Söyleyeyim mi tradutor Português
1,610 parallel translation
Bir şey söyleyeyim mi?
E sabes que mais?
Sana bir şey söyleyeyim mi?
Vou dizer-lhe uma coisa.
Sana ilginç bir şey söyleyeyim mi?
Sabe o que acho muito interessante?
Nedenini söyleyeyim mi?
Pronto. Muito bem.
- Kim için çalıştığımı söyleyeyim mi?
- Será que lhe digo para quem trabalho?
250 dolar, bir joystick için fazla biliyorum ama bir şey söyleyeyim mi?
Sei que um comando de 250 dólares é caro, mas sabem que mais?
Bir şey söyleyeyim mi?
- Queres que diga alguma coisa? - Não me estás a ouvir.
Hey Brian, sana eğlenceli bir fikir söyleyeyim mi?
Brian, sabe o que era verdade?
Onu görürsem seni aramasını söyleyeyim mi?
Está a ficar tarde... - Se o vir, digo-lhe para telefonar?
Doğruyu söyleyeyim mi?
Posso participar?
Karısına siz mi söyleyeceksiniz, yoksa ben söyleyeyim mi?
Conta o senhor à mulher dele ou conto eu?
Gitmesini istediğimi söyleyeyim mi?
Queres que eu lhe peça para sair?
Kurbanların işkence gördüğü, öldürüldüğü, büyük ihtimalle gömüldüğü alan. - Nasıl bulduğumuzu söyleyeyim mi?
O local provável onde as vítimas foram torturadas, mortas e, talvez, enterradas.
- Söyleyeyim mi?
- Quer ouví-lo? - Sim.
Kuralları tekrar söyleyeyim mi?
- Quer rever as regras mais uma vez?
Size Batman hakkında bir şey söyleyeyim mi?
Deixa-me dizer-te uma coisa sobre o Batman. Está bem?
Bir şey söyleyeyim mi?
Queres ouvir uma coisa?
Ben söyleyeyim mi, bale nasıl gitti?
- Queres saber como correu o ballet hoje?
Bir şey söyleyeyim mi, sana kesin inanmayacaktır.
- É insolente. Ele provavelmente não vai acreditar em ti.
Öyle mi? Dahice fikrimi söyleyeyim mi?
Queres ouvir a minha grande ideia?
Garip bir şey söyleyeyim mi?
Sabem o que é estranho?
- Sana bir şey söyleyeyim mi?
- Queres saber uma coisa, Sra. G?
- Pekala, şu kız, sana adını söyleyeyim mi?
Tudo bem assim, essa miúda disse-te o seu nome?
Bir şey söyleyeyim mi?
Posso dizê-lo?
Bence neden tekrar yarışmalısın, söyleyeyim mi?
Queres saber porque acho que deves continuar a correr?
Sana bir şey söyleyeyim mi?
Dizer-te-ei algo.
Nasıl öleceğini söyleyeyim mi Loo?
Sabes como vais morrer, Loo?
Gerçeği söyleyeyim mi?
Queres saber a verdade?
Sana bir şey söyleyeyim mi, Klandis.
- Deixa-me dizer-te uma coisa, Klandis.
Kendi kızı gibi. Gerçeği söyleyeyim mi? Ben de öyleyim.
como se fosse a sua própria filha e para ser honesto, eu também.
Onlara fotoğraflarını bırakmalarını söyleyeyim mi?
peço que deixem as fotos? - Isso, que as deixem...
Gerçeği söyleyeyim mi, umursamıyorum.
Para te dizer a verdade, estou-me nas tintas.
Sana birşey söyleyeyim mi, Martha?
Posso dizer-te uma coisa, Martha?
Birşey söyleyeyim mi? Birbirimize masal anlatmayalım.
Vamos tentar não nos enganar um ou outro, pode ser?
Sana dondurma hakkında bir şey söyleyeyim mi?
Posso dizer-te uma coisa sobre gelados?
Birşey söyleyeyim mi?
Posso dizer uma coisa?
Çay getirmelerini söyleyeyim mi?
Desculpem o meu atraso. Posso mandar servir o chá?
Dürüstçe söyleyeyim mi?
Sinceramente?
Doğruyu söyleyeyim mi? Hiç yok.
Honestamente. zero
Ve bir şey söyleyeyim mi?
E posso dizer-te uma coisa?
Sana bir şey söyleyeyim mi, Ernie. Bu sınıf 5000 papel, şimdiden açıktasın.
Deixa-me dizer-te Ernie, que este curso custa 5000, já estás atrasado.
Ona siz mi söyleyeceksiniz, yoksa ben mi söyleyeyim.
Você quer dizer-lhe, ou digo eu?
Öyleyse size bu filmi tasarlarken ne izlediğimizi söyleyeyim. Lütfen. Andrezej Wadja'nın Savaş Üçlemesi, olağanüstü, değil mi?
Quando planeámos este filme, revi a trilogia de Andrzej Wadja.
- Gerçeği mi söyleyeyim?
E digo-lhe a verdade?
Onlara sen mi söylersin, yoksa ben mi söyleyeyim?
Pode contar-lhes você ou conto eu.
Bir şey söyleyeyim mi?
E querem saber?
Sana gerçeği söyleyeyim mi?
E eu digo-te a verdade!
Neden sana söyleyeyim ki? Gidip yakasına yapışasın diye mi?
Porque é que eu te deva dizer para tu ires atrás dela e dar-lhe porrada?
Sana bir şey söyleyeyim mi ;
Mas vou dizer-te uma coisa,
Sana bir şey söyleyeyim mi?
Escute.
Pekâlâ, önce kötü haberi mi yoksa iyi haberi mi söyleyeyim?
Queres ouvir primeiro as boas notícias ou as más notícias?