Tabii ki yok tradutor Português
601 parallel translation
- Tabii ki yok.
- Esteja à vontade.
Tabii ki yok sevgilim.
Querido, claro que não.
Tabii ki yok... Bana olan borcuna sadık olduğun sürece. Sadece bir dikkatsizlik olduğuna eminim.
Absolutamente nada... desde que não negligencies as tuas obrigações para comigo, acredito que foi um simples descuido.
Tabii ki yok.
Claro que não.
Tabii ki yok.
E por bom motivo!
- Tabii ki yok.
- De todo.
- Tabii ki yok.
- Claro que não.
Tabii ki yok.
Claro que não. Eu?
- Tabii ki yok.
- Claro que sim.
- Tabii ki yok.
- Reconheço que não.
Tabii ki yok kızlar.
Não, claro que não, meninas.
Tabii ki yok.
- Claro que não.
Hastalarına iki çift laf etmemin bir sakıncası var mı? Tabii ki yok.
Acha bem que eu diga umas palavras aos seus doentes?
- Tabii ki yok, efendim.
- Claro que não.
Yok, tabii ki yoktur.
Não, claro que não.
Tabii ki yok.
Não penses nisso.
Tabii ki yok!
Claro que não!
- Tabii ki yok.
Claro que não.
Tabii ki kayıp belge yok.
Já sei! Claro que não faltam papéis!
Tabii ki olmaz, imkanı yok.
Claro que não o verei. Definitivamente não.
Sende his denilen şey yok mu? - Tabii ki de var. Rahatlamış hissediyorum.
Não tens nenhuns sentimentos?
Yok tabii ki.
Eu não me incomodo.
Yemek az, içki yok, tabii ki iyiyim.
E estou bem.
Tabii ki yok.
O que é?
- Tabii ki. Alınmana gerek yok.
Não é preciso irritares-te.
Tabii ki bu salonda hiç hain yok, efendim.
Seguramente não haverá traidores neste salão, majestade.
Tabii ki bir önemi yok!
Claro, não importa?
- Benim yeşil bir yüzüm yok ki. - Artık yok tabii.
- Eu não tenho uma cara verde.
- Tabii ki yok.
- Claro.
Tabii ki hakkı yok. Bir sınır koymalısın.
Não tem esse direito.
Tony, öyle bir stilin var ki, bir şey anlatırken başka bir konuya atlıyorsun ve tabii insanların haberi yok, afallıyorlar.
Arranjas uma maneira de falar sobre alguma coisa, e depois... desvias para outro assunto, como se ninguém percebesse.
Ama, burada Rowan Morrison'ın ölüm kaydı yok, demek oluyor ki, pek tabii, defin ruhsatı da yok.
Mas não há registro da morte de Rowan Morrison, o que significa, claro está, que não há certidão de óbito.
- Tabiî ki yok. Ne aptalca bir fikir!
- Claro que não.
Fidye falan yok, tabii ki.
Sem resgate, é claro.
Yok tabii ki.
- Claro que não.
Tabii ki bir önemleri yok.
É claro que não têm importância, são asquerosos!
Aslında... tabii ki ihtiyacım yok.
- Não precisas disso.
- Tabii olmaz, babanın bir şeye izin verdiği yok ki.
De certeza o teu pai proibiria tal tolice.
Tabii ki, sarımsağım ve baharatım yok... çok önemli... ve zeytin yağı, ama yine de iyi, ha?
Hein? Claro, eu não tinha alho, rosmaninho Muito importante nem azeite, mas é bom, não?
Tabii ki, bir sorun yok.
Claro que está bem.
Tabii ki orada yatak yok.
Pois, e não há lá cama.
Paranın tabii ki önemi yok.
Escusado será dizer que o dinheiro não tem a mínima importância.
Şey tabii ki değil, ancak tıp dilinde söylemek gerekirse bizim ona yapabileceğimiz birşey yok.
Não, mas medicamente falando, não podemos fazer nada mais por ele.
- Yok tabii ki. Çabuk ol!
Não, claro que não tenho o número, com todos os diabos!
İki dakika kamçı için, iki dakika asılı kalmak için ve tabii ki benim favorimi de unutmak yok iki dakika yükseğe yapıştırma için.
Dois minutos por ferirem, dois minutos por esticarem... e não nos esqueçamos da minha favorita... dois minutos por fugirem.
Tabii ki de silahın yok.
Claro que nao tens.
Tabii ki. Endişelenmene gerek yok.
É claro que não tens de te preocupar com isso.
Tabii ki Cobblepot gibi cani bir antrenörüm yok.
É claro que não tenho um patrão da Máfia do meu lado.
Ve tabii ki, para yok, bu yüzden bu salgını mum aleviyle aydınlatmak zorundayız. Bunun anlamı, size personel veya cihaz bulmayı garanti edemem...
E não há dinheiro, por isso temos que fazê-lo sozinhos.
- Yok tabii ki.
- Claro que não.
Hayır tabii, çocuğum yok. Çocukları sevmem ki. Bana hiç öyle görünmedi.
Claro que não, nem sequer gosto de crianças não parece
tabii ki 3786
tabiî ki 109
tabii ki evet 16
tabii ki hayır 476
tabii ki seviyorum 29
tabii ki öyle 97
tabii ki istiyorum 19
tabii ki var 74
tabii ki de 45
tabii ki benim 18
tabiî ki 109
tabii ki evet 16
tabii ki hayır 476
tabii ki seviyorum 29
tabii ki öyle 97
tabii ki istiyorum 19
tabii ki var 74
tabii ki de 45
tabii ki benim 18
tabii ki olmaz 20
tabii ki biliyorum 29
tabii ki eminim 28
tabii ki değil 91
tabii ki değilim 17
tabii ki biliyorsun 16
tabii ki hatırlıyorum 25
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
tabii ki biliyorum 29
tabii ki eminim 28
tabii ki değil 91
tabii ki değilim 17
tabii ki biliyorsun 16
tabii ki hatırlıyorum 25
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yok et 47
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok muydu 30
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok muydu 30