Unutmak mı tradutor Português
321 parallel translation
Seni unutmak mı?
Esquecer você?
- Unutmak mı?
- Esquecer?
Unutmak mı?
Esqueçer-me dele? Aqui está a sua água.
- Unutmak mı?
- Esqueceu-se?
Unutmak mı?
Esquecer!
Unutmak mı?
Esquecer? Eu, esquecer?
Kılıcımı unutmak mı?
Esqueceste-te da minha espada? !
Yeteneklerine ihanet etmek... görevinden istifa etmek ve ailene karşı vazifeni unutmak mı?
Trair as tuas capacidades, abandonar o teu posto e esquecer o dever que tens com o próximo?
Fritz'i unutmak mı?
Esquecer Fritz?
Kahrolası kediyi unutmak mı?
Está bem, entendo. Está bem.
Seni unutmak mı?
Esquecer-me de ti?
Unutmak mı?
Desistir?
Ay, Asla zavallı hayal... İçi allak bullak şu kürede, bellek denen şeye yer oldukça... Unutmak mı seni?
Sim, você, pobre espectro... enquanto a memória tiver assento neste mundo enlouquecido!
Unutmak mı?
Esquecer? !
Unutmak daha iyi. Unutmak mı?
- É melhor esqueceres.
Unutmak mı, hayır. Bu sabah Bay Osmond'a mektup yazdım.
- Escrevi ao Sr. Osmond esta manhã.
Yaşadıklarımızı unutmak kolay olur.
Será fácil esquecer tudo o que passamos.
Nasıl olursa olsun, korkunç suçluluk duydum ve kendimden utandım.. .. ve olan biten herşeyi unutmak istedim.
De qualquer modo, senti-me muito culpada e envergonhada, e só queria esquecer tudo isto,
Sorun değilse bunu alacağım neye benzediğini unutmak istemiyorum.
Se não precisares, eu gostaria de ficar com este caso me esquece da aparência dele.
Meydanda karşılaştığımızda... yüzündeki kederli ifadeyi unutmak zor olsa da beni hâlâ sevdiğini biliyorum.
E embora me seja difícil esquecer a tristeza no teu rosto, quando nos encontrámos na praça, sei que ainda me amas.
Amerika'da bıraktığım, unutmak istediğim her şey.
Tudo o que deixei na América é para esquecer.
Hatırlamak mı? Ben her şeyi unutmak istiyorum.
Depois do que passei, quero esquecer.
Unutmak mı?
Esquecer?
Belki bize öğretilenleri unutmak daha zor neye inandıklarımızı da.
Talvez seja mais difícil esquecer do que falar... ou no que acredita.
Unutmak istediğim şeyi hatırladım.
- Disse-te para não atenderes. - Quem quer falar com a princesa?
Bunun, ölü kardeşini unutmak için yeterli olmadığını biliyorum ama lütfen kalbinde beni affedecek merhameti bul. Yalvarırım. Sana yalvarıyorum.
Sei que não é o suficiente para acalmar tua mente sobre o teu irmão, mas, por favor, pede ao teu coração que me perdoe.
Sanırım eski zamanlarda olanları unutmak zorundayız, Clint.
Acho que vamos ter de esquecer os velhos tempos, Clint.
Ben bir uzman değilim, ama sanırım "unutmak" buna daha iyi bir karşılık olur.
Não sou uma autoridade, mas acho que "esquecimento" é uma melhor tradução.
Onu unutmak mı?
Sentir a falta dela?
Ben de Perry'yi aldım, geçmişi unutmak için avare dolaştık.
Então peguei o Perry, e saímos por aí pra esquecer tudo.
Buradaki varlığım bile senin için katlanılmaz olmalı. Ne de olsa unutmak istediklerini anımsatıyorum.
A minha mera presença aqui deve ser-te insuportável, porque faz-te lembrar, quando queres esquecer.
Unutmak mı?
- Esquecer-te?
Uçsuz bucaksız bir keşfin sınırındayız, ve kararımızı bilimsel altyapısı olmayan birinin gözlemlerine dayandırdığımız gerçeğini unutmak kalmak ahmaklık olur.
Estamos na soleira de um grande descobrimento. Nossa decisão não deveria fundar-se em observações de uma pessoa sem formação científica.
Yaşayıp, Bee'yi unutmak istiyorsan öğrenmen lazım.
Se queres viver e esquecer Bee, tens de aprender.
Bağışlayıp unutmak lazım Binbaşı...
Temos de perdoar e esquecer, Major.
Eski yerleri unutmak daha iyi olmaz mı? Olan her şeyi unutmak, her şeyi atmak.
Não seria melhor nos esquecermos de onde estivemos... nos esquecermos de tudo, jogarmos tudo fora, todos os dias?
Adamım, en iyisi unutmak.
Será melhor que o esqueça.
- Onu unutmak mı?
- Esquecê-lo?
Zamanımın çoğunu seni unutmak için geçirdiğim halde,... seni düşünmek için harcıyorum.
Tento esquecer-te, o que me faz estar sempre a pensar em ti.
Bildiklerimi unutmak zorundayım.
Precisamos esquecer isso tudo.
Eski dostları unutmak, ve asla hatırlamamak mı gerekir?
Se todos os conhecidos tiverem de ser esquecidos E nunca mais lembrados
Sana ve diğerlerine hizmet ettim. Bunu sadece belki bir şeyler hatırlarım diye yaptım ama şimdi hepsini unutmak istiyordum.
Servi-te, a ti, aos cães, aos miúdos e aos teus amigos na esperança de me lembrar duma réstia da minha vida e agora é completamente claro porque decidi bloquear tudo.
Tüm hayatımı, gördüklerimi unutmak için harcadım.
Passei toda a minha vida a tentar esquecer o que vi.
Evet, hayatımı kurtaran birini unutmak inan bana biraz zor.
Sim, é difícil esquecer o homem que salvou a minha vida.
... Clamp Merkez yazıhanesinin dışındayım ve içeride garip bir şey olduğu Bay Clamp'in unutmak istediği bir gün.
... estou à porta do edifício do Centro Clamp onde algo muito estranho se está a passar lá dentro, apesar tem sido um dia que o Mr. Clamp gostaria de esquecer.
Seni unutmak mı?
Lembrar-me de você?
Böyle şeyler olduğunu unutmak için elimden geleni yapacağım.
Vou esforçar-me por esquecer o que se passou aqui.
- Unutmak mı- -?
- Quê?
İnsanlar bizim kitaplarımızı, mutsuzluklarını unutmak sahte de olsa daha iyi bir dünya hayal etmek için satın alıyor. – Kahve?
Quem compra um livro nosso quer esquecer-se da sordidez em que vive, sonhar com um mundo melhor, mesmo que seja mentira.
Onları unutmak için birbirimize yardım etmeliyiz.
Temos... de nos ajudar uns aos outros, deixa-os ir.
Bir zamanlar böyle devlet memuru gibi güzel yazmayı küçüklük sayardım. Dikkatle yazdım. Öğrendiğimi de unutmak için epeyce çabalamıştım.
Uma vez aprendi, como nossos estadistas... a escrever com floreios, e lutei muito para esquecer, depois... mas naquela ocasião foi-me muito útil.