Tamamen öyle tradutor Russo
164 parallel translation
Bence tamamen öyle değil. Sen bilirsin.
Ты можешь согласиться с этим?
Tamamen öyle.
Это так.
Yani kiracı gibi misiniz? Tamamen öyle.
- Несколько похоже на аренду?
Bulunduğum yerden tamamen öyle anlaşılıyordu.
Это полностью попровимо с моей точки зрения.
Tamamen öyle olmasaydınız, bu dediğin doğru olurdu.
Что было бы прекрасно, если бы это не было совершенной неправдой.
- Evet, tamamen öyle.
- Да, далеко на складе.
Ama onunla konuştuktan sonra tamamen öyle olduğunu anladım.
Но заговорив с ним... Он был в точности таким, каким показался.
- Tamamen öyle.
- Именно.
Tamamen öyle, o zaman onu eve götüreceğiz Hristiyan nasihatlari vereceğiz ve bu bir yaşam tarzı olmayacak.
Найдем ему церковного наставника, это не станет стилем жизни.
Tamamen öyle.
Как раз в этом!
Tamamen öyle!
Это он и есть!
Tamamen benim olduğunda... sana öyle güzel bakacağım ki.
Если б ты был весь мой, чтобы любить тебя и беречь... я была бы неразлучна с тобой, как земля.
Tamamen bana ait olmanı öyle isterdim ki.
Мне бы очень хотелось... чтобы вы принадлежали мне целиком.
Ama diğer taraftan bana öyle geliyor ki, tamamen polisi ilgilendiren böyle bir konuya çok fazla karışmamalıyız.
Это вовсе не означает, что мы должны брать на себя инициативу в вопросе, который относится сугубо к компетенции полиции.
Tamamen durana kadar öyle kalacak.
И всё останется без изменений до полной остановки.
Benim için önceden nasıssa, tamamen şimdi de öyle.
Она точно такая же, -... какой она была для меня.
Mevcut koşullar altında, çok geçmeden... uzun süredir ödenmemiş borçlardan dolayı size karşı... sayısız ilam çıkarılacaktır. Elinizdeki kaynaklar tamamen tükenmiş durumda... öyle ki... bir şilininiz bile yok.
Поскольку в силу нынешних обстоятельств скоро последует бесчисленное количество исков против вас за просроченные долги а ваш кредит настолько исчерпан что вам вряд ли удастся собрать даже шиллинг.
Düşmanlıkların sebebi tamamen gözün kararmasıdır. - Onunda gözü kararmış, sence de öyle değil mi?
Противник, обезумевший от злобы, часто кажется слепым, и твой - как раз из таких.
Öyle görülebilir ama tamamen güvensizdi.
Так могло казаться! Но она была ужасно ненадежна...
Yani, tamamen hazırsın, öyle mi Aubrey?
Ну, у тебя всё готово, Обри?
Ancak, halkın protestoları öyle büyüktü ki Hükümet bugün bu projeyi tamamen kapatma emri verdi.
Но под давлением общественных протестoв сегодня госадминистрация решила закрыть проект..
Dolly tamamen işlevsiz kaldı. Evet ne oldu öyle, Palo-mino-minimini?
Да, что у тебя там случилось, Пал-о-мой-о-мино?
Bu, sigorta şirketinin koşulu ; diyorlar ki, farkında olmalıymışsınız bu bir oyun ve siz de bu söz konusu oyuna kendi isteğinizle katılıyorsunuz öyle ya da böyle, garanti ediyoruz ki, ücret tamamen kardeşinizin size bir hediyesidir ve sizin memnuniyetinize bağlıdır.
В страховке отмечено, что Вы добровольно хотите стать участником игры.
Adli Tıp Kurumunda Willow'un yaptığı ihlal tamamen kanuni, öyle değil mi?
Компьютерное вторжение Виллоу в полицейское управление законно?
- Öpüşmemiz öyle değildi. Tamamen aynı hizadaydı. Üst üste, alt alta.
Полное выравнивание, верхняя на верхней, нижняя на нижней, и я даже не собираюсь упоминать его язык.
Sen ne zaman öyle hissedersen, beni aradığında yalnızsam tamamen seninim..
Будет настроение и я буду один - я к твоим услугам.
Diyorsun ki, bu parayı al ve gerçek ve anlamlı aşkı bulma umudundan tamamen vazgeç öyle mi?
Ты предлагаешь мне взять деньги и навсегда отказаться от возможности найти настоящую любовь?
Öyle görünüyor ki, gizemli adamının işi batırmasından, tamamen sen sorumlusun.
И, похоже, отвечаешь за это ты. Твой таинственный человек сотворил хуйню.
Demek bu gezegen tamamen ıssız, öyle mi?
Значит, что получается : эта планета полностью необитаема?
Çalışma istiyor. Burada olan bir şey tamamen doğru değil, öyle değil mi?
Чего-то здесь не хватает, не так ли?
Öyle büyük bir şoka girmişim ki tamamen kendimden geçmişim. Hiçbir şey hatırlamıyorum.
Я была шокирована, у меня разум помутился.
Öyle görünüyor, ama tamamen bir illüzyon.
Такое же настоящее, каким может быть нечно, что является полной иллюзией.
Beni tamamen çileden çıkardı, o neydi öyle?
Это меня так напугало. Что это было?
Park Hyun-gyu'nunkiyle uyuşması halinde... oyun artık tamamen sona erer, öyle değil mi?
ДНК этой спермы совпадет с ДНК подозреваемого Пак Хьюн-гу, тогда можно будет считать этот вопрос решенным?
Yani postacıyı tamamen unuttun, öyle mi?
Так вы совсем забыли об этом почтальоне, да?
Tamamen içimden geldi. Öyle doğaldı ki.
Меня просто вдохновило.
Öyle söylüyorsun ama dönüşün tamamen oradaki lidere bağlıdır.
Это зависит от главного Босса. - Кого? - Обезьяны Смерти.
- Senin için tamamen çikolata, öyle mi?
- Итак, тебе нужен только шоколад?
Yani tamamen yanmadı, tekrar inşa ettiler, öyle mi?
То есть не совсем. Они отстроили его, так?
Şu Roy Eberhardt öyle görünüyor ki tamamen küçük bir dahi.
Я ничего не сделал. Ты смотри! Этот Рой Эберхард, кажется, прямо какой-то злой гений.
Elinde tamamen para dolu bir cantayla geliyorsun ve oradan kaldirirken birden bire kilidi kirilip aciliyor oyle mi?
То есть у тебя случайно оказался полный чемодан налички и ты его поднимаешь, и вдруг замок случайно ломается?
Sadece sen tamamen... kızgın ve kararlısın ama gözlerin öyle değil.
То есть ты вся такая... грубая и жесткая, но глаза не такие.
Evinde tamamen cesetlerle dolu bir et dolabı var, öyle değil mi?
У тебя целый шкаф мяса дома. Полный трупов, не так ли?
Hem neredeyse tamamen boşluk ve hem de öyle kalacak...
Ёто - почти полностью пустое пространство не собиралось вести себ € так, как ему предписывалось.
Köpek Adası tamamen güvenli olmasına rağmen Londra'nın çevresi maalesef öyle değil.
За пределами зоны безопасности Лондон закрыт.
Ortağın öyle tamamen işe yaramaz değilmiş.
Твой напарник не такой уж и бесполезный.
Bir bebek doğurtmak, tamamen harika ve mucizevi bir şey olabilir, ama öyle davranmak?
Рождение может быть удивительным и магическим, и бла-бла-бла, Но сами роды?
Yani öyle görünüyor ki yerel market yakında tamamen kapanmayla yüzyüze kalacak.
Похоже на то, что местный фермерский магазин в скором времени могут полностью прикрыть...
- O tamamen farklıydı. Öyle mi?
Это другое.
Öyle bir ihtimal yok. Tamamen güvendeyiz.
Мы надежно защищены.
Bana öyle geliyor ki Tammy Kent'le bu kadar ilgilenmenin sebebi babanın sizi terk etmesi konusunda ve annenin sinir krizi geçirmesi konusunda tamamen çözemediğin şeyler var.
Мне приходило на ум, что ты интересуешься Тэмми Кент, потому что есть что-то незаконченное в твоем понимании ухода твоего отца и сломе твоей матери.
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyle olsun 692
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyle olsun 692
öyleyim 490
öyle mi dersin 362
öylesin 305
öyleymiş 51
öyledir 296
öyle bir şey değil 75
öyleyiz 77
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi dersin 362
öylesin 305
öyleymiş 51
öyledir 296
öyle bir şey değil 75
öyleyiz 77
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öylece 26
öyleydim 119
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öylece 26
öyleydim 119