Söylemeye çalıştığım şey tradutor Russo
331 parallel translation
Yani söylemeye çalıştığım şey belki de o kemikler bu kasaba kurulmadan önce oradaydı.
что возможно останки были тут до основания города.
Söylemeye çalıştığım şey bu.
Вот то, о чем я говорю.
Söylemeye çalıştığım şey sana aşık olduğum.
Я пытаюсь сказать тебе, что я люблю тебя.
Söylemeye çalıştığım şey... Sözcükleri bulamıyorum. Anlamı açık.
Я пытаюсь высказать вам такое, что не нахожу для этого слов.
Söylemeye çalıştığım şey... Seni hiçbirşeyle suçlamaya çalışmıyordum.
Я хотел сказать, что я ни в чем не пытаюсь тебя обвинить.
- Evet, söylemeye çalıştığım şey - - Pardon.
- Да, я хочу сказать...
Söylemeye çalıştığım şey şudur ah, her şeyin, doğru bir zamanı ve yeri vardır.
Я хочу сказать, что у всего есть свое время, свое время.
Söylemeye çalıştığım şey, Dougal... seni severim.
Я лишь пытаюсь сказать, Дугал... - Ты мне нравишься.
- Söylemeye çalıştığım şey, her "biz" in temeli, bir "bendir. Ve eğer" ben "hâlen inşa halindeyse, Tanrı aşkına" biz " i oluşturmaya başlama.
Основа для каждого "мы" - это "я", и если "я" - работа в прогрессе, не начинай строить "мы".
İzin verirsen söylemeye çalıştığım şey insanların kafa yapısı konusunda anlamadığım çok şey var.
По моему мнению, если вы позволите мне его высказать в этом слишком много человеческого, чтобы я мог понять.
Ben diyorum ki... söylemeye çalıştığım şey...
Я думаю... Хочу сказать...
Evet, sanırım söylemeye çalıştığım şey...
Тут я только плаваю, а сейчас поеду домой.
- Hayır. Söylemeye çalıştığım şey, bu bir yönetim kurulu toplantısı ve sen bir üye değilsin.
- Тебе лучше подождать в моем кабинете.
Gerçekten çok isterdim. Söylemeye çalıştığım şey, biliyorsunuz... -... şey yapmalıyız...
- Я просто хочу сказать, что...
Sanırım söylemeye çalıştığım şey...
Я думаю, что я пытаюсь сказать...
Söylemeye çalıştığım şey şu. Dün gece yatmadan önce ve sabah bunları ölçtüm. Büyüyorlar.
Дело в том, что я измерила их перед сном, и снова этим утром... и они росли.
Burada söylemeye çalıştığım şey Ross'u tamamen tanımadan yargılamayın.
Я хочу сказать, не судите Росса, пока не узнаете его получше.
Söylemeye çalıştığım şey bir protokol ihlali olduğu.
Я говорю, что это - нарушение протокола.
Sanırım söylemeye çalıştığım şey farkettim ki tüm bu karmaşıklık sadece geçici bir şey.
Я полагаю, что я пытаюсь сказать... что я осознал, что вся эта чертовщина... просто временное явление.
Söylemeye çalıştığım şey, eğer adım adım gidersek, belki, belki seneye...
Я пытаюсь сказать, что если мы будем приближаться к этому шаг за шагом,..
Size söylemeye çalıştığım şey, O kişinin Buddy olması imkansız.
Я пытаюсь вам сказать что это не мог быть Бадди.
Söylemeye çalıştığım şey... Bütün gün bunu düşündüm.
О том, что... я думал об этом весь день.
Söylemeye çalıştığım şey...
ВОТ ЧТО Я ПЫТАЮСЬ СКАЗАТЬ :
Söylemeye çalıştığım şey... Sana karışık kaset doldurdum.
Я пытаюсь сказать что я записал тебе кассету с "нашими" песнями
Seni yapmakta olduğun şeylerden korumak için... sana söylemeye çalıştığım şey buydu Dylan.
Это то, что я пытаюсь сказать тебе, Дилан, уберечь тебя от того, что ты собираешься сделать.
Söylemeye çalıştığım şey de bu.
Видишь, в этом и есть наше различие.
Dün gece sana söylemeye çalıştığım şey buydu.
Вчера пытался тебе это объяснить.
Sanırım söylemeye çalıştığım şey, iyi olacağın.
Полагаю, я хочу сказать, что с тобой все будет в порядке.
Tüm söylemeye çalıştığım şey, bunun aptalca olacağı.
я только пытаюсь сказать, это было бы просто глупо.
Söylemeye çalıştığım şey, her cuma gecesi... tenzilat dükkanının arkasındaki dar sokakta zar atarız, bilirsin?
Ты знаешь, каждую пятницу вечером... Знаешь, в переулке, что позади распродаж, мы играли в кости
Sanırım söylemeye çalıştığım şey, hayatımda ilk defa, kendimi bir şeyin parçası olarak hissediyorum....... önemli bir şeyin parçası.
Я осмысливаю все происходящее и это... Впервые в своей жизни я ощущаю себя частью чего-то большего. Что-то значимое.
Söylemeye çalıştığım şey... senin, bizim için ne kadar önemli olduğunu unuttuk.
Думаю, мне хочется сказать, что мы забыли, каким вдохновением ты явился для нас обоих.
Söylemeye çalıştığım şey daha fazlasını istediğim, her geceyi Winchester'da geçirmekten fazlasını.
Шон, я пытаюсь сказать, что мне нужно кое-что большее, чем проводить каждую ночь в "Винчестере".
Söylemeye çalıştığım şey bu.
Я собственно это и хотел предложить.
Sanırım söylemeye çalıştığım şey... ... hepinizin Şükran Günü'nün mahvolduğuna şükür ediyorum.
Я пытаюсь сказать что я очень благодарен, что ваши Дни Благодарения сорвались.
Neden sana bir şey söylemeye çalıştığımı düşündün?
С чего ты взяла, Тони?
Sana söylemeye çalıştığım şey doğruydu.
Всё, что я тебе сказала, было правдой!
Sanırım söylemeye çalıştığı şey kendisinin kalp krizi geçirdiği.
Я думаю что он хочет сказать что у него сердечный приступ.
- Sana söylemeye çalıştığım şey özür dilemek. Gwen senin adına herşeyi söyledi.
Нет, ничего не говори.
Söylemeye çalıştığım şey buydu.
" мен € был... — оциальный недуг,
- sana söylemeye çalıştığım şey buydu.
Вот что я пытался тебе сказать.
Belki de hiç traktör sürmediğim içindir ve babamın kardeşi ile olduğum içindir ama sanırım söylemeye çalıştığım şey şu bu iş için doğru adam olduğumu sanmıyorum.
Я хочу сказать, что я... Я не думаю что я - правильный человек для этой работы.
Söylemeye çalıştığım tek şey : Eğer güzel bir kadınla çalışmak evliliğimi tehlikeye atacaksa... Ailem önde gelir.
Если работа рядом с красивой женщиной угрожает моей семье то моя семья на первом месте.
Sanırım söylemeye çalıştığı şey senin, Phil'e olan yatırımın ki, onun aklına göre çok oransız, ve hatta belki de hastalıklı.
По-моему, он намекал на твой вклад в Фила.
Sana söylemeye çalıştığım şey işte bu.
Вот что я говорю.
Sevinmelisin, çünkü söylemeye çalıştığım şey...
- Я просто вся дрожу. - И правильно.
- Sanırım... söylemeye çalıştığı şey dikkatli olman gerektiği. Öyle değil mi?
Я думаю, она хочет сказать, что тебе надо быть поосторожней.
Şey, hayır, söylemeye çalıştığım...
Ну, не важно.
Hayır, Jimmy'nin söylemeye çalıştığı şey yaptıklarınıza izin vermem için bana lazım olan şeyi lazım olduğu zaman vereceksin.
Нет, Джимми говорит, что если не хочешь, чтобы я совал нос в твое дерьмо... нужно подбрасывать мне кое-что, когда я в этом нуждаюсь.
Sanırım söylemeye çalıştığı şey- -
Я думаю, что он пытается сказать о том, что он...
Söylemeye çalıştığım şey şu. Bunu yapamam.
Видимо я пытаюсь сказать, что я не могу сделать этого.