English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Y ] / Yıllar geçti

Yıllar geçti tradutor Português

225 parallel translation
Fakat yıllar geçti ve onlar derin ve çoğalan bir... mutluluğa kavuştular.
À medida que os anos passavam, eles estavam realmente imbuídos... de uma profunda e crescente felicidade.
Seni görmeyeli yıllar geçti.
Olá, Wacky. Não te via há anos.
aradan yıllar geçti, ama biz hala buradayız.
Isso foi há muitos anos, mas continuamos a viver aqui.
Yıllar geçti sinsice sezdirmeden
Mas a idade, nas suas passadas discretas,
Uzun yıllar geçti, Doktor!
Muitos anos passaram, doutor.
Yıllar geçti, mevsimler geldi geçti.
Os anos passaram, as estações chegaram e partiram.
Ve aradan yıllar geçti.
E os anos passarão.
lnnsbruck'daki karşılaşmamızın üzerinden yıllar geçti.
Já passaram dois anos desde que nos vimos em Innsbruck.
- Uzun yıllar geçti efendim.
- Foi há muitos anos, Senhora.
Aradan yıllar geçti.
Isso foi há anos.
Yıllar geçti, herşey yabancıydı.
Os anos avançavam. Tudo me era estranho.
Aradan yıllar geçti, Bayan Foley.
Muitos anos passaram, menina Foley.
Yıllar geçti.
Os anos passaram-se.
Aradan yıllar geçti.
Já lá vai muito tempo Já lá vai muito tempo
Hey, John, Son görüşmemizin üstünden yıllar geçti
Por que John? Quanto faz desde que se vimos por último?
- Sor bana. - Eleanor, geçmişte kaldı, yıllar geçti üstünden.
- Eleonora, já passou muito tempo.
Yıllar geçti, para büyüdü en de drank ook.
- O ano passou, o dinheiro acabou, e o álcool esgotou-se!
Ama yıllar geçti zincirler defalarca değişti ama ben yaşadım.
Mas, com o passar dos anos e os grilhões foram substituídos muitas vezes fui sempre eu quem permaneceu.
Ama yıllar geçti, o mükemmel kadını bulamadım.
Mas passavam os anos e nada de mulher dos meus sonhos.
Kimin tarafındasın sen? - Üzerinden yıllar geçti.
- De que lado é que estás?
Böylece yıllar geçti.
E os anos passaram.
Araba icat edileli çok uzun yıllar geçti Roger.
A invenção do carro já foi há alguns anos, Roger.
Yıllar geçti ve büyüdükçe içimizde tuhaf, yeni duyguların kabardığını fark ettik.
Os anos passavam, nós crescíamos... começamos a sentir novas emoções despertarem dentro de nós.
Yıllar geçti. Birçok şey oldu.. ... ve sen hala aynısın.
Passaram-se anos, tanta coisa aconteceu e você está igual!
Evet, ayrıca müzeye uğramayalı yıllar geçti.
Além disso, faz anos que não visito o museu.
Üzerinden yıllar geçti ama o zamandan beri Matthew'un peşini hiç bırakmadı.
Já foi há alguns anos, mas nunca deixou de perseguir o Mathew.
Yıllar geçti ; beş, on, on beş yıl bu garip nörolojik belirtiler ortaya çıkana kadar.
Passaram-se anos. Cinco, dez, quinze antes de algum destes sintomas neurológicos aparecerem.
Geri dönmen gerek, üzerinden yıllar geçti.
Devias voltar, já passou mais de um ano.
Yıllar geçti ve... anneniz ve ben iki kere daha kutsandık... ve üçünüzü bize verdiği için Tanrıya şükretmediğimiz tek bir gün olmadı.
Como nos anos que se seguiram... a vossa mãe e eu fomos abençoados mais duas vezes... e não passa um dia que não agradeçamos a Deus por vocês os três.
Yıllar geçti.
Há já muitos anos.
Ama sonra Catherine doğdu. Yıllar geçti ve bir gün kocamı sevdiğimi anladım.
Até que um dia a Catherine nasceu, os anos foram passando e um dia apercebi-me que amava o meu marido.
Yıllar geçti. Therese 20 yaşına geldi.
Os anos se passaram, Therese fez 20 anos.
Bunu yapmamızın üzerinden yıllar geçti.
Há anos que não fazemos nada assim.
Aradan yıllar geçti.
Muitos.
Yıllar geçti, boş vakitlerini posta yoluyla gelen... bilim kitaplarına çalışmakla geçirdi.
À medida que os anos passaram, aproveitou os tempos livres para estudar ciência por correspondência.
Gazetelerde okuduğumuza göre, savaş sonrası yıllar her yer için kötü geçti.
Sabíamos pelos jornais que tudo ia mal em todo lugar.
Günler, aylar, sonra yıllar geçti...
Dias, meses, anos passam.
Sonra yıllar geçti ve İmola ortadan kayboldu!
Depois passaram os anos e Imola desapareceu.
Çocukluk yıllarım Bayan Fiske, Forbes-Robertson ve Modjeska ile geçti.
A minha infância, passei-a na companhia da Sra. Fiske, do Forbes-Robertson, do Modjeska.
Yıllar iyi geçti.
Os anos foram bons.
Yıllar nasıl geçti? İyi miydin?
Como correram as coisas, todos estes anos?
Yıllarım sana ders vermekle geçti. Hiçbir şey öğrenemedin.
Ensinei-te durante tanto tempo, e nunca dançaste nada.
Yıllar geçti.
Os anos foram passando.
Kaçmaya çalıştım, ama tekrar işkence ettiler. Bir başka beyaz yüz görene kadar uzun yıllar geçti.
Teria de passar ainda um longo ano antes de voltar a ver uma face branca.
Hayatımın en güzel yılları geçti gitti.
Os melhores anos da minha vida acabaram e o pior é que os passei contigo.
Ben de aynı şeyleri hissetmiştim, ama orada hayatımın en iyi yılları geçti.
Também me senti assim quando deixei a família para ir para a Academia, mas foi uma das melhores épocas da minha vida.
Çok yavaş geçti son yıllar.
Tem sido uma década lenta.
Sonraki yıllar çok zor geçti.
Os anos tem sido difíceis desde então.
Yıllar geçti.
Os anos passavam e ouvíamos dizer que alguém o vira num navio.
Ve böylece yıllar geçti.
Os anos se passaram...
- Ellili yıllar çoktan geçti!
- Os anos 50 já eram!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]