Evlenmek tradutor Russo
3,008 parallel translation
Noel kahvaltısına seni davet etmiştim. Ve hayatımızın bir noktasında evlenmek üzere nişan yapmıştık.
Я же приглашала тебя на Рождественский обед, и когда-то давно, мы даже хотели пожениться.
Kumsalda evlenmek için izin almak istiyorum.
Я хочу получить разрешение на бракосочетание на пляже.
Çünkü kumsalda evlenmek istiyorum.
Потому, что я хочу свадьбу на пляже.
Bu şekilde evlenmek istemiyorum.
Я не хочу вот так выходить замуж.
Kimse onun bebeğiyle evlenmek için yeteri kadar iyi olmayacak.
Мы должны сделать его успешным. Понимаешь? - Да.
Evlenmek mi?
Выйти за тебя?
Bu, düzeyli ilişkileri daha eğlenceli hale getirir ama "eğlence" için olanlar evlenmek istediklerin değildir.
Он делает устойчивые отношения веселее, но эта "веселость" не такая, что ты захочешь жениться.
Bu, benim evlenmek üzere olduğum kadın, ve sen... sen ne yapmaya çalışıyorsun?
Это женщина, на которой я вот-вот женюсь, и ты пытаешься... что ты пытаешься сделать?
Seni seviyorum, ve seninle evlenmek istiyorum.
Я люблю тебя, и хочу замуж за тебя.
Açıklamam gerekirse, onunla evlenmek gibi bir niyetim yoktu.
В свою защиту скажу, что вообще не собирался на ней жениться.
Benimle evlenmek istiyor.
Он хочет на мне жениться.
Ya da seviştiğimiz zamanlar, Tom benimle evlenmek istediğini ve benden 6 çocuk yapmak istediğini söylerdi.
Или как однажды, Том сказал мне, когда мы занимались сексом, что хочет на мне жениться, и хочет, чтобы я родила ему шестерых детей.
Önemi yok. Çünkü buradasın ve bagelci Sırp kızla evlenmek üzeresin.
Не важно, потому что теперь ты женишься на бубличной сербке.
- Bilmiyorum ama evlenmek istiyorum, tamam mı?
Не знаю. Но я снова хочу выйти замуж.
Pakistanlı kız, sadece yabancı evlenmek.
Пакистанская девушка выходит замуж только за иностранца.
Seninle evlenmek için tabi.
На тебе. На тебе - снова и снова.
Drew'le bu yüzden nişanlandık ama yine de evlenmek için heyecanlıyız.
То есть... конечно, мы с Дрю из-за этого обручились, но... всё равно очень счастливы, что поженимся.
Ne... Neden benimle evlenmek istedin, Emily?
Почему ты выходишь за меня, Эмили?
- Evlenmek bile istemiyordum.
- Я даже замуж не хотела.
Wulfric ve ben... evlenmek istiyoruz.
Вулфрик и я.... хотим пожениться.
- Evlenmek mi, evlenmemek mi?
- Жениться или не жениться?
Bekâr olsaydı Bayan Duchemin ile evlenmek isterdin. Evet.
Разумеется, ты бы женился на Миссис Дюшаман, если бы она была свободна.
Belki evlenmek için hazır değilimdir.
Может я еще не готова выйти замуж.
Benimle evlenmek için büyüdüğünü biliyorsun di mi?
Ты же знала, что росла для того, чтобы выйти за меня. Не так ли?
Evlenmek için ne garip yer.
Какое странное место для свадьбы.
Hmm. Polyester karışımı bir gelinlikle evlenmek ne kötü.
Какой ужас, выходить замуж в платье из полиэстра.
Ayrıca 12 yaşındayken Antonio Benivieni ile evlenmek istiyordum.
Когда мне было 12, я хотела замуж за Антонио Бенивьени.
Robin, ne olursa olsun seninle evlenmek istiyorum.
Робин, я хочу на тебе жениться, несмотря ни на что.
Gideon'la evlenmek zorundasın.
Ты выходишь замуж за Гидеона.
Eğer Endonezyada olsaydın şimdi evlenmek zorundaydın.
Знаешь, будь вы в Индонезии, вы были бы женатыми.
İkinizin evlenmek istediğinizi ama dedesinin Odette'yi mirastan mahrum bırakmakla tehdit ettiğini söyledi.
Он сказал, что вы двое хотели пожениться, но дед Одетт пригрозил вычеркнуть ее из завещания.
Evlenmek için acelem yok.
Я не спешу выскочить замуж.
Kimse Gerard Butler'la evlenmek zorunda kalmamalı.
Никто не должен выходить замуж за Джерарда Батлера.
Evlenmek zorundayız, biliyorsun.
Тебе придется выйти за меня замуж,
Evlenemedik ama ben hala evlenmek istiyorum.
Нам так и не удалось, я всё ещё хочу пожениться.
Tabii ki istiyorum bebeğim ama tekerlekli sandalyede evlenmek istemiyorum.
Детка, конечно, хочу. Я просто... не хочу... катиться к алтарю в инвалидном кресле.
Ben evlenmek istemiyorum.
Я не хочу выходить замуж.
Evlenmek istiyorum. Neden bugün olmasın?
Нет, я тоже хочу пожениться, так что у тебя сегодня?
Niye evlenmek istemiyorsun?
Почему вы не хотите жениться на ней?
Vecide... Büyüdüğümüzde seninle evlenmek istediğimi biliyorsun, değil mi?
Ваджда, ты знаешь, что я хочу жениться на тебе, когда вырасту.
Onunla evlenmek istiyorum.
Я хочу жениться на ней.
Gravity Falls'da eskiden ağaçkakanlarla evlenmek yasalmış.
В Грэвити Фоллс раньше было законно жениться на дятлах.
Evlenmek üzereydiniz.
Вы собирались пожениться.
Bu kız benimle evlenmek istiyor ama.
Потому что эта девушка хочет выйти за меня.
Git işte. Onunla evlenmek zorunda filan değilsin.
Ты же не обязана жениться на ней.
Ve tipik Douglas gitti ve kendisine evlenmek için mükemmel bir kadın buldu.
Совершенно не удивительно, что Дуги нашел-таки себе такую же идеальную невесту.
Orta çantasındaki sırrı ilk randevudan sonra evlenmek istemesi. Son çantasındaki sırrı da yattığı kişilerin prezervatiflerine delik açması.
Её средний багаж – она думает о свадьбе после первого свидания, её крупный багаж – она делает дырки в презервативах.
Benimle evlenmek isteyen aptalı unut gitsin " dedin
Забуду-ка о глупом парне, который хочет жениться на мне. "
Kızlar evlenmek ister.
Девочки хотят выйти замуж.
- Ben evlenmek istiyorum.
- Не нужно мне все это, мне жена нужна.
Seninle evlenmek istiyorum.
Я хочу жениться на тебе.
evlenmek istiyorum 28
evlenmek mi 83
evleneceğim 37
evlen benimle 99
evlenelim 31
evlenmeyeceğim 23
evleniyor 31
evlendi 30
evleneceğiz 54
evlendim 66
evlenmek mi 83
evleneceğim 37
evlen benimle 99
evlenelim 31
evlenmeyeceğim 23
evleniyor 31
evlendi 30
evleneceğiz 54
evlendim 66
evlenmiş 17
evlendik 31
evlen 31
evlen onunla 28
evlendin mi 38
evlenirim 17
evleniyoruz 34
evleniyorum 72
evlenip 16
evlenecek misiniz 18
evlendik 31
evlen 31
evlen onunla 28
evlendin mi 38
evlenirim 17
evleniyoruz 34
evleniyorum 72
evlenip 16
evlenecek misiniz 18