Işıkları açın tradutor Russo
77 parallel translation
Işıkları açın.
Включите свет.
Işıkları açın.
Кто-нибудь, включите свет!
Işıkları açın.
Включите свет!
Işıkları açın!
Включите свет!
- Karışmayın! Işıkları açın!
Свет, свет!
- Yeri nerede - Işıkları açın?
Сюда к свету, к свету!
Işıkları açın.
Выключайте свет.
Işıkları açın Serseriler!
Включите свет, черт возьми!
Işıkları açın!
Выключите свет!
Işıkları açın.
- Включите свет.
Işıkları açın.
ƒавай свет.
Işıkları açın lütfen.
Свет, пожалуйста
Işıkların açık!
У тебя свет!
- İşıkları açın.
- Включите свет!
Işıkları yakmam, o yüzden gözlerinizi dört açın.
Я не буду зажигать фонари, так что смотри внимательнее.
Işıkları açık bırakmışsın.
Вы забыли выключить фары.
Işıkları söndürelim. Sadece buzdolabı açık kalsın.
Выключим свет, откроем холодильник.
Işıkları açın!
Включайте свет!
Işıklar açıkken, buranın Matmazel Patricia'nın mutfağı olmadığını hemen anlardın.
Видите, Джимми, при свете очевидно, что это не кухня мадемуазель Патрисии.
Işıkları açın.
Я хочу, чтобы ты тратила 1 патрон за раз.
Işınlama odası, içinden ışınlanmamızı sağlayacak büyüklükte ki açıklıkları aramaya başlasın.
Пусть транспортаторная начнет поиск брешей, через которые мы можем телепортироваться.
Işınlayıcının sensörleri güvenlik engelinde bulunan açıkları tespit edemiyor.
Сенсоры транспортатора не могут найти бреши в силовом барьере.
Işıklar açık kalsın.
Нет. Давай оставим свет включённым.
Işıklar açılın?
Включить свет!
- Işııkları açın!
Подожди. Включите свет.
Işıklar açıksa ve sen onları kapatamıyorsan büyük olasılıkla rüyadasın.
Если свет включен, и ты не можешь его выключить, значит ты, скорее всего, спишь.
Işıkların açık olduğunu öyle mutfağa geldiğini ama... dışarıda ne olduğunu görmediğini falan söyledi.
Как, при включенном свете, ей пришлось подойти вплотную... потому, что она не видела, что снаружи.
Işıklarının açık olduğunu görebiliyorum.
Ты дома? Я вижу, что у тебя горит свет.
Işıklarını açık gördüm.
Увидел, что у тебя свет горит.
Ve hükümet masalcinlerinin teknik olarak gerçek olmadıklarını açıkladı. Ben haklıydım. Bu iş biter.
И правительство только что постановило, что они формально не реальны, так что я был прав!
Işıklar açılsın.
Bключить cвeт.
Işıkların açık olmasına ihtiyacım var. Eğer olmazsa uyandığımda her şeyin kaybolmuş ve dünyada tek başıma kalacağımı düşünüyorum.
Мне нужен свет, иначе когда я проснусь, ничего не будет, останусь только я.
Işıkların açıktı
Я видела – у тебя свет горел.
Işıkları açın!
Включай!
Işıkların açılıp kapanması eşyaların bıraktığınız yerden kaybolması gibi.
- Ну, свет вдруг начинал моргать, - Вещи не на своих местах оказывались...
Belki bu Yüzbaşı Paxton'ın neden ek bir iş yaptığını açıklar.
Возможно, это объясняет, почему лейтенант Пакстон подрабатывала.
Bu da agresif doğalarının nedenini açıklıyor. Özellikle de iş tek döllerini korumaya gelince yaptıklarını.
Что объясняет их агрессивную природу, особенно... когда им приходилось защищать лишь одного потомка.
San Marinolulara saydaki güvenlik açıklarını gösterebilirsek bizi güvenlik danışmanları olarak tutacaklarına söz verdiler ve eminim sana hatırlatmama gerek yoktur, Uffizi fiyaskondan beridir bu tarz bir iş alamadık.
Если мы покажем Сан-Марино дыры в обороне их замка то они нас наймут в качестве консультантов по безопасности. И уверена, нет необходимости напоминать, что мы не получали подобной работы со времён вашего фиаско Уффици.
Işıklar açıldığında birde baktım ki bebeğin kafasının yarısı gitmiş. Büyükbaba Joe'un yüzü ikiye ayrılmış. Trafik gönüllüsü bayanın kolu kopmuş.
А когда зажегся свет... у ребенка голова была напополам, дедушка Джо принял две пули в лицо, у регулировщицы напрочь оторвало руку.
- Dua et, hava yastıkları açıIsın.
Молись, чтобы подушки сработали.
Işıkları açıp kapatırken çift sarmalı nasıl yaptın?
Как ты сделал двойной захват без света?
Işıkları da açın! Açın!
И освещение тоже, ярче сделайте.
Işıklarınızı açın!
Зажгите ваши огни!
Işıklarınızı açın!
Зажгите огни!
- Işıklarınızı açın!
Включите свет!
- Işıklarınızı açın!
Зажгите ваши огни!
İş saatleri dışında geldiğim için özür dilerim, ama buradan geçiyordum ve ofis ışıklarının açık olduğunu gördüm.
Простите, что забежала так поздно, но я проходила мимо и увидела, что горит свет.
Işıkları açık bırakın, hanımefendi! Zira geri döndüğümüzde, gözümüz biraz seğiriyor olabilir.
Оставьте свет, славная дама, ведь, хоть мы и вернёмся с огоньком в глазах, но будем слепы...
- Işıkları açık bırakıyorlar. Zaman algın kayboluyor. Yaşamak değil bu.
всегда горит свет, поэтому теряется чувство времени здесь не живут
Işıkların açık olduğunu gördüm.
Я видела, что свет включен.
Babama kapıyı açık bırakmasını söylerdim. Işıklar açık olsun, müzik çalsın canavarları uzak tutmak için ne gerekirse yapılsın.
Я просил моего отца оставлять дверь открытой, свет и музыку включенными, все что угодно, чтобы монстры держались подальше.
açın 340
acınası 21
açın kapıyı 126
açın şu kapıyı 25
açın şunu 58
acınacak haldesin 23
işıklar 178
ışıklar 44
işıkları aç 25
işıkları söndürün 27
acınası 21
açın kapıyı 126
açın şu kapıyı 25
açın şunu 58
acınacak haldesin 23
işıklar 178
ışıklar 44
işıkları aç 25
işıkları söndürün 27