Unutmayın tradutor Português
4,875 parallel translation
Dünyayı kurtarırken eğlenmeyi de unutmayın!
Diverte-te a salvar...
- En son özel timi çağırdığımız zaman küçük bir kız öldürüldü yani, aman bunu unutmayın.
Da última vez que chamámos a cavalaria, uma rapariga morreu. Lembrem-se disso.
Unutmayın, onunla sadece ben konuşacağım.
Agora lembrem-se... Apenas eu falo com ele.
Işıkları kapalı tutuyoruz unutmayın.
Lembrem-se, luzes apagadas.
Sireni çalmayı unutmayın!
Não se esqueça de tocar o sino.
Unutmayın ahlâk kurallarının etkin olduğu ilk sınavınız. Başarıyorlar.
Não se esqueçam, este é o primeiro exame sob o novo código de honra.
Lütfen eşyalarınızı unutmayınız.
Por favor não deixe para trás os seus pertences.
- Bunu unutmayın!
- não te esqueças disso.
Unutmayın gecenin ortasında yalnız yatakta yatmak gibi.
Lembra-te disso a meio da noite, quando te deitares na cama sozinha.
Dediğimi unutmayın, tamam mı?
Não te esqueças do que te disse, está bem?
Çıkarken birer kartvizit almayı unutmayın.
Certifiquem-se que pegam num cartão à saída.
Unutmayın melekler gelip kapınızı çaldığında onları içeriye alın.
Então, lembre-se, quando os anjos baterem na sua porta, deixe-os entrar.
Kocanız sizi terk ettiği için kendinizi çirkin hissediyorsanız şunu unutmayın penguenler de aldatılıyor ama hepsi dünya tatlısı.
Portanto, se... o facto do seu marido a ter deixado a faz sentir menos atraente, lembre-se que os pinguins também são traídos... e são adoráveis.
Unutmayın kardeşlerim yaşadığı yerde fiziksel, fikirsel ve ahlaki düşünceye yer vermeyen insan kendine uygun olan çok uzun süre mükafatsız kalır.
Lembrem-se, irmãos, nenhum homem que proporcione bem estar material, intelectual e moral no lugar onde vive deixará de ser devidamente recompensado.
Fakirlerin derdini anlıyorum ama unutmayın ki Amerika'da fakir insan yoktur kendi hataları yüzünden kimse fakir olmamıştır.
Eu simpatizo com os pobres, mas lembremo-nos que não existe um pobre na América, nos Estados Unidos, que não se tenha tornado pobre por causa dos seus próprios defeitos.
Oradaki dolapları unutmayın. Onlar çok önemli belgeler.
Estes documentos são muito importantes.
Ve kızlar. Unutmayın.
Lembrem-se que isto é só entre nós.
- Unutmayın ki...
- Lembre-se de não...
- Alexander'ı aramayı unutmayın.
Não te esqueças de ligar ao Alexander.
Canlı ele geçirmeyi unutmayın.
Lembrem-se de apanhá-lo vivo.
Bu yarınki çıkış görüşmeniz için lütfen doldurun ve rozetinizi getirmeyi unutmayın.
Isto é para a sua entrevista de saída de amanhã. Por favor, preencha e lembre-se de trazer o seu distintivo.
Bu davada masum olduğunu unutmayın.
E, se se esqueceu, inocente.
- Fakat unutmayın...
- Lembre-se...
- Biliyorum. - Jüri ile göz temasını unutmayın.
Faça contacto visual com o júri, só o suficiente.
- Çocuk babayı unutmayın.
- Não te esqueças do pai.
Unutmayın, sadece kıyafeti değil, duruşunuzu satıyorsunuz.
Lembrem-se, não é só a roupa, é a atitude.
Kaçarken bedava çöreğinizi unutmayın!
Não esqueçam de levar o bolinho grátis enquanto fogem!
Yorgun olduğunuzu biliyorum, ama neden burada olduğunuzu unutmayın.
Sei que estão todos cansados, mas não se esqueçam porque estão aqui.
Fakat unutmayın, bu çok gizli.
Mas lembrem-se, é um segredo.
Ödevlerinizi unutmayın, çocuklar... Sınıftakini kullanıyorsanız, en azından üzerindeki tarihi değiştirin.
Não se esqueçam de pôr a data nos trabalhos, malta, ou pelo menos alterá-la, se vão reciclar alguma coisa que usaram no sexto ano.
- Unutmayın. Bu da bir başka tuzak olabilir. O yüzden dikkatli olmalıyız.
Lembrem-se, isto pode ser outra armadilha, por isso precisamos de ser cuidadosos.
Bu akşam kamp ateşine yakın durmayı unutmayın sadece, tamam mı?
Lembrem-se de não se afastarem da fogueira esta noite, está bem?
Unutmayın bu yaptığımız gizlilikle alakalı, hızla değil.
Lembrem-se, isto é sobre discrição, não rapidez.
Unutmayın, salonda yemek yemek yok. Aman Tanrım!
E lembrem-se, nada de comer na sala de estar.
Üç mısrada. Lâkin unutmayın bunlar hanidir kayıp olan antik metinlerdeki şiirsel ifadelerdir.
Atenção, são poemas abstratos de textos antigos há muito perdidos.
Unutmayın, olumlu tavır sergilerseniz iyi şeyler olur.
Lembrem-se, mantenham uma atitude positiva, e coisas boas acontecerão.
Sadece unutmayın ki beslemem gereken boğazlar var.
Só lembrando, tenho bocas para alimentar.
Ve denetleme aracı Abbott unutmayın olacak benim dosya.
E o agente supervisor Abbott vai colocar isso no meu ficheiro.
Ve unutmayın, bir diyolağa başlamaya çalışıyorsunuz yani evet-hayırlı sorulardan kaçının.
E lembre-se, está a tentar dialogar portanto, evite perguntas que tenham sim ou não como respostas.
Tamam. Yarın akşamki olayın film sahnesi olmayacağını unutmayın.
Lembra-te que amanhã à noite não é num filme.
Kapıyı kapatmayı unutmayın.
Não te esqueças de fechar a porta.
Unutmayın, ayrılacaksınız.
Não se esqueçam, dividam-se.
Unutmayın sakın. Paraları bana vereceksiniz.
O dinheiro passa todo por mim, não é?
Pan'ı ne zaman bulacağız? Unutmayın, hala benim bedenimde.
Quando encontrarmos o Pan, lembra-te que ele está no meu corpo.
Müdür Shepherd sabah duyuruları ; cuma günkü Meg Griffin katliamı ile ilgili tüm bahislerin perşembe gününe kadar masamda olması gerektiğini unutmayın.
Fala o Director Shepherd com os anúncios matinais. Lembrem-se que todas as apostas para a matança de sexta-feira da Meg Griffin têm que estar na minha secretária até quinta-feira.
Siz benimlesiniz.Ve unutmayın o piç, bizden birini öldürdü.
Vocês, vêm comigo. E quando o encontrarem, lembrem-se que ele matou um dos nossos.
Ceplerinizi şöyle bir kolaçan edin ve unutmayın bu bizim mirasımız!
Procurem nos vossos bolsos, e lembrem-se... Este é nosso legado!
Oraya giderken iş konusundaki yeteneklerimi kullanacağımı düşünüyordum ve Frenchie McFrench'le flirt etme hayallerim de beni üzerimde, "Beni kısırlaştırmayı unutmayın!"
Fui para lá a pensar que usaria as minhas habilidades de negócios, e qualquer esperança que tivesse de namoriscar com o Frenchie McFrancês acabou quando ele me viu a usar aquela T-shirt que dizia,
Tamam, ailem geldi. Unutmayın.
Chegaram os meus pais.
Bu sabah seni Hırsızlık-Cinayet Bürosu'na geri postalamayı ve adını unutmayı düşünüyordum, ama Hal sana güvendiğini söylüyor ve ben de Hal'e güvendiğim için kararı ona bırakacağım.
Pensei em mandar-te de volta para os Roubos e Homicídios e esquecer o teu nome, mas o Hal diz que acredita em ti, e visto que acredito no Hal, vou acreditar na palavra dele.
Oy vermeyi unutmayın.
Não se esqueçam de votar.
unutmayın ki 18
unutmayacağım 56
unutmadım 116
unutma 1527
unutmuşum 444
unutmam 161
unutmuştum 37
unutma bunu 38
unutma ki 32
unutmadan 76
unutmayacağım 56
unutmadım 116
unutma 1527
unutmuşum 444
unutmam 161
unutmuştum 37
unutma bunu 38
unutma ki 32
unutmadan 76