O da gitti tradutor Russo
262 parallel translation
O da gitti.
Он тоже исчез.
Tüm bu insanlar gelince o da gitti.
- Ушел, когда пришли люди.
O da gitti ve 3 gün kaldı.
Он поехал, был там три дня.
Ona köpekten bahsettim, o da gitti köpeğin sahibiyle konuştu ve onu köpeğe evin içinde bakması için ikna etti.
Я рассказала ему о псе, он спустился, поговорил с хозяйкой и она согласилась держать пса в квартире.
O da gitti.
И он ушел.
Sadece dokundum o da gitti. Tamam.
Я его пальцем тронула, а он и покатился
O da gitti.
Тоже отсутствует.
Hamile kaldım ve o da gitti.
Я забеременела, и он исчез
O da gitti!
Она уехала!
Don bana bir iş teklif etti, Bende, "Evet, tabi" dedim, ve o da gitti.
Он приехал ко мне и рассказал о деле.
Torpido gözündeydi. O da gitti. Saçmalık.
Она была в бардачке, тоже украдена.
Şimdi o da gitti.
Тeпeрь eго нeт.
O da gitti.
Он уехал.
Biz ona gitmesini söyledik. O da gitti kıymetli.
Мы велели ему уйти, и он трусливо ушел, прелесть!
O da mı bizimle geliyor? Muayene olmaya gitti.
- Нет, он пошёл в город.
O da onun peşinden gitti.
Он поехал за ней.
- O kostümü Hamburg'un ilk bombalanışında kaybettim. Saldırıda diğerleri de gitti.
Этот костюм я надела в первый налет на Гамбург.
O da mı gitti? Hayır.
Он тоже сбежал?
Fakat o gitti, tek başına, ilaçlarını da almış.
Но она ушла и забрала снотворное.
Oğlu cüzdanını düşürmüş, o da ona vermeye gitti.
Ее сын уронил бумажник, она пошла отдать ему его.
O da gitti.
Фернан Мондего?
Ama o gitti, büyük ihtimalle de Avrupa'da.
Но его как ветром сдуло. Сбежал, наверное, на континент.
O da Londra'ya gitti.
Ему пришлось уехать в Лондон.
Bu ödül avcısı hoşuma gitti. O da korkusuz ve yaratıcı biri.
Этот охотник за головами - из тех мерзавцев, что мне нравятся... бесстрашный и изобретательный.
Sen onu sevip bağrına bastın, o da çekti gitti mi?
Да, сбежал. Помогите.
Tahsildarlar parayı almaya gitti. Bunları imzalayan adam ölmüş. Ya kağıtları imzalamadan önce hastalanmış ya da Vegas'da imzaları atan o değilmiş.
А теперь, когда сборщики приходят получить деньги... выясняется, что игрок, который подписал расписку, был мёртв от какой-нибудь ужасной простуды ещё до того, как подписал бумагу.
Yangını o başlattı ve kız da gitti.
- Не переведено -
Ben Hollywood'a sordum, o da bana, "Nereye gitti?", "Nereye gitti?"
И я сказал Голливуду, "Куда его несет?" А тот мне ответил, "Кого именно?"
O buradan Ogallala'da yaşayan Dee Boot adında birini bulmaya gitti.
Она уехала отсюда, чтобы найти парня по имени Ди Бут в Огаллале.
Rus yabancısını sürüklediler ve o da peşlerinden gitti.
Они утащили этого русского и она пошла за ним.
Ben de, ama o Avusturya sonra da Avustralya'ya gitti.
Мне тоже, по правде говоря. Но он уехал... в Австрию, потом в Австралию.
Yapmak istediği herşeyi yapması na izin vermiyordu. O da koruyucu melek olabileceği bir yere gitti.
И она ушла туда, где сможет быть ангелом Хранителем.
John Hunghes ile gitti o da.
Он только что ушел с Джоном Хьюзом.
Biraz önce Penny ile konuştum ve o da onu karşılamaya gitti.
Видимо ему стало легче.
İkimiz de gittik, o da üniversiteye gitti.
- Вдвоём, да. Она ещё и в универ ходила.
Çünkü o da kısa bir süre sonra cinayete kurban gitti.
Поскольку скоро он сам стал жертвой.
O da fark etmiş olmalı. Bu yüzden gitti herhalde.
Должно быть, она тоже это уловила, поэтому и ушла.
O da onlarla gitti.
Гдe, Джeйн? - Oн yшeл c ними.
Margie'nin hoşuna gitti, o da çok beyaz.
Мардж это понравиться, потому что она тоже такая светлая.
O da güvenlik ekibiyle gitti.
Он ушел с группой охраны.
O kadar hoşuma gitti ki, yarın da yemek yiyeceğim.
Ну, мне это так понравилось. Что, думаю, мы завтра опять поедим.
Bir çocuk Donna'a sarkmış o da dövmeye gitti.
Ничего такого?
Zaten, bir bardak içmiştim o da direk kafama gitti.
Я уже выпила один бокал, и алкоголь ударил мне в голову.
Tek özel yerim banyo kalmıştı, şimdi o da elimden gitti.
Ванная – последнее место, где, как я думала, что могу побыть одна.
Ya Almanlar gitti ya da o bizim gitmemizi istiyor.
В то смысле, что или немцы ушли прочь, или нам нужно уходить прочь. Я не знаю.
Bu tarafa gitti, sonra da o tarafa.
Она поехала в ту сторону две минуты назад.
Diyelim ki başkana gitti, o da tüm dünyaya anlattı.
Скажем, он пойдёт к президенту. А Президент расскажет всему миру.
Nereye gitti? Ben sormadım. O da söylemedi.
- Я не спросил, а он не сказал.
Biliyor musun o da oraya gitti.
Знаешь, он приезжал туда.
Ona tokat attınız ve o da olayın orada kapanmayacağını söyleyerek gitti.
- Вы дали ей пощечину, и она ушла, сказав, что так это не оставит, да?
Sonra Larry diye bir adamı daha çok sevdim ve o da gitti.
Потом я полюбила Ларри, полюбила даже больше но он уехал.
o da ne 669
o da benim 38
o da olur 28
o da sensin 43
o da var 56
o da yok 16
o da ne demek 78
o da burada 16
o da beni seviyor 25
o da nedir 79
o da benim 38
o da olur 28
o da sensin 43
o da var 56
o da yok 16
o da ne demek 78
o da burada 16
o da beni seviyor 25
o da nedir 79
o da iyi 30
o da dedi ki 42
o da 410
o da nesi 25
o da bana 49
o da kim 286
o da mı 21
o da kimdi 18
o daha bir çocuk 37
o da doğru 23
o da dedi ki 42
o da 410
o da nesi 25
o da bana 49
o da kim 286
o da mı 21
o da kimdi 18
o daha bir çocuk 37
o da doğru 23
o da ne öyle 27
o da öyle 48
o daha çocuk 50
o da nereden çıktı 18
o da neydi 223
o da neydi öyle 27
o da değil 31
o da öldü 29
o da oradaydı 16
o da öyle 48
o daha çocuk 50
o da nereden çıktı 18
o da neydi 223
o da neydi öyle 27
o da değil 31
o da öldü 29
o da oradaydı 16