Önemli mi tradutor Português
2,426 parallel translation
- Gerçekten önemli mi?
- Será que é mesmo importante?
O gerçekten senin için bu kadar önemli mi?
Ele realmente significa tanto assim para ti?
Önemli mi?
E isso importa?
İş hallolduktan sonra, nasıl olduğu önemli mi?
Isso importa, se cumprir o objectivo?
Benim işim ve gücüm senin için bu kadar önemli mi?
O meu lugar, o meu poder é assim tão importante para si?
- Çok da önemli mi Bay Shue?
Que mais dá, professor?
Beau, Kelly senin için önemli mi?
Beau, preocupas-te com a Kelly?
Neden olduğu önemli mi?
Faz alguma diferença?
Bu gezegen önemli mi?
Este mundo é importante? Importante?
Önemli mi? Ne demek önemli mi?
O que é que isso quer dizer "importante"?
Confessor Ana'nınkinden de önemli mi?
Vale mais que a vida da Madre Confessora?
Bugünün John için önemli bir gün olduğunu biliyorsun, değil mi?
Tu sabes que este dia é muito importante para o John, certo?
Önemli olan da bu, değil mi?
É isso. É o importante, certo?
Sana koçan çok önemli demedim mi?
Eu não lhe disse que o canhoto era crucial?
Hepsinden değil ama, değil mi? Önemli olanlar yok.
Mas não estão todos, os importantes.
Çok önemli bir bilgiyi gizli tuttun, değil mi?
Suprimiu uma informação essencial, não foi?
Yani, gerçekten başka bir oyuncağa ihtiyacımız mı var? Çocuklarımızın dikkatini dağıtmak için bizim için en önemli olan şey yerine dikkatimizi başka yere mi verelim?
Quero dizer, nós precisamos mesmo de mais um brinquedo para mantermos os nossos filhos distraídos, podendo então nós distrairmo-nos deles?
Hong Sifu, ailen mi yoksa kazanman mı önemli?
Mestre Hong, acha que é mais importante jantar com a sua família ou terminar o combate?
Benim için önemli değil mi sanıyorsun?
E não achas que é importante para mim também?
Gerçekten önemli olduğu anda da yapabilecek mi?
Será ela capaz disso quando é preciso?
Bu her zaman taviz vermekten korktuğun önemli prensiplerinden biri değil mi, Joseph?
Esta não é uma das tuas grandes linhas que estás sempre tão preocupado em passar, Joseph?
Peki ya barış konferansı? Senin için hiç mi önemli değil?
E a conferência de paz?
Efendim, izin verirseniz müvekkilim bir kaç günlüğüne Paris'ten ayrılıp önemli bir toplantı için Washington'a gidebilir mi?
Senhor Juiz, autorizaria que minha cliente se ausentasse de Paris durante alguns dias, ela precisa de ir a Washington a um encontro importante.
En önemli ipuçlarımızdan birini öldürdü, değil mi?
Ela matou uma das nossas principais suspeitas, certo?
Ama daha önemli bir soruya gelirsek gözlemelerini kremli mi kremsiz mi istersin?
Mas falando de uma questão muito mais importante... Comes os waffles com ou sem chantilly?
Elinde bir çeşit önemli bilgiler listesi var, değil mi?
Tens uma lista sobre tudo, não tens?
Ne yapacak? Yargıca en önemli parmağını yerine dikerek ona zarar verdiğimi mi söyleyecek?
Vai dizer ao juiz que o prejudiquei ao reimplantar um dedo vital?
"Önemli olan yarışmak değil, hızdır." Değil mi?
"O importante é manter o ritmo, não ganhar a corrida", certo?
Sanat, bir bakan yardımcısının konuşmasından daha önemli değil demek mi bu?
Acho que isto significa que não há lugar para a arte onde um vice-chanceler está a fazer um discurso.
Hangisi daha önemli bir doktorun kıdemi mi, bir hastanın yaşamı mı?
O que é mais importante : o estatuto do médico ou a vida do paciente?
Şimdi kendine sorman gereken şu yaşamak mı, yoksa sır tutabilmek mi daha önemli?
Tem de se perguntar a si própria o que é mais importante para si, manter um segredo, ou manter-se viva?
Bu adamı bulmak ondan daha mı önemli? Onu mutlu edecek mi?
Achas que encontrar este tipo é mais importante que ela melhorar?
Bu hafta sonunun ne kadar önemli olduğunu söylemedim mi?
Disse-te o quanto este fim-de-semana é importante.
Sevgiden önemli bir şey yoktur, değil mi?
Não há nada mais importante do que o amor, pois não?
Sanırım neyin daha önemli olduğunu göreceğiz. Motosiklet mi yoksa sen mi.
Acho que veremos o que importa mais, a moto ou tu.
- Önemli bir yer mi?
Isso é um sítio importante?
- Öyle mi? Annem ve ben çok önemli şeyleri aştık, sanırım o parayı o ve Ojai için kullanmayı düşünüyorum.
A minha mãe e eu percorremos um longo caminho desde então e acho que quero dar-lho a ela e à Ojai.
Önemli bir şey mi bu havuz?
É importante, o lago de patos?
Sence bu önemli mi?
Isso é importante?
Hey, bu önemli bir şey değil, değil mi?
Isto não é nada sério, pois não?
- Ee, önemli bir gece mi?
Então, qual é a ocasião?
Posteri doğru yere asmak çok önemli, değil mi? Yapıştıracağın duvarı nasıl seçiyorsun?
É importante saber o sítio onde vamos pôr um póster...
Önemli olaya geçelim değil mi?
Vamos esclarecer as coisas, sim?
Önemli bir şey olmadığına inanacak kadar içiyorum ama birini öldürmek önemli birşey değil mi?
Bebo o suficiente para dizer a mim mesma que não é grande coisa, mas matar um homem... é uma grande coisa, não é?
Ulaşılabilir kolay hedefleri olan önemli bir adamsın değil mi?
Meu, tu és o manda-chuva aqui do sítio, não és?
Bu senin için çok önemli değil mi? Arabanı kullanmama izin veriyorsun.
Isso significa muito para ti, não é, deixar-me conduzir o teu carro?
Balık tutmak, kızını takdim etmekten daha önemli olduğu için mi üzgünsün?
Sente muito que pescar seja mais importante do que levar a sua filha ao altar?
Daha önemli bir işin mi var?
Tem alguma coisa mais importante?
Bu akşamki önemli yemeği iptal mi edeceksin yani?
Achas mesmo que devias faltar ao jantar da Gold Rush?
Tabii ya Thaddicus gibi yaşlı bir aptal bu kadar önemli bir şeyi nasıl bilebilir, değil mi?
Mas está claro! Como poderia um velho chalado como o Thaddicus saber algo tão importante?
En önemli şey sağlıklı olması, iyi ve sağlıklı kalması. Hem onun mutlu bir ailesi var, değil mi?
O importante é que esteja, que seja e que fique saudável, e que tenha uma família feliz, não é?