Bırakmalısın tradutor Russo
1,220 parallel translation
İçkiyi bırakmalısın!
Брось пить, Ромика.
İçkiyi bırakmalısın.
Бросьте пить.
Her defasında ismini söylemeyi bırakmalısın.
Знаешь, тебе нужно перестать постоянно произносить свое имя.
Bir noktadan sonra, işleri oluruna bırakmalısın değil mi?
В какой-то момент, нужно просто отпустить прошлое, так?
Beni rahat bırakmalısın, tatlım.
Отпусти меня, милый.
Bunu artık bırakmalısın.
Ты должен смириться с этим.
Sayid'le arandaki farklılıkları bir kenara bırakmalısın.
Перестань конфликтовать с Саидом.
- Jack, onu bırakmalısın.
- Джек, ты должен дать ему подняться.
Jim, Dwight'ın kişisel eşyalarını jöle içine koymayı bırakmalısın.
— Да. И да, Джим, пришло время — больше не надо прятать личные вещи Дуайта в желе.
İnsan-i duygularını bırakmalısın,
- Каждый раз человеческие эмоции берут над тобой верх
- Bizi bırakmalısın.
Отпусти нас.
Herkesi bırakmalısın.
Ты должен всех отпустить.
Onları bırakmalısın.
Ты должен их отпустить.
Belki kontrolü serbest bırakmalısın.
Возможно, вы должны прекратить контролировать.
Onların gemisi... Telsizi açık bırakmalısın, Aiden.
Вы должны оставить рацию включенной, Эйден.
Borç ot için, teminat bırakmalısın.
Хочешь травы в кредит, оставь что-нибудь в залог.
Eğer ot istiyorsan, bir şeyleri rehin bırakmalısın.
Хочешь травы в кредит, оставь что-нибудь в залог.
İnsanlara el uzatmayı bırakmalısın.
Тебе надо прекратить трогать людей.
Her şeyi programa göre yapmam gerekiyordu ama sen bana hayatın bazen böyle gitmediğini gösterdin. Tahmin edilemez ve bazen de kendini akışa bırakmalısın ve...
Всегда думала только о своей карьере, но ты показал мне, что жизнь сама диктует нам правила, что случаются чудеса и иногда надо просто плыть по течению.
Tek eşli olmak için kariyerini bırakmalısın?
Ты отказался бы от своей работы ради моногамии?
Nefret etmeyi bırakmalısın.
Хорош завидовать.
Beni takip etmeyi bırakmalısın! ..
Не пора ли тебе прекратить следить за мной.
Benim hakkımda yazmayı bırakmalısın.
Ты должен прекратить писать про меня.
Beni bırakmalısınız, Bayan Filipov.
Вы должны уехать, тов. Филипова.
Savaşmayı bırakmalısınız.
Пора прекратить эту бойню.
Bu yüzden, eğer yapabiliyorsan, tamamen bırakmalısın.
Поэтому постарайтесь соблюдать диету, если получится.
Young-goon, beni bırakmalısın.
Ён-Гун, ты должна меня отпустить. Ён-Гун...
Bebeği ve onu bir süre yalnız bırakmalısın.
Ты должен оставить её и ребёнка в покое на какое-то время.
Kendi kendine bırakmalısın
Ты не можешь остановиться.
ama sorularımı çarpıtmayı bırakmalısın.
Но хватит уходить от моих вопросов
Onu serbest bırakmalısın.
- Нет. Тебе нужно отпустить ее.
Ama bizi bırakmalısın.
но ты должен отпустить нас, Макс.
Abinle beni aramayı bırakmalısınız.
Ты со своим братом должен перестать искать меня.
Sistemin sağlamlığını korumak istiyorsan şayet o zaman avamın iradesine göre yönetilmeyi bırakmalısın.
Если ты заботишься о целостности системы, советую тебе перестать допускать это лишь потому, – что такова воля толпы.
Biliyor musun, bu çetin ceviz ayaklarını bir kenara bırakmalısın.
Знаете, Вам надо прекращать строить из себя крутого.
Telefon kullanmayı bırakmalısın, evlat.
Избавьтесь от сотовых, сынок.
Bu işin peşini bırakmalısın.
Тебе бы следовало отпустить все это.
Foreman, belki de vakayı bırakmalısın.
Может, тебе не стоит заниматься этим делом, Форман.
İnsanlarla vücutları hakkında konuşmayı bırakmalısın, ve nereden, bilirsin, bebeklerin nereden geldiğinden.
Перестань говорить с людьми об их телах и о том, откуда, ну... откуда появляются дети.
- Belki de bütün konuşmaları bana bırakmalısın.
Может говорить буду я?
İçmeyi bırakmalısın.
Тебе стоит перестать пить.
Bazen kontrolü bırakmalısın, yoksa pişman olursun.
Ты должна ослабить контроль, иначе ты пожалеешь об этом.
Bize patronluk taslamayı bırakmalısın tamam mı?
Тебе стоит прекратить командовать нами, понятно?
- Belki de bana bırakmalısın.
- Предоставьте это мне.
Buraya girmeden önce tevazuyu dışarda bırakmalısınız.
Нужно оставить скромность за дверью.
Baba, beni bırakmalısın.
Папа, отпусти меня.
Beni bırakmalısın!
Ты должен отпустить меня!
Biliyorsun, benim için bir şeyler yapmayı bırakmalısın.
Знаешь, ты должен перестать делать что-либо для меня.
Eğer Lana ile gerçekten dürüst bir ilişkin olmasını istiyorsan, onu sınamayı bırakmalısın.
Но, знаешь, если ты вправду хочешь выстроить доверительные отношения с Ланой... - Перестань ее испытывать. - О.
Seni cezbeden şeyden kurtulmak için, kendini onun içine bırakmalısın.
Чтобы избавиться от искушения, вы должны ему поддаться.
Üvey anneni bırakmalısın.
Тебе нужно позволить твоей мачехе уйти.
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakın 390
bırakmam 34
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakın 390
bırakmam 34
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırak kalsın 58
bırakın geçeyim 78
bırakın gitsin 138
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırak kalsın 58
bırakın geçeyim 78
bırakın gitsin 138