Başka bir zaman tradutor Russo
1,994 parallel translation
Umarım bu sohbetimizi başka bir zaman devam ettirebiliriz.
Ну, я надеюсь, что мы продолжим эту беседу в следующий раз.
Başka bir zamana bırakabilirdik, ama o zaman kurşun geçirmez camın ardında olmak zorunda kalabilirim.
Мы могли бы отложить это, но тогда это проходило бы за бронированным стеклом.
Başka bir zaman olur mu?
В другой вечер?
Başka bir zaman, Jane.
Как-нибудь в другой раз, Джейн.
Neden başka bir zaman geri gelmiyorsun?
Почему ты не вернулся в другое время?
Başka bir zaman görüşürüz.
Мы встретимся в другой раз.
- Başka bir zaman için bambaşka bir anı.
Другая история, другой день.
Bunu başka bir zaman konuşsak?
Мы можем поговорить об этом в другой раз?
Ya da gelişimin şerefine başka bir zaman dilimine postaladığın kızdan da bahsedebilirsin.
Или расскажи мне о девушке, которую ты отправил в другой часовой пояс в честь моего визита.
Bunu başka bir zaman konuşsak bir mahsuru olur mu?
Не против, если мы говорим об этом в другой раз?
Çantanı al. Derse başka bir zaman devam ederiz.
Вот твоя сумочка, продолжим урок в другой раз?
Siz iki budala bunu yapacak başka bir zaman seçemez misiniz?
Не могли бы вы, твитерасты, выбрать другое время для этого?
Başka bir zaman bunu tekrarlayalım.
Нам как-нибудь стоит повторить.
O asansörleri kapatırsam bankacılar başka bir zaman gelmek zorunda kalırlar.
Думаю, они будут отключены, поэтому тем людям из банка придётся вернуться в другой раз.
Tamam o zaman, çünkü bu akşam burada başka bir olay yaşanmasına gerek yok.
Хорошо. Потому что нам больше не нужны здесь драмы на сегодня, понятно?
Lunardi hisselerini aldığı zaman başka bir kâğıt olduğu hakkında ısrar ediyor.
Она настаивает на том, что в день покупки "Lunardi" у нее они были другими.
Eğer Adam Worth'un zamanın akışını tamamen değiştirmesini durdurmanın başka bir yolu olsaydı...
Если бы был другой способ не дать Адаму Ворту переписать всю историю...
Başka zaman, Jane Depo'nun saldırı altında olmadığı ve birinin seni öldürmeye çalışmadığı bir zaman.
Как-нибудь в другой раз, Джейн... когда Пакгауз не будут атаковать, и никто не будет пытаться тебя убить.
Sana inanmak istiyorum ama ne zaman arkamı dönsem başka bir sır çıkıyor.
Я хочу верить, но стоит мне повернуться, появляется новый секрет.
O zaman yanmadı. Başka bir şey olmalı.
Но если он не сгорел, то это должно быть что-то другое.
- Daha önemlisi bunu Bonnie'den çaldığım zaman başka bir şey daha keşfettim galiba.
- Но что более важно, Когда я украла кулон у Бонни, узнала кое-что еще...
Hatta New York'a bir bakire olarak gitme fikri bile bana aptalca gelmişti ama seninle ve şimdiden başka ne zaman ve kiminle daha doğru gelecek?
Но даже мысль, уехать в Нью-Йорк девственницей, глупа для меня. Но будет ли когда-нибудь ещё правильней, чем именно сейчас, и именно с тобой?
O zaman bunu başka bir şekilde halletmeliyiz.
Так что нам нужно уладить это каким-нибудь другим способом.
Hayvanlar âleminde genç bir maymun ne zaman annesiz kalsa başka bir ailenin annesi kendini sık sık sorumlu hisseder.
В мире животных, когда молодые приматы остаются без матери, мамы по соседству принимают ответственность на себя.
O zaman başka bir açıklaması olmalı.
Так что должно быть другое объяснение.
- Anjiyo zaman kaybından başka bir şey değil.
- Мы только зря потратим время на ангио. - Нужно срочно оперировать.
O zaman başka hiç bir şey yapmayacağım.
Тогда... Этого больше не произойдет.
Yine de, her zaman bir başka yıl olur.
- Да, я понял. Всегда есть следующий год
Her zaman başka bir çocuk doğurabilirim ama topraklarımızın mahvolduğu bir yerde ekin yetiştiremem.
Я смогу родить ещё детей, но урожая не будет, если земля бесплодна.
Mesajını aldım ve kaba olmak istemiyorum ama düşünüyorum da sahip olduğun şu giyotin hakkında daha fazla konuşmak zaman kaybından başka bir şey değil.
Я получила твоё сообщение и не хочу показаться грубой, но думаю, дальнейшее обсуждение этой гильотины огромная потеря времени. - Эй.
O zaman sizde baska bir ev tutun
Тогда вам просто нужно найти новый дом.
"Seks suçlusu" yerine "SS" diyoruz, çok zaman kazandırıyor. Çünkü ondan başka konuştuğumuz bir şey yok.
Мы сокращаем до С.П., чтобы сэкономить время по сравнению с "секс-преступником", поскольку только об этом и говорим.
Başka bir şey seçmek için hala zamanın var.
У тебя еще есть время подобрать другой костюм.
Pekâlâ, başka bir yargıç bul o zaman.
Что будет, если мы получим тот же ответ?
O zaman kimse beni Kraliçe Mellifer'in başka bir Hexenbiest'i öldürdüğü için suçlamaz.
Тогда никто не сможет обвинить меня за допущение ошибки, когда я позволю Королеве Медоносов убить очередную ведьму.
- o zaman başka bir şey söyle.
Как ты могла позволить...
Çünkü ona başka bir şey yapacak zaman vermedim.
Потому что времени на другие варианты я ему не дал.
Sanırım takılacak başka bir yer bulmanın zamanı geldi.
Я думаю, что тебе пора тусоваться где-нибудь в другом месте.
Başka zaman olsa hayatta elletmez ama yılın bir gecesi kendini dağıtır.
К ней вообще не подступиться.. кроме одной ночи в году.
Evet, Bree her zaman bir şeyler pişirerek avunurdu ama pişirmek onu yarı yolda bıraktığında başka bir şeyle avunurdu.
Да, Бри всегда находила утешение в стряпне. Но когда и это ей не помогало, она обращалась к кое-чему другому.
O halde başka bir görüşme tarihi belirleyelim ve o zaman konuşalım.
Что ж, давайте договоримся о следующей встрече - тогда и поговорим.
Peki o zaman neden başka bir şeyler yapmıyorsun?
Ну, тогда почему ты не сделаешь что-то другое?
Midas, prensin öldüğünü öğrenirse ejderhayı öldürmesi için başka bir savaşçı bulacaktır. O zaman da altınlarının bir gramını dahi göremeyiz.
Если Мидас узнает, что он мёртв, то найдет другого рыцаря, чтобы тот сразился с драконом, и его золото достанется не нам.
Ne zaman desteğe ihtiyacın olsa, duygusal olarak ya da başka bir şey, senin için her şeyi yaptım.
Я всегда была рядом, чтобы поддержать тебя, морально, как угодно.
Zaman kaybından başka bir şey değil.
Такая трата времени.
Sen hep Lucy'e kızgınsın, çünkü hiçbir zaman başka bir annenin yorgun olma hakkı olsun istemiyorsun.
Ты всегда обижалась на Люси потому что ты никогда не хотела что бы другая мама, имела причину уставать.
Saate bakıp, başka bir şey düşünemez oldum. Verimli bir zaman değil.
Я смотрю на часы, ни о чём другом не думаю, это время уходит впустую.
Her zaman başka bir yol vardır.
Всегда есть другой путь.
Cidden delirmek üzereyim. Şimdi soruşturma zamanı bu yüzden ülkeden ayrılamıyorum bile. Başka bir yolu yok mu?
Хотя меня это не касается... мне хочется с ним согласиться словно мир перевернулся вверх дном
O zaman başka bir şey konuşalım.
Что если попросит? Дон Чжу, фабрика в Пхочхоне...
Loki her zaman kötülükten taraf olabilir, ama sen tamamen başka bir şeyden bahsediyorsun.
От Локи всегда жди беды, но ты говоришь о совершенно ином.
başka bir isteğiniz var mı 22
başka bir gün 31
başka biri mi var 22
başka bir şey yok 82
başka bir şey yok mu 20
başka birşey 59
başka bir şey ister misiniz 24
başka biri 45
başka bir şey istemiyorum 16
başka bir şey bilmiyorum 23
başka bir gün 31
başka biri mi var 22
başka bir şey yok 82
başka bir şey yok mu 20
başka birşey 59
başka bir şey ister misiniz 24
başka biri 45
başka bir şey istemiyorum 16
başka bir şey bilmiyorum 23