English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ T ] / Tabîî

Tabîî tradutor Português

99,509 parallel translation
- Tabii.
- Claro que sim.
Bir de suya sırtüstü çakılıp ağladığını tabii...
Também me lembro que bateu de chapa com as costas na água, começou a chorar e...
O zaman herkesin beni seksi bir hatun olarak görmesini istiyorum, bunun yanında taşaklı ve ağzı laf yapan biri olarak tabii.
Então, acho que quero que todos vejam que sou boa como o milho, que tenho um grande par de tomates e que não tenho medo de falar.
Tabii, ne demek.
Claro que não.
- Tabii, doğru.
- Sim, claro. - Sim.
Tabii.
Claro.
- Tabii.
- Claro.
Kışın hayatta gitmezdim tabii.
É óbvio que não iria no inverno.
Tabii, sırf o yüzden takıyorum.
É só para isso que uso óculos.
Tabii, o da var. Tamam.
Pois, isso também.
Tabii ki Monty.
O que foi?
Tabii sonra sıradan hayatını geride bırakıp saygın bir cerrah oldu ve Sağlık Bakanlığı'nda çalışmaya başladı.
Claro que ele superou o seu inicio humilde, tornou-se um venerado cirurgião, indicado ao Ministério de Saúde Pública.
Tabii Bryan canıma okurdu muhtemelen.
É claro que o Bryan gostava de me beijar o rabo...
Tabii ki imzalamadım.
Claro que não assinei.
– Tabii ki hayır. Boşanmadın.
- Não, não és divorciado.
Tabii para gerekir, hem de çok.
Claro que precisamos de bastante dinheiro.
Evet, tabii.
- Solucionar coisas. - Sim, claro.
Yahudi yayımcılar tabii.
Editores judeus, claro.
O yüzden tabii ki kaçtılar, atalarımızın Mısır'dan kaçtığı gibi.
Por isso fugiram, obviamente, como os nossos antepassados fugiram do Egipto.
Tabii birkaç şeyi daha.
E sobre algumas outras coisas.
Tabii ki değil.
Não, senhor.
– Tabii ki gelmedin.
Claro que não.
- Evet, tabii.
- Sim.
Kamera önünde seks yapmanı önermiyorum tabii ki yani bunu istemiyorsan.
É óbvio que não sugiro que faças sexo em frente à câmara, a menos que seja algo que te interesse.
Porno filmi çekmemelisin tabii ki.
É óbvio que não o devias fazer.
Ama, tabii, pornoda oynayacağım.
Mas... vou fazer pornografia.
Ben de "Evet, tabii, ben neden çalışıyorum ki?" dedim.
E eu pensei : "Sim. Porque estou a trabalhar?"
Dalga geçiyorum, tabii ki edebilirsin.
Estou a brincar. Podes dizer asneiras à frente dele.
Tabii ki değilsin.
Claro que não!
Evet, tabii.
Sim, claro.
Tabii ki bütün bunlar çok karmaşık ama...
Tudo isto é muito complicado.
Doğru tabii, "sözleşme".
Certo, "contratado".
Tabii ki değil.
Claro que não.
"Tabii" mi?
- "Claro"?
Tabii.
Certo?
Tabii Panama bir para aklama merkeziyse o zaman tatillerin anlam kazanıyordu.
A não ser que tivesse que ver com o facto de o Panamá ser um centro de lavagem de dinheiro.
- Tabii ya.
- Claro.
Tabii.
Está bem.
Yüzmek için kullanılan iskeleye biçtiğimiz değer ise aklı başında birinin ödeyeceğinden on kat daha fazla, tabii o iskelenin inşaatında birinci sınıf mermer kullanmıyorsan.
Há aqui um orçamento para a doca flutuante que custa mais do que qualquer humano são poderia pagar a não ser que o dito humano a construísse com mármore Carrara.
- Tabii ki.
- Sim.
- Tabii.
- Sim.
Olur, onu ararım tabii ama bunu görmek isteyeceğini düşündüm.
Sim, eu ligo, mas achei que gostarias de ver isto.
- Tabii.
- Pois.
- Doydum. - Tabii.
- Estou cheia.
İlk sırada para var tabii ki.
O dinheiro, obviamente.
Tabii ki.
Claro.
Tabii senin masumiyetini kanıtlarsam hiç de zor olmaz.
A não ser que eu facilitasse o facto de provar a sua inocência.
- Evet, tabii ki.
- Sim, claro.
- Olur. Tabii.
- Sim, claro.
Tabii ki.
Claro que temos.
Tabii ki bekler.
Claro que está.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]