English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ Z ] / Zamanlarımda

Zamanlarımda tradutor Russo

194 parallel translation
- Boş zamanlarımda, yazarım.
- В свободное время, я пишу. - И чего здесь стесняться..
Ardından boş zamanlarımda gün içinde daha da detaylanan hayalleri görmekten zevk alır hale geliyorum.
В последнее время мне было приятно наслаждаться в мечтах потерянными моментами, которые возникали и гасли, время от времени.
Ama sürekli değil. Sadece boş zamanlarımda.
Но не всегда, а только в свободное время.
aksi takdirde nadir boş zamanlarımda ; Yazarım.
За исключением его высказываний о моем желании... писать.
- Boş zamanlarımda.
- В свободное время.
Şey, bazı zamanlarımda.
Нет, бывают моменты озарения.
5 yaşında bir oğlum var. Boş zamanlarımda casus romanları okurum.
У меня 5-тилетний сын, и в свободное время я люблю читать детективы.
İlham kaynağı ilk zamanlarda SunOs tan gelmişti üniversite zamanlarımda kullanıyordum oradan ilham aldım mmmm
Наибольшее вдохновение я получил от SunOS которая была... которую я использовал в то время в университете.
Boş zamanlarımda mutant avcılığı yapacağım ve korkunç, deforme olmuş yüzlerini gelecek nesiller için ölümsüzleştireceğim.
Я буду в свободное время охотиться за мутантами и увековечивать их чудовищные лица для желтой прессы.
Gençlik zamanlarımda, sadece örnek olsun diye söylüyorum, opera şarkıcısı olmak isterdim.
В молодости я хотел быть, к примеру оперным певцом.
Ben bile boş zamanlarımda yapabilirim.
Заткнись.
Beni özel zamanlarımda rahatsız etmene neden olacak kadar mühim olan nedir?
Что ещё стряслось? Зачем ты прерываешь меня в минуты личных размышлений?
Aktif zamanlarımda tanışsaydık bir numaralı kadınım olurdun.
Если б мы встретились, с тобой раньше, ты была бы моей девочкой номер один.
Formum için boş zamanlarımda seve seve çalışırım.
В свободное время я сам с удовольствием тренируюсь для поддержания хорошей формы. - Ну, раздевайся!
En kötü zamanlarımda bile kelimelerin içimde kabardığını hissederdim.
Даже в худшие времена внутри меня бурлят слова.
Boş zamanlarımda heykelle uğraşırım.
А скульптура - мое хобби.
Boş zamanlarımda bahçe ile uğraşıyorum.
- Привет. В свободное время я выращиваю цветы.
Hızlı zamanlarımda, gece boyu ayakta kalır kendimi limitlerime kadar zorlar ve zeminde sızar kalırdım.
В дни моей бурной молодости я бы не спал ночами, доводил бы себя до предела и отрубался прямо на полу.
İşi ilk aldığımda şöyle düşündüm, uh, bu sadece ayrı zamanlarımda yaptığım bir iş olacak böylece işlerimi bir araya toplayıp, fil okuluna geri döneceğim, ama... bu gerçekten yürümedi.
Когда я впервые взял камеру, я думал, что это так, временное увлечение, пока не найду нормальную работу, или пока не вернусь в школу, но... я ошибался.
Boş zamanlarımda Lise'ye uzun mektuplar yazıyordum.
В свободное время я писал Лизе длинные письма.
En bencil zamanlarımda bile bana katlandın.
Я самодовольно насмехался над тобой.
Boş zamanlarımda ona yardım ederdim.
раньше я помогал ей в свободное время. Здорово.
Depresif zamanlarımda yaptığım şeyi yapıyoruz.
Мы делали то, что я делаю когда на меня нападает депрессия.
Evdeyken işe yaramıştı, ne bileyim işte. Belki de benim masam eğimlidir. Her neyse, boş zamanlarımda, hayvan doldurmaktan hoşlanıyorum.
Дома это работало, не знаю почему... может у меня стол неровный... короче, в свободное время
Ben ne yapıyorum? Boş zamanlarımda tesisatçılık yaptığımı mı sanıyorsun?
Думаешь, я работаю водопроводчиком в своё свободное время?
Ve tüm o zamanlarımda beni düzelten tek bir adam vardı.
И всегда, когда это происходило, был человек, который поддерживал меня.
Oh, elbette, sıkıntılı zamanlarımda beni neşelendirdi hiç bilmediğim renkleri görmemi- -
Разумеется, веселил меня, когда мне было тоскливо. Показал, что в жизни есть такие цвета, о которых я ничего не знал раньше.
Genç ve deli dolu zamanlarımda, kaçıp tofu yapmayı öğrenmek istediğim olmuştu.
Ну, вообще-то, когда я был молод и безумен, Я думал о том чтобы сбежать и научиться готовить тофу.
Boş zamanlarımda tenis oynadığımı falan mı sanıyorsun?
Чем ты думаешь, я занимаюсь в свободное время, в теннис играю?
Kötü zamanlarımda hep bana destek verip
" теша € мен € в нелегкие часы, ты всегда напоминал мне :
Audrey, top oynarken kendimi en dinç zamanlarımda gibi hissediyorum. Diğer tüm o genç çocuklar da sanki ben onların kahramanıymışım gibi saygı gösteriyorlar.
Слушай, Одри, игра в мяч помогает мне чувствовать себя лидером, и многие из этих молодых парней смотрят на меня так, как будь-то я их герой.
O gün hala aklımda... güzel zamanlar.
Я помню тот день... хорошо тогда было.
Onunla tanıştığımda zor zamanlarımdı ve zorluklardan usanmıştım.
Красивая.
Sanki uzun bir koridorda yürüyordum bir zamanlar aynalı olan, ve halen ayna parçalarının takılı olduğu ve koridorun sonuna ulaştığımda karanlıktan başka bir şey yok.
Я словно иду по длинному коридору, где когда-то было много зеркал, и осколки этих зеркал до сих пор висят на стенах. А когда я подхожу к концу коридора, там нет ничего, кроме темноты.
Nasıl olur? Bir zamanlar, kendine ait bir yerin olsun isterdin diye kalmış aklımda.
Я помню, были времена, когда ты мечтал иметь свое пристанище.
Bunlar meydana geldiğinde, o sandalyelerin arasından oraya baktığımda ve genç bir bayan yüzü görürüm ve gözlerinde kendimi görürüm daima böyle olmak istedim, belki bir zamanlar...
Вы многого не знаете о женщинах. Я слышал как раз обратное.
Ağladığımda sırtımı okşadığın zamanlar için.
Время, когда ты гладил меня по спине, когда я плакала.
Bazı zamanlar, burada dolaştığımda, sektörün bitpazarı olduğumuzu hissediyorum.
Иногда, когда я хожу здесь, я чувствую, что мы как будто магазин сектора.
Sadece- - son zamanlar hayatımda pek çok şey oldu, ve hepsi de ekstrem olaylar bacağın düştüğünde- - koptuğunda- - yerinden çıktığında- - - Sadece çık!
Просто, у меня в жизни многое всего было, и все это пролетело у меня в голове, когда твоя нога упала... отсоединилась.
O zamanlar iyi dayandım ama daha sonraki hayatımda çok sorunlar yaşadım çünkü o olaylar geri geliyor ve asla unutamıyorsun.
Я выжил тогда но потом, всю свою жизнь, эта мысль не давала мне покоя потому что, вспоминая те события я не мог их забыть.
Bir zamanlar hayatımda bir ışık vardı.
Однажды в моем сердце поселился мужчина.
Hayır, aslında hayatımda özel bir tek olay var ölene dek unutmayacağım... 91 yılında..., birliğim Kuveyt'e gönderilmeden önce direnişin son zamanlarında.
Это как у Спуна? Нет, есть всего одно, что может напугать меня до смерти. Это случилось тогда, когда моя часть выполняла задание по сломлению сопротивления.
Grubun en iyi zamanlarına her baktığımda "Nevermind" çıkmadan önce olduğunu gördüm.
Лучшие моменты существования, как грубый период перед выходом альбома "Невермайнд".
Hayatımın karardığını hissettiğim bu zamanımda her şeyin çok daha parlak olduğu zamanları düşünmekten kendimi alamıyorum.
Я чувствую, что моя жизнь подходит к концу Я не могу перестать думать о времени... Когда все было настолько радужней
Şimdi yıllar oldu, fakat o zamanlar, bugün gibi aklımda.
Прошли годы, но я думаю об это все время.
Birinci sınıf öğrencisi olduğu zamanlar daha dün gibi aklımda.
Кажется, еще вчера он был как симпатичный маленький первокурсник.
Yanımda olduğu zamanlar hep korkuyordum...
Всегда, когда она была рядом, мне было страшно...
Bir zamanlar hayatımda biri vardı.
Знаете, был у меня когда-то один мужчина.
Hayatım Rita... Bir zamanlar rüyalarımda ve dualarımdaydın.
Дорогая Рита, когда-то ты была лишь мечтой...
Biliyor musun, bir zamanlar sana baktığımda sonsuz bir gurur duyardım.
Ты знаешь, было время когда я смотрел на тебя и испытывал такую гордость.
Bir gece New York'da arkadaşlarımla Spring Awakening'i görmeye gittim bittikten sonra Brooklyn'deki karaoke gecesine gitmek için metroya bindik ve gerçekten çok kötü performanslar izledik oradaki insanların tek derdi sahnede olup görülmek ve duyulmaktı ve onları izlerken onları anladığımı düşündüm onlar dağılmış ve güvensiz insanlardı ve kafaları karışmıştı ama onlar yapmaları gereken şeyi yapıyordu kalplerinin onlardan istediklerini yapıyorlardı sonra David beni cepten aradı ve ona cevap vermek istemedim bir zamanlar o da orada benim yanımda otururdu ve bundan hoşlanırdım ama uzun zamandır bunu yapmıyor.
Однажды в Нью Йорке, я пошла на спектакль "Весеннее пробуждение". С друзьями. И потом мы поехали на метро и зашли в кафе в Бруклине, где как раз был вечер выступлений.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]