Umar tradutor Português
41,082 parallel translation
- Umarım haklıdır.
- Espero que ela esteja certa.
Umarım arkadaşlarından değildirler.
Esperamos que nenhum seja seu amigo. - Que seja.
Daha fazla kötü haber yoktur umarım?
Sem mais notícias más, espero?
Umarım umudum biraz daha uzar.
Que espero dure um pouco mais.
Umarım annen benden hoşlanır.
Espero que tua mãe goste de mim.
Umarım bu iş buna değer.
É bom que este emprego valha a pena.
Baharda bir resitalimiz olacak, umarım oraya gelip beni desteklersiniz.
Vai haver um recital na primavera e espero contar convosco lá para me apoiarem.
Umarım o insanlardan biri domuzun tekidir, çünkü bu işin boku çıktı.
Tomara que essas pessoas sejam macacos, porque isto são bananas.
Umarım hâlâ kocası ve çocuğuyla hayattadır.
Esperemos que continue viva e com a família.
Umarım trafikte olanlar kendilerine atıştırmalık hazırlamıştır çünkü Savulpeda Geçidi'nin güneyindeki 405. yolda devrilmiş iki koca tırımız var.
Espero que tenham trazido um lanche, condutores, porque temos dois camiões capotadas na 405 Sul na Passagem de Sepúlveda.
Bebeğim, bunu alabilmek için birisiyle yatmam gerekti. - Sorun olmaz umarım.
Tive de dormir com alguém para arranjar esta.
Karaciğeri vermeyi seçersen listeye geri döneceksin. Umarım bir sonraki karaciğer yine senin olur.
Se escolher fazer isto, voltará à lista de espera e o próximo fígado será seu.
Umarım Murphy ile acımasız bir konuşma yapmayı planlıyorsundur.
Espero que estejas a pensar ser rígida com o Murphy.
O peri uzun ve umarım ki çok daha az olaylı bir hayat yaşayacak.
Aquela irmã vai viver uma vida longa, esperemos que não muito conturbada.
Umarım değmiştir.
- Espero que valesse a pena.
Umarım o film vardır, hani kadının siyahi bir kadınmış gibi konuştuğu Huge Grant ve Meryl Streep'in oynadığı film. Yok artık.
Oh, eu desejo que eles já, ah, eu desejo eles tenham aquele muito grande grant-meryl streep filme que soa como uma mulher negra.
Tanrım, umarım yattığına değmiştir.
Espero que a queca tenha valido a pena.
Umarım bu seks yaptığın anlamına geliyordur.
Espero que isso signifique que estás a fazer sexo.
- Umarım dolma içini seviyorsundur çünkü henüz sadece bunu yaptım.
Espero que gostem do recheio. Foi tudo o que fiz até agora.
Umarım sırtın sağlamdır Cabe, bir planım var.
Cabe, espero que as tuas costas sejam fortes.
- Umarım öyledir.
- Espero que sim.
Umarım bu kadarı yeterlidir!
Espero que seja o suficiente!
Bilmiyorum. Umarım zekice ve kibarca bir şeydir.
Espero que tenha sido algo mais inteligente e gentil, e não paro de pensar, no que devíamos aprender com isto.
Umarım bir an önce olur çünkü çok leş bir durum.
Gostava que passasse rápido, porque é uma péssima sensação.
Umarım uyandırmamışımdır.
Espero não ter te acordado.
Umarım bu tedaviden yola çıkarak başkalarına yardım edebileceğimizi bilmek size küçük de olsa bir teselli olur.
Espero que sirva de uma pequena consolação que o que aprendemos tratando-o irá ajudar outros na sua situação.
Umarım öyledir.
Espero que sim.
Umarım eğlenceli planların vardır.
Espero que tenham algo muito divertido planeado. Temos.
Peki, umarım tatiliniz güzel geçer.
- Espero que tenham um ótimo Natal.
Arkadaş getirmiştim. - Umarım sakıncası yoktur.
Espero que não se importem.
Umarım yakında bir şeyler çıkar.
Esperamos ter uma identificação em breve.
Umarım sen de Amy'e tekrar kavuşursun.
Também gostaria que tivesses a Amy de volta.
Umarım değildir.
Espero que não.
Umarım ödüllendirilirsin.
Espero que seja recompensada.
Fotoğraf birleştirme tamamlandığında umarım, Çavuş Blake'in vurulduğu anın 360 derece görüntüsünü elde edeceğiz.
Quando a imagem estiver terminada, esperamos nós, vamos ter uma visão de 360 graus do momento em que a Sargento Blake foi morta.
Umarım, şu davada ne yaptığını biliyorsundur.
Espero que saibas o que estás a fazer com este caso.
Verecek cevapların vardır umarım.
Por favor, diga-me que tem respostas.
Umarım bu kez elinde bilgi vardır.
Espero que tenha informações.
Umarım bu kez bana bazı cevaplar getirmişsindir.
Espero que desta vez tenha algumas respostas.
Umarım bir şeyler öğreniriz.
Talvez consigamos saber mais.
Kimble, umarım bugün Peter'ın işini kolaylaştırmazsın.
Sra. MacLeish. Kimble, espero que não facilite a vida ao meu marido.
Umarım bu oturum boyunca da hizmete bağlılığımı görürsünüz.
Espero que nesta audiência fique claro que fiz tudo para estar à altura. Acha-se qualificado para exercer o cargo de vice-presidente?
Umarım Sözcü'yü saçma bir fanteziye ya da komplo teorisine inandırmaya çalışmıyordur.
Ela parece um pouco obcecada por mim. Espero que ela não esteja a tentar convencer a Porta-Voz de alguma fantasia ou teoria da conspiração.
Umarım Sözcü'yü bir komplo teorisine inandırmaya çalışmıyordur.
Espero que não esteja a tentar convencer a Porta-Voz de uma conspiração.
- Öyle olmadığını umarım.
- Espero que não.
Umarım tanıyan biri çıkar.
Espero que alguém a reconheça.
Umarım hepinizin hikayesi mutlu biter.
Rezo para que as vossas histórias tenham um final feliz.
Umarım biliyorsundur.
Eu amo-te tanto.
Umarım kızmadın.
Espero que não te importes.
Aynı Büyükanne June'un yaptığı gibi. Umarım diğer kızın da şansı yaver gider.
Desejo-vos sorte com a outra rapariga.
Yine de gelmemiz umarım sorun değildir.
Espero que não te importes por termos vindo.