Fark tradutor Russo
51,466 parallel translation
Son bir kaç gün sıra dışı bir şey fark ettin mi?
Не замечали ничего странного в последнее время?
Tek fark üzerinde nokta nokta lekeler olması. Sanki zehir...
Я полагаю, единственное отличие - это пятна, которые у него везде, как будто яд...
İkinizin ne naneler karıştırdığı pek fark etmez. Çünkü sizin keyfimi kaçıramayacağınız kadar çok mutluyum.
И даже не важно какие шалости... вы двое приготовили, потому, что я, мягко говоря, слишком счастлив, и вам не удастся все испортить.
Kasabadaki herkes biliyordu ama bir şey fark etmedi.
но это ничего не меняло.
İşimi elimde tutmaya çok uzun zamandır odaklanmışım. Ondan nefret ettiğimi fark edemedim.
Я так зациклился на том, чтобы сохранить свой пост, что не успевал осознать, насколько ненавижу его.
Bu arada fark etmediyseniz o biraz meşgul.
И, если ты не заметил, сейчас он немного занят.
Zamanımız kısıtlı farkıında mısın?
Но время ведь поджимает, да?
Şu anki ruhsal durumunun farkındasın bir iki gün daha zaman tanımamız gerek.
Ты знаешь, в каком состоянии Триш. Давай повременим денек-другой.
- Zor bir karar farkındayım.
- Я знаю, что это сложно.
Öylece otururdum orada kimse beni fark edemezdi.
Я сидел там, и никто меня не видел.
Kendini nasıl bir duruma sokacağının farkında bile değilsin.
Ты даже не представляешь, во что ввязываешься.
Sen kiminle konuştuğunun farkında mısın?
Ты знаешь, с кем разговариваешь?
Sabah Pedro'nun ağzında bunun olduğunu fark ettim.
Я просто заметил, что Педро держит это в зубах.
Ne yaptığının farkında mısın?
Ты знаешь, что ты наделала?
Ne yaptığımın farkındayım.
Послушай, я знаю, что я сделал.
Kendini hepimizden iyi sanıyorsun ama senin de benden bir farkın yok.
То есть, ты ведешь себя, будто ты лучше всех нас, но ты тоже всего лишь кассирша, как и я.
Jim'in yanından yeni ayrılmıştım. Nereye gittiğimin farkında değildim.
Я шел подальше от Джима... не особо понимал, куда иду.
- Neyi fark ettim söyleyeyim mi?
- Знаете, что я понял?
Kendini beğenmiş puştlar farkında olmadan tanıklarını elediğinde, hala zevk alıyorum.
Я до сих пор обожаю эти моменты, когда какой-нибудь наглый ублюдок портит свое же алиби не осознавая этого.
İçine bakana kadar şüpheli bir poşet olduğunu fark etmemiştim.
Потрогаю-ка я это " Я не понял, что это был подозрительный пакет, пока не заглянул внутрь.
O sırada bunun farkında değildim.
Я не знал, что это было.
Ne olduğunun farkında değildim.
Я только потом понял, что это было.
Bir eksik bir fazla ne fark eder?
Какая разница, если одним разом больше?
Şey olabileceğini düşünüyor musun... Farkına vardığın şeylerle ve son zamanlarda gerçekleşen korkunç olaylarla bağlantısını olduğunu düşünüyor musun?
Вы считаете, может быть связь между тем, что вы обнаружили и ужасными событиями последних дней?
Mecaz ve gerçek anlamın farkını bilmiyorsunuz, değil mi?
Вы не знаете в чем разница между "фигурально" и "буквально", да?
Kişi ister genç, ister orta yaşlı olsun, mecaz ve gerçek anlam farkını bilmek her zaman işe yarar.
Неважно молоды вы или разменяли еще один десяток, вам пригодится знать разницу между этими двумя словами.
Eminim hayatlarınız boyunca fark etmişsinizdir ki, bazı odalar, sahiplerinin kişiliklerini yansıtır.
Я уверен, что в течение жизни, вы замечали, как некоторые команты отражают характер своих хозяев.
Çok şaşırdım gerçekten. Neyse, fark etmez.
Очень неожиданно, но да ладно.
Farkındayım!
Да знаю я!
Cömertliğini fark etmedim sanma Stephano.
Мы оценили вашу щедрость, Стефано.
Kimin neyi göndermeye çalıştığının farkında olsanız gerek.
Полагаю, вы-знаете-кто пытается послать вы-знаете-что.
Tabii Baudelaire yetimlerinin henüz farkında olmadığı daha birçok şey vardı.
Но, разумеется, происходило гораздо больше того, о чем сироты Бодлеры не подозревали.
Sabah uyanıp korkunç bir terslik olduğunu fark etmeyi ifade eden bir sözcük yoktur.
Нет такого слова, чтобы описать то чувство, когда просыпаешься и уже осознаешь, что что-то идет совершенно не так.
Hiçbir şeyin farkında değiller.
Навряд ли они что-то понимают.
Harekete geçme vaktinin geldiğinin, bundan pişman olmayacağının farkındaydı.
Она знала, что время действий пришло. И она не будет сожалеть.
Fark etmez.
Это ничего не меняет.
Hiç fark etmemiştim...
- Я не думала...
- İkisi de. Hepimiziz. Çalışanların bunu zamanından önce fark etmesini istemiyorum.
- Я насчёт всех, но об этом не должны узнать раньше времени.
Yardımlarımın pek farkında olmuyorsun ama yardım etmesem bunun yokluğunu Tanrı'nın lütfü gibi hissedersin.
Ты этого не замечаешь, но, когда я перестану что-то делать, - заметишь. Клянусь милостью Божьей.
Arada önemli bir yasal fark var.
Это очень большая разница.
Kendini erkek gibi hissetmeyi ne kadar istediğini fark etmedim.
- Да. Я не понимал, как сильно ты хочешь почувствовать себя мужиком.
Farkında mısın bu insanların hepsi birer yüzeysel şerefsiz.
- И ты в курсе, что все люди там - поверхностные мудаки.
Birçok insandan şanslısın, bunun farkında mısın?
У многих людей жизнь хуже чем у тебя. Ты же знаешь это.
Çok dalgın oluyorum. Kevin'ın ne yaptığını fark etmiyorum.
Так глубоко, что я даже не замечаю, что Кевин вытворяет.
Şüpheli kişilere polis desteği olmadan yaklaşarak kendinizi tehlikeye attığınızın farkında mısınız?
Вам не приходило в голову, что поездка к возможным преступникам без присутствия властей, может для вас плохо закончиться?
Farkındayım evet, ama bildiğiniz gibi ceza yargılama sisteminde çok sayıda insanı savundum.
О, я... я в курсе, но как вы знаете, я защитил уже многих людей в системе криминального права.
Müvekkiliniz, bu anlaşmanın şartlarını ihlal ettiği veya herhangi bir sebeple burada itiraf ettiği gibi bir suç işlediği takdirde ek suçlamalarla birlikte tam olarak yargılanacağının farkında mıdır?
Ваш клиент понимает, что при нарушении условий соглашения или при аресте за любое нарушение преступления, в которых он здесь сознался, будут преследоваться по всей строгости закона в совокупности с новыми обвинениями?
Farkındadır.
Он понимает.
Az önce suçunu itiraf ettiğinin farkında mısın?
Ты хоть понимаешь, что только что признался в тяжком преступлении?
Umarım önümüzdeki süreçte çok daha fazla çalışacağını fark etmişsindir.
Надеюсь, вы понимаете, что это значит, что работы у вас теперь будет невпроворот.
Az önce suçunu itiraf ettiğinin farkında mısın?
Ты же понимаешь, что сознался в преступлении?
farklı 83
farkındayım 382
fark ettim 138
farkındasın 22
farklısın 17
farkında mısın 185
farklıydı 16
farketmez 180
fark etmez 562
farkındasın değil mi 17
farkındayım 382
fark ettim 138
farkındasın 22
farklısın 17
farkında mısın 185
farklıydı 16
farketmez 180
fark etmez 562
farkındasın değil mi 17