Bir de tradutor Russo
115,531 parallel translation
Para içinde yüzenler teoride insanlara keyif verse de bir defa onları "büyük fikre" sahip oldukları andan daha iyi bir duruma getirdiği pek de söylenemez.
А гоняться за деньгами, хоть это и пьянит в теории, по факту не приносит больше счастья, чем в тот миг, когда у тебя родилась блестящая идея.
Bir de buna haber diyoruz.
И мы называем это новость.
Bir de sabır dilemek.
И молиться о терпении.
Bir de bu.
И этот.
Sen sadece korkmuş küçük bir çocuksun. Brakebills'de bir saat daha dayanamazsın.
В Брэйкбилс ты бы и часа не выдержал.
Başka bir yere de taşınamam yoksa olayı bildiğimi anlar.
Не могу съехать, иначе она догадается.
- Sorun değil, ben de bir kahve alayım.
- Ничего, я пойду возьму кофе.
İnsanları 2 farklı şekle ayırmamı istiyorsun. İkinci sınıf bir Freud gibi ki aynen de öyle.
Вы хотите, чтобы я сортировала людей по коробкам, как второсортный Фрейд, хотя он такой и есть.
Maine'de gittiğim bir kulübe vardı.
Я ходил в эту каюту... вверх в штате Мэн.
Georgia'daki bir meclis üyemizi de istiyorum.
Я также хотел в Assemblyman у нас в Грузии.
Maryland'de bir kongre üyesi var, o da asker istemeyen eyaletlerden biri.
Там в конгрессменом в штате Мэриленд. Это одна из стран, которые не запрашивают войск.
Sen de çocukları varis olabilecek başka bir York Prensesisin.
- Ты йоркская принцесса, твои дети - наследники.
Arthur'un doğumu, beğensem de beğenmesem de beni Tudor yapıyor çünkü onun zararına olacak bir şey yapamam.
После рождения Артура я Тюдор, хочу я или нет. Я никогда не смогу пойти против него.
Hem sana hem de kendime bir mahcubiyet yaratmak istemem.
Я не хотел смутить вас или себя.
Havalar değişince de bir eziyet kaynağı tabii.
И мучений, когда меняется погода.
Sen de annenin yanına bir dahaki gidişinde Kralın canavar gibi olduğunu ve selam söylediğini söylersin!
- Генрих... - А ты... Когда поедешь к матери в следующий раз, передай ей, что король в крепком здравии и шлет наилучшие пожелания!
Annem bu sarayda bir yerde kilitli ve sen de bana nerede olduğunu söyleyeceksin, yoksa yoksa bebeğimi baskı uygulayarak çıkarırım, ikimizde burada ölürüz.
Ее заперли во дворце. Говорите, где она, или я выдавлю ребенка из себя прямо на пол. И мы оба истечем кровью.
İnsanlar ölüyor ve sen de buna iyi bir şey mi diyorsun?
Люди умирают! По-твоему, это хорошо?
Ben de bir kötülük yapmasından korktum.
Я побоялся, что она воспользуется колдовством.
Belki de ona varis bir çocuk verdiğinde, Teddy'den korkmasına gerek kalmaz.
Если ты подаришь ему наследника, он больше не будет бояться Тедди.
Bir çoğusu, kocasının ölmesinden çok önce de Dükalığı onun yönettiğini söyler.
Говорят, она правила герцогством задолго до смерти мужа.
Elbette genel evler de var ama güvenip birlikte kocayabileceğin gerçek bir uyumluluk...
- Да, есть бордели. Но верный спутник, которому можно доверять, с кем можно состариться...
Bir tür Albany yönetimi saçmalığı olsa gerek. 100 yıldır devam eden ve bizi de tuzağına düşüren türden.
Это в Олбани кто-то химичит, там такое уже лет сто, а мы попались.
Özelinde de herkese nasip olmayan nadir bir mertebeye ulaştın.
- Настолько чистая победа - явление редкое.
Ben de Scolari ile konuşayım. Bakalım ondan bir şeyler öğrenebilecek miyim.
А я пообщаюсь со Сколари, может, что узнаю.
Ama bu ilçede kimlerin zarar göreceğini ve acıyı nerede hissedeceklerini biliyorsun. Hampton'da bir malikanede senin de dahilindeki kararların onların hayatını nasıl kontrolden çıkaracağını biliyorsun.
А сейчас ты прекрасно понимаешь, кто пострадает и как именно, как повлияют на их жизнь решения, принятые в твоём присутствии в этом сраном хэмптонском особняке.
Bu tarz reklamlar ilçe idam cezası değil de bir kurtarma operasyonu elde ediyormuş gibi gösterilmek için Astroturf kampanyamızı bitirecektir.
- Так мы начнём нашу кампанию "Астро-Тёрф". Вместо смертного приговора город получит шанс на спасение.
Zorlu olduğu kadar gerekli de bir yol.
Способ болезненный, но иначе никак.
Koyun, ne de güzel bir adlandırma değil mi?
Забавное слово "баранина", правда?
Yine de, hala bir karara varmış değilim. Çünkü aslında oradaki insanların potansiyel getirilerini umursuyorum.
Но я всё ещё не решил, как действовать, потому что меня волнует потенциальные проблемы местных жителей.
Müvekkilim benim de görmüş olduğumu sende gördü. Fevkalade bir yetenek.
Мой клиент небезосновательно считает, и я с ним согласен, что у тебя прирождённый талант.
Şu Marco adlı gencin dediği gibi planlı bir şey de olmayabilir.
- Неясно. Слушай, как и сказал Марко, это явно не прицельный удар.
Başka birisine yapılmış bir atağın yan zayiatıyız belki de.
Били кого-то другого, а нас зацепило.
Bir zamanlar seni onunla aynı odaya sokacak nüfuzum vardı, çok çok eskiden de değil. Ama artık radarında değilim. Hatta tamamen çıktım.
Ещё недавно я бы запросто мог вас свести, но теперь я выбыл из ближнего круга, а может, и не только.
30 milyon dolarla oraya gider sözleşmeli okulları açarız. Vergi indirimi yaparız. O çocuklar bizden de ailelerinden de daha iyi bir hayat sürerler.
А потом договоримся с чартерными школам, вложим миллионов тридцать, получим налоговые льготы, и эти дети заживут лучше, чем жили их родители или наши.
Ve yine de, garip bir şekilde, hala bekliyoruz Cadillac'ın hibrid supercar için.
Однако, как ни странно, "Кадиллак" все еще не выпустил гибридный суперкар.
- Şu an Pekin'de bir fotoğraf var.
Можно... У нас тут есть фото Пекина.
Çünkü bunu İngiltere'de evde denediyseniz, Bir polis memuru kimliğine bürünmekten, Ve asla hapisten kurtulamazsın.
Потому что если вы сделаете это в Великобритании, вас обвинят в выдаче себя за полицейского, и вы останетесь в тюрьме до конца своих дней.
Bunu bir Audi'de yapamazsın.
На "Ауди" нельзя сделать так.
Hammond ve May'ın bir veya iki küçük sorunu vardı. Ikisi de, benim arabamı üretime sokarsak, Bu beni bir servet yapacaktı.
Хотя Хаммонд и Мэй задали еще пару незначительных вопросов, они оба признали, что если бы я поставил эту машину на производство, она бы принесла мне целое состояние.
İçeride, bunu bir kez ters çevirdim - mütevazı bir kamp Gerçekten de akla gelebilecek en üst düzey teknoloji komuta merkezine.
Внутри я превратил этот некогда скромный кемпинг-фургон в командный пункт высочайшего класса, какой только можно представить.
Yani, bu bir Wolseley gibi görünse de,
В общем, хотя она чем-то похожа на "Вулзли", едет она явно лучше.
- Yapacaktı! Yine de tartışacak bir nokta yok. Alfa Romeo'yu sisteminden çıkardı.
Спорить тут бесполезно, теперь он забудет об "Альфа Ромео", и это хорошо.
Aslında, İngiltere'de sorun Bir kamyonetle... Itiraf ettiğim için üzgün olduğum için...
На самом деле проблема пикапа в Британии, мне стыдно это признать, в том, что как только ты остановишься на светофоре с бетономешалкой и бензопилой в кузове, их немедленно сопрут.
İngiltere'de olsaydım Ve bir çim biçme makinesi olan bir kamyonet gördü, "Alacağım."
Я честный, но в Британии, увидев на парковке пикап с газонокосилкой, я бы забрал ее себе.
İngiltere'de bir fırın şovuna sahip olan yaşlı bir kadın var. Ona Mary Berry deniyor.
В Англии есть одна старушка, которая ведет шоу по выпечке, называется Мэри Бэрри.
Belki de olabilir Ayrıcalıklı bir oyun alanı gibi.
Может быть, это станет игровой площадкой для богатых.
Bir Maserati'de uçan turlar.
Я нарезаю круги на "Мазерати".
Ben Doncaster'de büyümüş bir çocukken, Düşünüyorum da,
Когда я был ребенком и жил в Донкастере, я думал так :
Böylece Whitby'de Rumen bir erkeği çevirdiniz. - Kendinden tahrikli bir arabaya.
В Уитби ты посадил румына внутрь самоуправляемой машины.
Yine de çok pahalı bir ifade.
Это заявление дороговато стоит, верно?