Dá-me uma arma e duplicamos as hipoteses de chegar lá vivos.
Koruma amaçlı bir silahım var ama...
Tenho uma para protecção, mas...
Bradford, silahımı indir!
Bradford, pousa a minha arma!
Önce ben silahımı bırakayım?
E se eu pousar a minha arma primeiro?
Üzerinizi aratır, adamlarım yedek silahınızı atlamaz diye umut ederdim.
Revistar-vos, esperar que os meus rapazes não deixassem passar as vossa armas de reserva.
Birini haklayıp silahını almam lazım. - Tamam.
Preciso de apanhar um deles para conseguir uma arma.
Rozetin ve silahın var mı?
Tens um distintivo e uma pistola?
Ben 26 yaşındayken patates silahı yapmıştım.
Quando tinha 26 anos, construí uma pistola de batatas.
- En önemlisi silahım yok. - Ve... Silahın yok.
- E decerto não tenho uma arma.