Yıllardır tradutor Português
6,966 parallel translation
Maya bu erkeği yıllardır tanıyordu.
Maya conhecia este macho há anos.
Yıllardır bizim evdeki dolapta bir kutuda duruyordu.
A discutir sobre dinheiro. Vai buscar o Ciaran Donnelly.
Yıllardır ceza hukuku çalışmadım.
Não faço direito penal há anos.
Yıllardır kendini bu düşüncelere hazırlıyor. Bence nasıl hayır diyeceğini bilemiyor.
Passou tantos anos a adaptar-se a estas ideias, que acho que ele não encontra uma maneira de dizer "não".
Biliyorsun, yıllardır seni.. .. aile işinden uzak tuttum, çünkü.. .. kız kardeşim böyle istedi.
Todos estes anos, mantive-te afastado dos negócios da família, por causa da minha irmã, ela assim o quis.
- Bioplex işi yıllardır ölü.
- O quê? - Bioplex está morta há anos.
Bunu yıllardır yapıyoruz.
Fazemos isso há anos.
Uzun yıllardır tutsak olduğumdan lezzetli bir yemeği kaçırmak bana ters.
Preso por tantos anos, detesto desperdiçar uma boa refeição.
Deyim yerindeyse, yıllardır bir başına ve ona baksan da bakmasan da profesyoneller yardım eli uzatınca zoruna mı gidiyor bilmek istiyorum.
Gostava de saber se tendo cuidado da Mary, digamos, sozinho todos estes anos, não se ressente, compreensivelmente, quando os profissionais intervêm.
Yıllardır evimin önünde kanunu çiğnemiş biri olarak kalıyormuş.
Todos aqueles anos em que ela esteve à minha porta, ela estava fora da lei.
Filiz aşılama yüz yıllardır var.
As técnicas de enxertia existem há vários séculos.
- Yıllardır senden kaçmaya çalışıyordu zaten.
Ela andava a tentar afastar-se de ti há anos.
Yıllardır geleneklere tutunup, işimize giderek kendimizi geleneklerin en güvenli ve en garanti yollar olduğuna inandırdık.
Durante anos, apoiamo-nos na tradição, trabalhamos e reafirmamos para nós mesmos que os modos antigos são os mais seguros e mais certos.
Navegante, Gacha'yla yıllardır çalışıyorsun.
Navegante, tu trabalhas para Gacha há muitos anos.
Yıllardır aklından çıkmayan bir şey.
Uma coisa que permaneceu na sua mente durante muitos anos.
Sözüm ona eski eserler. Çoktan unutulmuş bir kutuda, İngiliz Müzesi'nin arşivinde duruyor. Yıllardır kimsenin baktığını da sanmıyorum.
Uma espécie de relíquia, numa caixa há muito esquecida nos arquivos do Museu Britânico, e não imagino que tenha sido vista nos últimos anos.
Yıllardır Sör Malcolm'la çok özel bir ilişkimiz oldu.
Há anos que Sir Malcolm e eu mantemos uma amizade muito privada.
Nine, o herifi yıllardır arıyorsun.
Avó, já anda à procura dele há anos.
Yongning köyüne yıllardır ziyaretçi gelmiyordu.
A nossa aldeia Yongning já não era visitada há anos.
Asil Elijah yıllardır konusu açılmayan utanç verici sırlarıyla işkence gördü.
O nobre Elijah, atormentado por segredos vergonhosos há muito enterrados.
Sana yıllardır bakıyorum ve sen benden uzun yaşayacaksın.
Há anos que cuido de si e vai viver mais anos do que eu!
Yıllardır bu işi yapıyorsun. Her söylediğini çarpıtacaklar.
Fizeste o trabalho deles durante anos, vão distorcer tudo.
Pekâlâ, beni muhbir konusunu halka açık duruşmada bahsetmeye,... bir tuzak olduğunu kanıtlamaya ve bu aile üzerinde yıllardır yaptığın araştırmaları mahvetmeye zorluyorsun.
Forças-me a apresentar o teu espião num Tribunal, provar a armadilha e destruir anos de investigação sobre essa família.
Yıllardır buraya gelmemiştim.
Não vinha cá há anos.
Bizler yıllardır arkadaşız.
Há anos que somos amigos.
Yıllardır sana Caz dinletmeye çalıştım ben.
Tentei durante anos que ouvisses jazz.
Ailesi yıllardır başıma bela.
Há anos que a sua família é um espinho para mim.
Ben Paul Revere'i yıllardır görmedim.
Há anos que não vejo o Paul Revere.
Yıllardır büronun büyük muhalifi.
Criticou bastante o departamento durante anos.
Yıllardır yemekte konuklarına bu hikayeyi anlatır.
Mas ele conta a mesma história já há anos.
Evet, yıllardır çıkıyorsunuz.
Sim, vocês saem há anos.
Hem duygusal hem de fiziksel olarak. Yıllardır fazla sabırlı davrandım.
Emocionalmente fisicamente tenho sido incrivelmente paciente durante anos.
Neyin, ne ile başarıldığını karıştırmanız çok kolay. Özellikle de o şey, yıllardır sizin işinize yararken.
É fácil confundir o que é com o que deveria ser, especialmente quando o que é funcionou a vosso favor.
O elindeki baltayı yıllardır kullanmıyorsun.
Há muito tempo que não tens de usar esse teu machado.
Yıllardır senin gördüklerine ve kehanetlerine inanıyorum.
Confio nas vossas visões e nas vossas profecias há anos.
Yıllardır benim evim burası.
É a minha casa há anos.
- Yıllardır onlarla savaşıyoruz.
Há anos que lutamos com eles.
Ben yıllardır Jon için endişeleniyorum.
Há anos que me preocupo com o Jon.
Yıllardır peşinde oldukları büyük bir çetenin üyesi çıktı.
Este gajo que estás a falar? Acontece que ele é um grande membro de um gang que eles andam atrás aos anos.
Yıllardır beklediğim an.
Esperei por isto anos.
Bu çocuğu yıllardır görmemiştik.
Não vemos este miúdo há anos.
Rotalar hakkında yeterli bilgisi mevcut ve yıllardır da rıhtımlardan sorumlu.
Ele conhece bem as rotas e há anos que é o responsável pelos portos.
Yıllardır federal fonlardan istiyor, ama Birch hep karşı çıkıyor.
Ele procura financiamento federal há anos, o Birch recusou sempre.
Adamın yıllardır binecek tek devesi vardı. Sonra o deve kaçtı. Ne alacağına karar verene kadar diğer develerle bir iki tur atacak tabii.
Um homem monta um camelo durante muitos anos, esse camelo foge, e ele vai tentar outras cavalgadas antes de decidir com qual ele vai ficar.
Junior yıllardır kendine para topluyormuş.
O Júnior recebeu as pensões do pai durante anos.
Cumhuriyetçi partide yıllardır vurguladığımız bir nokta.
É algo de que falamos há décadas no Partido Republicano.
Sen de yıllardır onu savunuyorsun.
Você o defendeu por anos.
- Uzun yıllardır benim hastamdı.
- É meu paciente há tempo.
Scott'u yıllardır tanırız.
Conhecemos o Scott há anos.
Bunu ben yıllardır söylüyorum.
- Digo-lhe isso há anos.
Yıllardır ondan başka ailem yok.
- Está na minha família há anos.
yıllar 31
yıllarca 52
yıllar sonra 22
yıllar geçti 27
yıllar boyunca 24
yıllar önce 137
yıllar oldu 18
yıllar önceydi 17
yıllarca 52
yıllar sonra 22
yıllar geçti 27
yıllar boyunca 24
yıllar önce 137
yıllar oldu 18
yıllar önceydi 17