Unutmadan tradutor Português
514 parallel translation
Unutmadan alsam iyi olur diye düşündüm.
É melhor tratar disso agora, para não me esquecer.
Unutmadan bunu anneme söylemeliyim.
Tenho de me lembrar de contar isso à minha mãe.
Bir hanımefendi olduğumu unutmadan buradan gitmem gerekiyor.
Deixa-me sair daqui antes que eu me esqueça que sou uma senhora.
Anne, unutmadan söyleyeyim Charlotte'un yanında ona Doktor Jaquith demeyin.
E, mãe, não o chame de Dr. Jaquith na frente de charlotte.
Unutmadan... doktorla beraber büyükbabanın laboratuvarını ameliyathaneye çevireceğiz.
Vamos transformar o laboratório do avô numa sala de operações.
Unutmadan, yeni gösteri için hiç bir yeni çalışma yapma. - Onu fes etmeye karar verdim.
Não trabalhe mais no novo ballet, decidi rasgá-lo.
Ah, unutmadan, Eve, Bay Smith aşağıda seni bekliyor.
A propósito, Eve, o Sr. Smith está à tua espera lá em baixo.
Unutmadan, bir şey daha.
E mais uma coisa.
Ha, unutmadan, çavuş neden hemen polisi aramadığını sordu.
Olha, antes que me esqueça, o sargento queria saber... por que não ligaste logo à polícia.
Ah, unutmadan.
Antes que me esqueça.
Ha unutmadan, Piskopos gelecek, biraz uslu durursanız iyi olur,... piskopos hakkımızda kötü düşünsün istemeyiz.
E enquanto isso eu tenho que dizer o bispo vem ai como sabem, e vocês vão precisar se comportar melhor por aqui porque você não quer deixar o bispo pendurado entende.
Ona haddini bilmeyi öğretiyorum. Unutmadan, silahın biraz ağır.
A tua arma está perra.
Unutmadan, yayımcın aradı.
O teu editor ligou.
- Unutmadan söylesem iyi olur.
- Tenho de contar enquanto me lembro. - Descontraia-se.
Unutmadan şunu imzalar mısınız, efendim? - Nedir bu?
antes de que me esqueça, importa-lhe me assinar isto?
Öğretmen, söyle bana tamamen ahlaki bir açıdan, iyiliği ve uygarlığı temsil ettiğimizi unutmadan sence yaptığım şey uygarca mıydı?
Diga-me, mestra do ponto de vista moral tendo em conta que representamos o bem e a civilização acha que a minha decisão quanto ao Franklin foi civilizada?
insanlar, o kus kostümünün içinde kim oldugunu unutmadan önce yani.
Antes de as pessoas se esquecerem de quem estava dentro do fato de pássaro.
Bak unutmadan önce diyeyim, senin mantığından gına geldi.
Lembre-me de lhe dizer que estou farto da sua lógica.
Unutmadan, şu adresi yazar mısınız?
Antes que se esqueça, dá-me a morada?
- Unutmadan, jip burada.
- O jipe está logo ali.
Unutmadan, bu Roman ve benden size hediye.
Antes que me esqueça, isto é para si, de mim e do Roman.
Neyse, bunları unutmadan, bu uçağı Luton'a uçurabilir misiniz lütfen?
Enfim, tendo isso presente, pode levar isto para Luton, por favor?
Herşey bir kenara, unutmadan söyleyeyim.
Depois de tudo isto, quase me esquecia de o dizer.
- Ah unutmadan, Ben hala çoğunluk hissesine sahibim.
Não te esqueças que eu sou a accionista maioritária.
Dinle, unutmadan, sana biletler için teşekkür edeyim.
- Muito obrigado pelos bilhetes.
Unutmadan, birşey daha var.
Ouça bem uma coisa, você.
Oh, unutmadan, annen aradı.
Ah, antes que me esqueça, a tua mãe telefonou-me.
Unutmadan söyleyeyim, şu park cezalarının parasını öde.
Enquanto me lembro, por favor, paga as multas de estacionamento.
Unutmadan, bu senin.
Oh, antes que me esqueça, para si.
Bu arada unutmadan... Doğum günün kutlu olsun!
Sim, antes que eu me esqueça, feliz aniversário.
Size canlı yakalayacağım sözünü unutmadan, defolun!
Agora, sumam antes que me esqueça da minha promessa de levar-vos vivos.
- Unutmadan, adresin neydi?
- Já agora, qual é a sua morada?
Unutmadan, Alfa'daki herkes senden bir şeyler almak için çok heyecanlı.
Já agora, todos em Alfa estão ansiosos por fazer trocas consigo.
Unutmadan söyleyeyim, 17'sinde Tristian ve Isolde oynayacakmış.
antes que me esqueça, fazem Tristão e isolda.
- Bırak unutmadan söyleyeyim. Şey...
Deixe eu falar antes que eu esqueça.
Ha unutmadan, düellonun sebebi neydi?
Antes que o incidente seja esquecido, qual foi a razão do duelo?
Unutmadan...
Antes que me esqueça...
Unutmadan, kendinizi sürekli casusluk üzerine hikâyeler yazan yazarlara pek kaptırmayın.
E não se deixe influenciar por romances que exploram os velhos temas da espionagem na ficção.
Bu sözleri unutmadan yaz da bana ver.
Lembra-te de me escreveres essas palavras.
Unutmadan, Bay Carr Gomm sizinle görüşmek istediğini söylemişti.
A propósito, o Sr. Carr-Gomm disse que ele gostaria de vê-lo quando o senhor tiver tempo.
"Unutmadan Troy, ilk yardım eğitimi aldım."
"E, ena, Troy, sei fazer primeiros-socorros."
Unutmadan sorayım.
Deixa-me perguntar-te uma coisa.
Unutmadan. şu ahlak masasından arkadaşın, kendisini aramanı istiyor.
Quase me esquecia, telefonou o teu colega da Brigada de Costumes.
Hey Rupe, unutmadan beni yemeğe davet ettiğin için teşekkür ederim.
Ei, Rupert, antes que esqueça, agradeço-te que tenhas vindo almoçar comigo.
Michelle, unutmadan söyleyeyim koca memeli Günahkâr Madonna'nın sahtesini yapmalıyız.
Antes que me esqueça, Michelle, temos de fazer uma cópia da Madona das Maminhas Grandes.
Unutmadan...
Não...
Unutmadan, açıklanması gereken birkaç şey daha var. Bu durum bir sır olarak kalmalı, yani birlikte görünmemelisiniz.
Senhores, visto que temos diversos aspectos a resolver... de consideráveis razões de esclarecimento.
Unutmadan, geç kaldığım için ne diyordun?
O que achas em esquecer Sra. Buckles?
- Hey dur unutmadan, bir sorum daha var :
Perfeito. Espere só um pouco, antes que me esqueça. Só mais uma pergunta.
Unutmadan beyler, bunun sıradan bir UNESCO araştırma projesi olarak görülmesini istiyorum, başka bir şey değil.
Entretanto, cavalheiros, gostaria que isto fosse tratado simplesmente...
Unutmadan, Noel baba Lakeside'da değil.
E, lembrem-se, o Pai Natal não está em Lakeside.
unutmayın 637
unutmayacağım 56
unutmadım 116
unutma 1527
unutmuşum 444
unutmam 161
unutmuştum 37
unutma bunu 38
unutma ki 32
unutma sakın 19
unutmayacağım 56
unutmadım 116
unutma 1527
unutmuşum 444
unutmam 161
unutmuştum 37
unutma bunu 38
unutma ki 32
unutma sakın 19